SÖZ MEYDANI- Çok Önemli Bir Seçim Daha Yaşadık

SÖZ MEYDANI- Çok Önemli Bir Seçim Daha Yaşadık

 

Allah’ın izni, milletin sağduyusu, ümmetin ve özellikle mazlumların duası ile Tayyip Bey kazandı. Ancak her kazananın bir kaybedeni olacak. Yenilen pehlivan güreşe doymaz. Muhalefet ve özellikle ana muhalefet seçimleri şaibeli hale getirerek gündemi unutturmak için argümanlar arayacaktır.

İyi Parti ölü doğmuş bir projeydi. Bu seçimle beraber ömrünü tamamlayacak gibi. Kendisinin yanında Ankara ve İstanbul İBB başkanlarını da tekrar öldürdü. Ortada kaldılar. Bekleyelim bakalım ne olacak?

Saadet’in ve CHP çatısı altına sığınan diğer partilerin toplam oyu yüzde beşi bile bulamadı. Ama hepsi “yarım da olsa bizim olsun” diyecektir.

Seçimin parlayan yıldızı Yeniden Refah Partisi gibi. Fatih Erbakan cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Bey’i destekleyip, milletvekili seçimlerine kendi logosu ama ittifak içinde girerek önemli bir kazanım elde etmiştir. Siyasi mücadelesini hem meclis çatısı altında hem de dışarda sürdürecek ve konumunu güçlendirecektir. Eğer akıllı davranılır ve iyi icraatlara destek olursa puan toplar. “Hayra motor, şerre firen olmak” işlevini hamasi değil gerçekçi hareket ederek yaparsa Millî Görüş seçmeni açısından da bir seçenek olur.

Muharrem İnce, hayalden uzaklaşarak seçimin ilk turunda adaylıktan çekilerek, “senin yüzünden” mazeretini yok etti ve siyaseten güç kazandı. Sosyal demokratları toplayabilir mi? Solun ilerden beri, özellikle Deniz Baykal sonrası karizmatik bir lider eksikliği var. Genel başkan olmak ayrı, liderlik ayrı. CHP’nin genel başkanı var ama Ecevit sonrası Deniz Baykal’a kadar bir lideri olmadı. Onun da partide Alevi kontrolüne karşı çıktığı için kasetle işi bitirildi. Sola lider olur mu? CHP’yi toparlar mı? Hem kapasitesi yok hem de şu anda CHP’deki egemenler onu istemez.

Yine de şu an bir müddet CHP’de kavganın bitmesini ve arayışların sonlanmasını bekleyecek. Şimdi taraf olmayacak. 2018 seçimleri sonrası CHP’den daha fazla oy aldım havasıyla CHP’ye, Kılıçdaroğlu’na yüklendi ama Kılıçdaroğlu’nu sarsacak bir sonuç alamadı. Çünkü Kılıçdaroğlu parti tabanında olmasa bile teşkilatında partiye hakimdi.

Dikkat çeken, MHP’nin 2018 seçimine göre bir söylem değişikliğine gitmemesi ve kan kaybetmemesidir. Hatta eski gücünü kazanmasıdır. “Dünyada milliyetçilik revaçta” gibi başarıyı gölgeleme faaliyeti olsa da MHP dimdik ayaktadır. MHP lideri Bahçeli ilkeli, devleti, milleti önceleyen politikası ile Türkiye’de var olduğunu göstermiştir. MHP ve Ülkücü Ocakları’nın, milliyetçi gençliğin sığınağı, yetişme yeri, hamasi duyguların korunması, kollanması, heyecanlarının iyiye, güzele yönlendirilmesi bakımından gerekli olduğu bilinmelidir. Alperen ruhu yok edilmez, geliştirilirse hem parti hem Türkiye kazanır.

HDP’liler oy oranını gençlerle koruyacak ve on yıl sonra siyaseti ülke gerçeklerine uygun halde yürüteceklerdir. Çünkü Kürtler, refah payı ve geçim standardı yükseldikçe İslami özellik taşıyanlar, milliyetçiler, solcular gibi düzene uyum sağlayacak ve ılımlı hale gelecektir. Sistem her alandaki -kendine göre- aşırı olanları düzene uygun hale getiriyor.

HDP seçime YSP ittifakı içinde girerek ve Kılıçdaroğlu’na destek vererek bağımsız kimliğinden uzaklaşmıştır.

Türkiye solu ise sırtını ABD ve AB gibi emperyalist ve kapitalist anlayışa, güçlere dayamış HDP ve PKK’yı içine alarak, onlarca yılın sol anlayışına ihanet etmiştir. Solculuk, devrimcilik emperyal güçlerle beraber hareket etmek değil onlarla mücadele etmektir. Ama bir müzmin hastalık haline gelen “Tayyip Erdoğan karşıtlığı ve düşmanlığı” solun tüm değerlerini çiğnemesine sebep olmuştur.

Aslında bir ülke için yani Türkiye için “sol” düşünce, İslamcı ve milliyetçi düşünce gibi gereklidir. Bunların hepsinin amacı, emperyalizme, zinde güçlere karşı olmak ve mücadele etmektir. Aynı amaç doğrultusunda kimseye kul-köle olmadan farklı düşüncelerin ortaya konulması büyük bir zenginliktir. Erol Güngör’ü okuyunuz, sonra Attila İlhan’ı, sonra Sezai Karakoç’u, Cemil Meriç’i, Uğur Mumcu’yu, sonra Kemal Tahir’i okuyunuz. Neye karşı olduklarını görünüz. Ne istediklerini anlayınız. Farklı kutuplardaki bu insanların ortak yanı “ülkelerini sevmeleri, hastalıkları tespit etmeleri, kurtuluş için reçete yazmalarıdır.” Peki şimdi soralım. Hangi sol, hangi sağ, hangi Atatürk, hangi İslam, hangi milliyetçilik? Eksisi ile artısı ile fikir üreten bu insanların yolunu devam ettiren, okuyan var mı? Eyvah ki eyvah. Vay benim keçi sakalım.

