Deliye Her Gün Bayram!

Deliye Her Gün Bayram!

Bayram; neşe, huzur, sevinç, barış, kutluluk ve mutluluk demektir. Kur’an Dili’nde ise bayram kelimesi, sadece Maide suresinin 114. ayetinde ‘id’ şeklinde geçer, çoğulu ‘iyad’dır. Ramazan ve Kurban Bayramları, Medine’de Yahudiler ve diğer yerli unsurlarca eskiden beri kutlanan Mihrican ve Nevruz bayramlarına alternatif olarak Peygamber Efendimiz tarafından ihdas edilmiş bir sünnettir.

Kur’an-ı Kerim’deki Maide suresinde haber verilen bayram hadisesi mealen şöyle anlatılıyor: Hani havariler de “Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?” demişlerdi. İsa da “Eğer mü’minler iseniz, Allah’a karşı gelmekten sakının” demişti. Onlar “İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz yatışsın. Senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona, (gözü ile) görmüş şahitlerden olalım.” demişlerdi. Meryem oğlu İsa, “Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki; önce gelenlerimize (zamanımızdaki dindaşlarımıza) ve sonradan geleceklerimize bir bayram ve senden (gelen) bir mucize olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızıklandıranların en hayırlısısın” dedi. Allah da “Ben onu size indireceğim. Ama ondan sonra sizden her kim inkâr ederse, artık ben ona kâinatta hiçbir kimseye etmeyeceğim azabı ederim.” demişti. Allah, şöyle diyecek: “Bugün, doğrulara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gündür.” Onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu büyük başarıdır.

Maide Suresinin 111-120. ayetlerinin meal ve tefsirinden anlaşıldığı üzere;

*Bayramlar Allah’ın rızasının kazanıldığı günlerdir. Havariler, Hz. Peygamber’in sahabeleri gibi; Hz. İsa’yı görmüş, ona iman etmiş ve sadakatle yardımda bulunmuş kimselerdir. İman üzere vefat edip, Cennet ve Cemalullah’a kavuşması her Müslümanın asıl düğünü ve bayramıdır.

Ye Paşam, İç Paşam, İmzala Bayrampaşa’m!

*Havariler misali; aslında bütün insanlığın, peygamberlerin tebliğ ettiği hak din etrafında kenetlenmesi, bayram havasını oluşturan en önemli etkendir. Zira; bütün medeniyetlerin temeli dine dayanır. Bayramlarda birlik ve beraberlik asıldır. Bütünün parçası ve zincirin halkası olmak gerekir.

*İslami manada dini bayramları kutlamayı hak etmek için her insanın mü’min, muttaki ve Müslüman olması gerekir. “Bayramdan Bayrama!” edasıyla bayram geceleri müzik eğlence programlarındaki ışıldaklı lambalar altında, damsız girilmeyen gamsız adamların arasına katılıp kafayı demlemek, zil zurna akl-ı selim misafirlerin yanında madara olmak bayramın ruhuna aykırıdır. Bu durum ulusal bayramlar için de geçerlidir.

Devleti ve milleti, pembe köşklerin parlement mavisi ışıkları altında, leblebi, kavuniçi, fındık, fıstık, kınalı yapıncak, viski, votka, 70’lik derdalan rakı ile savarona yatlarının oval masalarında yönetmeye kalkanlar eski günlerini çok arayacaktır. Ye paşam, iç paşam, imzala paşam dönemi kapanmıştır. Madem ibadetler gizli, kabahatler de gizli olacaktır.

*Bayramlarda ziyafet ve ziyaretin amacı sade mide ve şehveti doyuma ulaştırmak değil, kalplerin de yatışması gerekir. Ceviz kabuğunu doldurmayacak kadar tali meseleler yüzünden yıllarca birbirine küsen, gönülleri kırılan dargın kişilerin barışması esastır.

