Sosyal Medya’nın Etkileri

Sosyal medya, son yüzyılda hayatımıza giren ve hızla yayılarak dünya nüfusunun üçte biri, Türkiye nüfusunun ise yarısından fazlası tarafından internet üzerinden çevredeki ve hatta dünyanın dört bir yanındaki insanlarla iletişime geçmek için kullanılan türlü platformlara verilen genel ad. Bu kabaca tanımı en çok kullanılan platformlarla örneklendirirken başta Youtube’u saymak üzere ardından Facebook, Instagram ve Twitter’ı sıralayabiliriz.
Saydığımız popüler platformların en yaşlısı olarak 2004 yılında kurulan Facebook, henüz 13 yaşında fakat sadece Türkiye’de aylık 42 milyon aktif kullanıcıya ulaşmış durumda. Bu örnekten yararlanarak sosyal medya platformlarının, ortaya çıkmalarının üzerinden çok yıl geçmemesine rağmen hızla yayılmış ve günlük hayatımızda yerini almış oldukları sonucuna ulaşabiliyoruz.[1]
Bu denli yaygın kullanılan sosyal iletişim kanallarının günlük yaşamımıza tabii olarak birçok olumlu/olumsuz etkisi oluyor. Öncelikle olumlu etkilerinden bahsedecek olursak; sosyalleşmek, yeni yerler görmek, yeni insanlarla tanışmak ve bu sayede ufkumuzu genişletmek, yeni bilgiler edinmek ve etrafımızda ne olup bittiğinden haberdar olmak gibi maddeler sayabilir ve bunları çoğaltabiliriz.
Küçük bir şehirde yaşasak bile elimizdeki telefonumuzdan sosyal medya kullanarak günlük hayatımızda aynı ortamda bulunmamızın zor olduğu insanlarla beraber olarak onların deneyimlerinden yararlanabiliyor, düşüncelerinden beslenebiliyoruz. Çevremizde yapılmakta olan etkinliklerden haberdar olabiliyor, müzik dinleyebiliyor, video izleyebiliyor, dünyayı dolaşan gezginlerin çektikleri fotoğraflara bakarak görmediğimiz yerler hakkında fikir edinebiliyor, bulunduğumuz şehirde iş bile arayabiliyoruz. Daha büyük çaplı düşünürsek çok sayıda insana seslenebiliyor ve kitleleri organize edebiliyoruz.
Sosyal medyanın tüm bu olumlu etkilerinin yanında pek çok olumsuz etkisi de bulunuyor. Asparagas haberlerin hızla yayılabilmesi için oldukça uygun bir ortam sunan sosyal medya platformları, insanları galeyana getirmek için üretilen her türlü yalan haberi insanlara ulaştırmak için biçilmiş kaftan. Ayrıca insanların ufkunu genişlettiğini söyleyebildiğimiz gibi, insanları, sürekli kendileriyle aynı fikirde insanlarla görüş paylaşmalarına ortam sağladığından dolayı taassuba ittiğini de söyleyebiliriz. (yankı odası – echo chamber effect[2]).
Bununla birlikte özellikle gençlerin yalnızca bu siteler üzerinden tanıştıkları insanlar tarafından kandırılmaları, cinsel istismara uğramaları, yasadışı bir faaliyete zorlanmaları, siber zorbalık, (her zaman fiziksel olarak rahatsız edici olmasa da) takipçi tacizcilik (cyberstalking[3]) gibi kötü durumlar da ne yazık ki sıklıkla ortaya çıkabiliyor. Tüm bunların yanında sosyal medyanın konuşmayı köreltici[4] bir etkisi olduğu da son zamanlarda dile getirilen önemli bir problem.
Yani sosyal medya, telefonla konuşmak yerine mesajlaşmayı tercih eden, bilgisayarın içindeki binlerce kişiye hitap etmesine rağmen bir aile toplantısında bile görüş bildiremeyen, hatta görüşleri 140 karaktere sıkışmış, slogansız konuşamayan insanlar meydana getirebiliyor.
Elbette bu olumsuz etkilerine bakarak sosyal medya kullanımını tamamen reddetmenin kafayı kuma gömmekten farkı yoktur. Sosyal medya, insan ırkının, zamanla konuşmayla tatmin edemediği iletişim ihtiyacını gidermek için ürettiği, sesi işitemeyecek kadar uzaktaki insanlarla da etkileşime girmesini mümkün hale getiren iletişim kanallarının (duman, ıslık, yazı, telefon, faks, internet) en yenisi.
Son yüzyılda gittikçe artan iletişim ihtiyacına cevap veren en yeni kanalı, olumsuz etkilerinden korunmak için tamamen kullanım dışına itmek yerine, doğru kullanımını öğrenmek, öğretmek, zararlarını minimum düzeye indirmeye çalışmak ve bu imkândan en iyi şekilde yararlanmak, bu konuda alınacak en doğru tavırdır.
[1] https://wearesocial.com/special-reports/digital-in-2017-global-overview Erişim tarihi: 28.06.17
[2] http://news.sky.com/story/social-media-echo-chamber-causing-political-tunnel-vision-study-finds-10755219 Erişim tarihi:28.06.17
[3] http://www.bbc.co.uk/newsbeat/article/32379961/cyber-stalking-when-looking-at-other-people-online-becomes-a-problem Erişim tarihi: 28.06.17
[4] Doç. Dr. Tuncay Dilci: “Özgüven eksikliği olan çocuklar da hayatta başarılı olamıyor. Bu nedenle elektronik bağımlılık, aynı zamanda çocuğun bilişsel gelişimini de olumsuz etkiliyor. Çocuk, fazla kimseyle konuşmadığı için konuşma güçlüğü çekiyor, duygusal söz varlığı zedeleniyor ve söz dağarcığı giderek fakirleşiyor. İletişim kurmakta zorlanan çocuk, agresif oluyor ve sert bir tutum takınıyor.”
http://www.e-psikiyatri.com/zekayi-koreltiyor-iliskileri-bozuyor-55663
Erişim tarihi: 28.06.17