SİZDEN GELENLER- İktisadın Varsayımları ve Bakışı

Modern İktisadın başlangıç yılı olarak 1776 gösterilmektedir. Adam Smith’in yazmış olduğu Ulusların Zenginliği kitabı modern iktisadın kurucu eseri olarak tanıtılmaktadır. Eser ahlak felsefecisinin elinden çıkmasına rağmen birçok iktisadi terim barındırmakla birlikte yeni bir toplum tasavvuru oluşturmaktadır. Bu tasavvur, insan ve piyasa varsayımı üzerinden ele alınabilir.
Bu toplum tasavvurunda yer alan bireylerin belli başlı özellikleri olduğu kabul edilmektedir. Bu özellikler aslında belli bir tarihi düşüncenin üretimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Jeremy Betham ve John Stuart Mill gibi isimler bireyin acıdan kaçtığını ve hazza yöneldiğini vurgulamıştır. Böylelikle birey kendi çıkarı doğrultusunda hareket etmektedir. İktisatta bu varsayıma bir ad geliştirilmiş ve bu kavrama “homoeconomicus” denmektedir. Homoeconomicus bu varsayımlara sahip bir birey tipolojisidir. Homoeconomicus, piyasa içerisinde rasyonel kararlar alabilmekte ve piyasa içerisindeki tüm durumlara karşı tam bilgiye sahiptir.
Homoeconomicus’un yaşamış olduğu yer piyasadır. Aslında özel bir adlandırma ile “serbest piyasadır”. Diğer bir niteleme olarak hayatımızda çok sık rastladığımız “görünmez eldir”. Kendi kendine işleyebilen ve dışarıdan hiçbir müdahaleyi kabul etmeyen bir yapıdır. Gümrük vergilerinin olmadığı, belirli bir insan tipolojisinin olduğu ve bireylerin birbiri ile olan ilişkilerinin merkezinde ekonomik istençlerin yer aldığı bir yapıdır.
Yukarıdaki tanımlamalara baktığımız zaman iktisat, doğa bilimlerinde olduğu gibi kendine has ve evrensel kurallar oluşturmak istemektedir. Bu açıdan bakıldığında onu toplum tasavvuru olarak tanıtmamızın sebebi de tam bu kısımda kendini göstermektedir. Sosyal bilimler alanında evrensel kuralları oluşturmak aslında tüm toplumları belli bir varsayım üzerinden kalıba koyarak bir toplum inşa etmektir. Bu durum neticesinde de kapitalist ekonomik sistem sadece ekonomik bir ön görü değil, bizatihi toplumu bir arada bulunduracak ilkelerin ortaya konmasıdır.