*Bayramlarda nezaket, nezahat, zerafet, ziyaret ve ziyafet güzel olmalıdır. Bayramları hikmet ve amacına uygun olarak kutlamak lazımdır. Haddini aşan nükte, kaba saba şaka, şamata ve eğlenceler, israfa dönüşen ziyafetler, şehveti azdıran çılgın kıyafetler, kabir ziyaretine benzeyen tebrikler bayramların manevi iklimine ters esen rüzgârlardır.

*Bugün nasıl olsa bayram, öyleyse ciğerlerimiz bayram etsin, el ile gelen düğün bayramdır deyip bayramlık ağzını açarak nara atmak Bayrampaşa’ya yakışmaz.

Bayramda Tatildeyiz, Bodrum’a Gidiyoruz!

*Müslümanların eli, dili, gönlü, kasası, kesesi, kapısı, sofası ve sofrası, ziyaret ve ziyafete açık olmalıdır. Aile ve akraba ziyaretleri istisna; bayram günü kapısına “Bayramda Tatildeyiz, Bodrum’a gidiyoruz! Dikkat! Bahçede köpek var!” levhalarını asarak seyahate çıkmak Müslüman bir kişiye yakışmaz.

*Bayram mesajları ve konuşmaları, va’z ve nasihatleri, sohbetler esnasındaki kelam-ı kibarlar gençliğin kulağına küpe olabilecek tarzda olmalıdır. Çünkü; bayram gün ve geceleri bütün dimağlar ve zihinler açıktır. Mihrab, minber ve kürsülerin bu müstesna günlerde hakkı verilmelidir.

*Bayramlar ahlaki erdemlere ulaşma zamanıdır, yaratıcının nimetlerini hatırlayıp zikretmek, O’na ibadet ve şükretmek için fırsat günleridir. Bayram namazlarına ve teşrik tekbirlerine, camilerde birlikte yapılan dua ve niyazlara âminlerle iştirak etmek çok önemlidir.

*Bayram gecelerinde Şeb’i Arus heyecanı yaşamakla beraber, tevbe ve istiğfar yaprağını karıştırıp kelime-i tevhit tokmağı ile kalp havanında dövmek gerekir. Ezilen nevaleyi insaf eleğinden geçirip gözyaşı ile yoğurup fırın-ı ciğerparedeki ilahi aşk ateşinde pişirdikten sonra içine hubb-i Muhammed balı katarak öğün öğün yemek gerekir.

*Bayram günleri kabir ziyaretlerine de yer verilerek, dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu hatırlamak gerekir.

Millet iradesi ile kurulan devletlerin de resmi bayramları vardır. Mesela; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşu ve kurtuluş savaşının kazanıldığı günler, Cumhuriyet ve Zafer Bayramı olarak kutlanan ulusal bayramlarımızdır. Bunun dışında kalan demokrasi, nevruz, kabotaj, bahar, çocuk ve okuma bayramları izafidir. Dünya üzerinde Çocuk Bayramı kutlayan tek devlet ve millet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve asil milletimizdir. Ne var ki; bulunduğumuz coğrafya ve İslam ülkelerindeki vekâlet savaşları şeklinde sistemli olarak yürütülen işgal, istila ve terör hadiselerinde kurban olarak seçilen çocuklarımız bayram sevinci yaşayamadan, oyun ve eğlenceye doyamadan hayata veda etmektedir. Bu durum Müslümanların alnında ve ruhunda derin izler bırakmaktadır.

Tekvir Suresinin 8. ve 9. ayetinde ifade edildiği üzere “Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda” kıyamet günü herkesin cevabı ve hesabı çok çetin olacaktır! Kudüs’te ağlayan çocukların, Halep’te inleyen yavruların, Akdeniz’in engin sularında can veren kurbanların, küffarın eline terk edilmiş her türlü kötü emeller uğruna dublör ve oyuncak olarak kullanılan on binlerce kayıp nesillerin müsebbipleri ve onlara yardım elini uzatmayan umursamaz insanların ahvali nice olacaktır! Düğün değil bayram değil, Malik, Hazene ve Zebaniler kırbaçla bizi her gün habire neden öpüyor mu diyecekler? Ya Veyl!…

 

Hacı Bayram Veli’den Bayramlık İnciler!

