Rabbimizin Örnek Gösterdiği Kadın

Rabbimizin Örnek Gösterdiği Kadın

Rabbimiz has kullarını kullarına örnek gösterdi. Gerçekten has kul mu olmak istiyorsunuz? İşte örnek: Meryem. Neden örnek gösterildiğini mi merak ediyorsunuz? İşte o has kulun özellikleri; iffet, iman ve itaat. Buyurun, samimi olarak örnek arayan kullar; size hiç itiraz edemeyeceğiniz, kusur bulamayacağınız, amasız, falansız bir örnek. Şeytanların bile şöyle böyle diye vesvese vererek kafanızı karıştıramayacağı, samimi iseniz nefsinizin de sizi aldatamayacağı bir örnek. Çok net bir örnek. Çünkü onu Allah mü’mine kadınlar ve kızlar için örnek gösteriyor. Evlenmemesine rağmen iffetini koruma uğruna bütün zorluklara göğüs geren, iftiralara iffetiyle karşı koyan, Allah’ın seçip tertemiz yaptığı ve dünya kadınlarına üstün kıldığı İmran kızı Meryem. Meryem kelimesi “Allah’ın hizmetçisi, O’na ibadet eden” demektir. Rabbimiz analarımızı, bacılarımızı, eş ve çocuklarımızı davasının Meryemleri eylesin.

“Hani, İmran’ın karısı ‘Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin’ demişti.” (Âl-i İmran, 35)

Mü’minin hayatı da, ölümü de, ibadetleri de, nefsi de, nesli de, malı da, mülkü de, makamı da, mevkisi de kısaca her şeyi âlemlerin Rabbi olan Allah için olmalıdır. Zaten her şey O’nundur ve O’na döndürülecektir. Rızası ile O’na hizmet ederek dönmeyi isteyenler kazanıyor. O’na hizmet etmeyenler, hizmet etmeden dönenler ise kaybediyorlar.

“Onu doğurunca ‘Rabbim! Onu kız doğurdum. Erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum.’ dedi.” (Âl-i İmran, 36)

Mü’min, nefsinin ve neslinin korumasını -kendine düşeni yaptıktan sonra- âlemlerin Rabbi olan Allah’a bırakmalıdır. Çünkü gerçekten koruyup kollayan, mülkün gerçek sahibi olan Allah’tır. O’na kulluğu, O’nun davasına hizmeti en yüce bilmelidir. Allah’ın korumasına bırakmak demek nesli kulluk programı ile yetiştirmek demektir. Annesi tarafından Allah’ın terbiyesine bırakılan Meryem’e ilahi müjde melekler vasıtası ile ulaşıyor.

“Hani melekler ‘Ey Meryem! Allah seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.’ demişlerdi.” (Âl-i İmran, 42)

Ey Rabbimiz! Meryem’i tertemiz yaptığın gibi Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin ümmetini de tertemiz eyle. Sen temize çıkarmazsan hiçbirimiz temize çıkamayız. İmanlarımızı sahih, amellerimizi salih ve makbul eyle. En büyük oyunlar ve hileler inananların iman ve iffetleri üzerine oynanıyor. Her şey sana malum, iman ve iffet haramilerine fırsat verme ey Rabbimiz.

“İnananlar arasında hayâsızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette elem dolu bir azap vardır. Allah bilir, siz bilemezsiniz.” (Nur, 19)

“Eğer Allah’ın size lütuf ve merhameti olmasaydı, sizden hiçbiriniz asla temize çıkamazdı.” (Nur, 21)

Arınmanın yolu Rabbe samimi bir kulluktan geçer. Hakiki arınma hududullaha riayetle mümkündür.

“Allah, bir de iffetini sapa sağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem’i de örnek gösterdi. O, itaat edenlerdendi.” (Tahrim, 12)

İman, itaat ve iffet Rabbimiz yanında en kıymetli değerlerdendir. Bunlardan mahrum olan kul Allah yanında her şeyini kaybetmiş kuldur. İffetin tam korunması sahih bir imanla mümkündür, imanı olmayanın iffeti olmaz. Rabbimiz kullarını bu değerlere sahip çıkmaya davet etmiştir. Meryem’i de bu özellikleri ile zikretmiştir. İlk özelliği iffetidir.

İffet “Namus, temizlik, edep ve hayâ, nefsi kötü arzulardan men etmek, helallere razı olup haramlardan kaçınmak, dürüst ve erdemli” anlamlarına gelmektedir.

“Evlenmeye güçleri yetmeyenler de Allah kendilerini lütfuyla zengin edinceye kadar iffetlerini korusunlar.” (Nur, 33)

İffeti korumanın fıtri yolu vakti gelenlerin geciktirilmeden evlendirilmesidir. Meryem evlenmediği halde iffetini korumayı başarmıştır. İkinci özelliği ise imanıdır.

“Kendi iyiliğiniz için iman edin.” (Nisa, 170)

İman eden kendi lehine iman etmiş, inkâr eden de kendi aleyhine inkâr etmiş olur. İnanan sahih bir imanla iman etmeli ki bu kendisine fayda sağlasın. Kurtuluşuna vesile olsun.

“Allah imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah, insanlara çok şefkatli, çok merhametlidir.” (Bakara, 143)

İmanında samimi olup gereğini yapanların imanını Rabbimiz elbette boşa çıkarmaz.

“Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur.” (Enam, 48)

İmandan maksat, iman doğrultusunda kendini düzeltmektir. Yoksa iman kuru bir iddiadan ibaret değildir.

“Güven, imanlarını zulme bulaştırmayanların hakkıdır.” (Enam, 82)

İmanlar; küfür, şirk, zulüm gibi imana zarar veren şeylerden korunmalıdır.

“Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.” (Bakara, 257)

İmanın kemali için gayret edenler korkmasın, çünkü Allah onların dostudur. Onlar Rabbimizin koruması altındadır. Onları ilahi nuruyla aydınlatır, huzura kavuşturur.

“İyi kadınlar, itaatkârdırlar.” (Nisa, 34)

Meryem’in üçüncü özeliği ise itaatkâr olmasıdır. Bu, mü’minin iman ve iffetini tamamlayan en güzel ziynetidir. “Allah’a ve peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin.” (Âl-i İmran, 132)

İlahi af ve mağfiretin kapılarını açan şifrelerden biri de itaattir.

“İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” (Bakara, 285)

“Kim Allah’a ve peygamberine itaat ederse Allah onu içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar.” (Fetih, 17)

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.