Zihinsel Durgunluk Yaşıyoruz

Zihinsel Durgunluk Yaşıyoruz

Hangi konuyu ele alsak Müslümanlar adına hep zaaf, eksiklik, disiplinsizlik ve yetersizlik görüyoruz. Hali pür melalimiz bu. Batının geliştirdiği ne varsa zaten geriden geliyoruz da kendimize ait olanlara bile vâkıf değiliz. Ne ilginç değil mi? Kendimize ait olanları bilme, tanıma, öğrenme, araştırma seviyelerinin hiçbir yansımasını bile göremiyoruz hayatımızda. Kendimizi mal edinme, mal biriktirme sevdasına kaptırmışız.

Mevcut durumun farkında değilmişiz gibi büyük söylemler ve aşkın hedefler dile getiriyoruz. Geçmişimizin ihtişamı bu şekilde davranışlar göstermemize neden oluyor ama bugünün insanları bu yaklaşımı yanlış değerlendiriyor. Zannediyor ki sadece bu şekilde konuşarak her şey düzelecek ve kendisi de sorumluluktan kurtulmuş olacak.

Her çağa sözleri ve eylemleri ile yön verecek olan Müslümanların bu hengâmeden kurtuluşu imanından kaynaklanacak düşünce sistemindedir. Öncelikle zihin dünyamızın şuur/ bilinç seviyesini artırmak zorundayız. Tabi ki bu Kur’anî ve Nebevî düsturların düşünme dünyamızı kuşatmasıyla başlayacaktır.

Yaşadığımız zihinsel durgunluk/ bozgunluk süreci ifsada uğrayan kavramlarımızın İslami prensipler çerçevesinde düzelmesiyle düşünce sistemimizi terbiye edecektir. Bu gelişmeyi sağladığımızda;

  • Din dediğimizde insanları yöneten/ yönlendiren tüm yönetimler;
  • Dünya dediğimizde yaşayanlara -yaşama tarzı fark etmeksizin- asgari insani ölçülerin sunulduğu çaba/gayret/cihad meydanı;
  • İyilik dediğimizde uydurulan değil Allah’ın ve Peygamber’inin çizdiği insanlık uygulamaları aklımıza gelecektir.

Bu kısa örnekleri tüm kavramlarımız için yeniden oluşturduğumuzda kendimizi bulacak ve insanları prangalarından kurtaracağız. Böylece kandırıldığımız/oyalandığımız/aldatıldığımız dünya gerçekleriyle tam manasıyla yüzleşip zalimlere kafa tutacağız.

İmanın şekillendirdiği düşünce sistemi dünyaya ve insanlığa ait tüm ikilemleri ve açmazları netleştirerek berrak bir hayat sunacaktır. Hayat farklı yönlerini/renklerini gösterdiğinde ise çözüm Kur’an ve Sünnet perspektifiyle gelişen ferasetle sağlanacaktır. Sorunların bu şekilde çözümü de adaletsizliği ve taraf tutuculuğu engelleyecektir.

Müslümanlar kaliteli insan yetiştirme dertlerini de ancak bu düşünce sistemiyle gelişen kulluk bilincine ulaştıklarında çözüme kavuşturmuş olacaktır. Değilse ütopik izm’lerden hareket ederek kurgulanan günümüz yapısı sömürüyü kabullenmiş; özgürlüğünü küfrün esaretinde arayarak izzetini kaybetmiş; kardeşliğini kendi grubunun içerisinde varsayarak bilinç yıkımına uğramış; gayretini mal, makam, şehvet uçurumunda harcayarak insanlığını kaybetmiş kimseler kaliteli diye ilan edilecektir/ edilmektedir.      

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.