Ramazan ve Kurban bayramlarında kılınan bayram namazları, Ümmet-i Muhammed’i bir araya getiren toplu hatıra resimleridir. Bayramda çocuk olmak bir ayrıcalıktır.

Arefe günü doğan kızlara Arife, bayram günü dünyaya gelen erkek çocuklara Bayram ismi verilir. Örneğin; Bir bayram günü, Akşemseddin’in Hocası Ahmet oğlu Numan’a Hacı Bayram ismi, mürşidi Şeyh Hamid-i Veli tarafından Kayseri’ye davet edildiğinde verilmiştir. Medrese müderrisliğini terk ederek bu manevi buluşmayı bayram kabul eden Hacı Bayram Veli’nin dilinden özetle şu güzel inciler dökülmüştür:

Bayram’ım imdi, Bayram’ım imdi, bayram edersin yar ile şimdi. Hamd-ü senalar, hamd-ü senalar, yar ile bayram kıldı bu gönlüm.

Evet, yine bir bayram arefesinde Hacı Bayram Veli, Sultan İkinci Murad Han kendisinden nasihat isteyince ona şöyle nasihat eder: “Sultanım! Tebaan içinde herkesin yerini tanıyıp bil; ileri gelenlere ikramda bulun. İlim sahiplerine hürmet et. Yaşlılara saygı, gençlere sevgi göster. Halka yaklaş, aşikâr günah işleyenlerden uzaklaş, iyilerle düşüp kalk. Kimseyi küçümseyip hafife alma. İnsanlığında kusur etme. Sırrını kimseye açma. İyice yakınlık peyda etmedikçe kimsenin arkadaşlığına güvenme. Cimri ve alçak kimselerle ahbaplık kurma. Kötü olduğunu bildiğin hiçbir şeye ülfet etme. Bir şeye hemen muhalefet etme. Sana bir şey sorulursa ona herkesin bildiği şekilde cevap ver. Seni ziyarete gelenlere faydalanmaları için ilimden bir şey öğret ve herkes öğrettiğin şeyi belleyip tatbik etsin. Onlara umumi şeyleri öğret, ince meseleleri açma. Herkese itimat ver, ahbaplık kur. Zira dostluk, ilme devamı sağlar. Bazen da onlara yemek ikram et. İhtiyaçlarını temin et. Onların değer ve itibarlarını iyi tanı ve kusurlarını görme. Halka yumuşak muamele et. Müsamaha göster. Hiçbir şeye karşı bıkkınlık gösterme, onlardan birisi gibi davran.”

Bayram ve Seyran Hediyesi: Bir demet Yasin Çiçeği!

Türbesi Ankara Hacı Bayram Cami haziresinde bulunan işte böylesi bilge insanların ve büyüklerin hayatta iken sadece bayramda değil, her zaman ellerinden öpülür. Vefat ettiklerinde de kabirleri başındaki sedir çamı dibine en az bir demet Yasin Çiçeği dikilir.

Her insanın ve her toplumun kendine özgü sevinç ve neşe dolu, özel olarak kutladığı dini ve ulusal günleri vardır. Bayram yerinde düğün evi gibi şenlikler ve kutlamalar yapılır, top atılır, halay ve fener alayı çekilir. Kültürümüze zorla dayatılan hiçbir parti ve kokteyl, bayramın yerini dolduramaz. Bayramın tatili, kıyafeti, hediyesi, harçlığı, şekeri tatlısı, ziyafeti, ziyareti, tebriki ve mesajı özeldir. Bayram günü heyecan, sevinç ve mutluluk doruğa ulaşır; dargınlar barışır, erenler buluşur, yarenler kavuşur. Belirli bir ölçü ve denge üzerine gülüp eğlenmek herkesin hakkıdır. Dini ve milli bayramların hevesi ve havası başkadır. Gülmek ve eğlenmek bayram günlerinde daha anlamlıdır. Zira; bayram hak edilmiştir.

Bayramınız kutlu olsun, seyranınız umutla dolsun!

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.