Ak Parti ise “Nerede yanlış yaptım?” diye Tayyip Bey’in etrafındaki halktan kopuk bazı danışmanları değerlendirmeye almalıdır. Samimiyet ve sadakat abidesi olan fikirlerine değer verilerek “titreyip kendine dönmeyi” gerçekleştirmek zorundadır. Yüz eskimelerini, yeni ve heyecan dolu çalışma-eylem ve gençlerle bertaraf etmek zorundalar. Tayyip Bey ilk seçimine (2002) girdiğinde iki yaşında olanlar bugün seçmen oldu ve Tayyip Bey’i görüyor. Beş yaş ve üstünde olanlar Tayyip Bey’i çok dinlediler, birden fazla seçtiler. Bizim gibi ileri yaşta olanlar, 12 kez Tayyip Bey’i dinledik ve seçtik. Eğer geçmişle karşılaştırma olmasa, eski zulümleri, baskıları, yanlışlıkları, aşağılanmaları, hakaretleri… görmesek, bilmesek bizler açısından bile yüz eskimeleri söz konusu. Öyleyse buna bir çare bulmalı. Sürekli değişim.

Heyecanı ve canlılığı sürekli kılmanın en önemli ateşleyicisi, ebedilik ifade eden ideallerdir. Hedefler kademelidir; birine ulaşınca diğeri amaçlanır. Ama idealler yani inancımız geçici olamaz. Hele hele Müslüman kimliğine sahip kişilerin tek ideali “Allah’ın dinini yeryüzüne hâkim kılmaktır.” Bu, hiç bitmeyen bir heyecandır. Bu bayrak yarışını iyi organize etmek gerekir. Bu bayrak yarışının en önemli aktörleri de gençlerdir.

TESPİTLER ve ÖNERİLERİMİZ

1. Hedef kitlesi gençlik olan vakıf ve derneklerin kontrol edilerek desteklenmesi.

2. Eğitim çalışması ağır basan vakıf ve derneklerle dolaylı bağlantı kurularak üniversitelilerin İslami ve ahlaki eğitimine katkı sağlanması.

3. Üniversiteler ve KYK’ya bağlı yurtlarda seminer ve konferanslarla yetinmeden süreklilik arz eden iç eğitimlerin verilmesi. Rektörlerin teşviki ile üniversite kulüp çalışmalarının müsbet insanlarca gerçekleştirilmesi.

4. Seçimlerde vakıf ve derneklerin desteği iyi analiz edilmelidir. Aynı kuruluşların deprem bölgelerinde halen devam eden çalışmaları ve devletin yapması çok zor olan organizeyi başarmaları da tespit edilmelidir. Buna göre bu yapılanmalara destek verilmeli, yolları açılmalıdır. Dar gün, kara gün dostlarını iyi tanıyınız. Bundan korkulmamalıdır.

5. Gençlik Spor Bakanlığı’nın ve Diyanet’in bu konuda yeterli olacağını düşünmemek gerekir. Devlet yol açar, yer gösterir, destek verir ve kontrol eder. Hiç kimse “lâ yüs’el” değildir. Unutulmasın ki Osmanlı’da tarikat ve mezhep kuruluşları ve her türlü vakıf izinli çalışırdı, kontrol edilirdi.

6. Kadın çalışmaları sadece adında “hanım, kadın” ismi geçen devlet destekli kuruluşlara bırakılmamalıdır. Vakıf ve dernekler bu konuya da resmi çerçevede el atmalıdır.

7. Yurt çalışmalarında, geniş yurt imkânları olan ve öğrenciye fiziki her imkânı sunan İlim Yayma, Tügva, Türgev, Birlik Vakfı, Diyanet Vakfı… gibi kuruluşların yurtlarında aylık, üç aylık, yıllık seminer ve konferanslarla yetinmeden süreklilik arz eden yurt içi eğitimlere ağırlık verilmesi gerekir. Bu yurtlarda kalıp mezun olanların Müslüman aidiyeti kazanmaları şarttır. Olmuyorsa “niçin” diye sorgulanmalıdır.

8. Bu çalışmalara katılacak olan ve eğitimci desteği veren kuruluşların kendilerini sadece Müslüman kimliği ile ve ümmetin bir parçası olarak görmeleri, başka bir beklenti içinde olmamaları gerekir. Bu, şarttır.

9. Hiçbir beklentisi olmayan kişi veya kurumlardan seçilen “âkil insanlar”dan ilçe, il ve yerel yönetimlerle ilgili bilgiler alınmalı ve rapor edilmelidir. Böylece sorunlar ve çözüm yolları daha kolay tespit edilir.

Bu maddeler çoğaltılabilir. Ama çok söz, özü kaybettirir. Bizimkisi akıl vermek değil tespit ve çözüm yollarının gösterilmesidir. Bu dergi (İlkadım) 30 senedir bunu yapar ve inşallah yapmaya da devam edecektir.

Cumhurun Başkanı R. Tayyip Erdoğan Bey’in niyetinin halisliğinden asla şüphemiz yoktur. Başarılarının o niyetler çerçevesinde devamını diliyoruz. Allah niyeti halis olan herkesin yâr ve yardımcısı olsun.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.