LA HAVLE-Ne İrtica Hortladı Ne De Laiklik Gitti

LA HAVLE-Ne İrtica Hortladı Ne De Laiklik Gitti

Bir asra yakın bir zamandır, garip Anadolu’nun mazlum insanları ne çileler çekti “Laiklik” ve “İrtica” kavramlarından.

Doğru dürüst tarifini bile yapamadıkları bu iki zulüm kırbacını ellerinden düşürmeyen idareciler, tarifi imkânsız acılar yaşattılar bizlere… Bu milleti dilinden, tarihinden, kültüründen, inancından koparıp, kıblesini değiştirmek için çok gayret sarf ettiler… Ama başaramadılar…

Onların yaptığı zulümlerle, bizim çektiğimiz acılar kaldı ahiretteki hesap gününe!..

Dönüp şöyle bir bakıyoruz geçen günlere… Gözlerimiz buğulu, yüreklerimiz yaralı. Hangi derdimize yanalım!..

Boşa geçen yıllara mı?.. Kaybettiğimiz millî ve mânevî değerlerimize mi?.. İsraf ettiğimiz nesillere mi? Müslümanın ekmeğini yiyip de gâvurun kılıcını çalan alçakların ihanetlerine mi?..

Dün, kamu kurumunda çalışan bir memur inancının gereği olarak bir ibadetini ifa etse, laikliğe aykırı (!) olurdu. Gerici ve softa damgasını yer, amirlerince siciline işlenirdi.

Müslüman üç-beş hanım kendi tercihiyle inancından dolayı başını örtecek olsa irtica(!) hortlardı hemen…

Hac ibadetini yapıp dönen Hacı efendilerin, yanlarında getirdikleri zemzem ve hurmalara gümrük kapılarında el konulur ve imha edilirdi. Çünkü “kolera” (!) denilen mikrop, her sene sadece Hac mevsiminde çıkar ve Hacıların giriş yaptığı gümrük kapılarımızdan girerdi (!) Türkiye’ye…

Dün; “Köylü un çuvalına benzer, vurdukça tozar.” diyen…

Allah” kelimesini kullanmayı, “Dini siyasete âlet etmek” olarak yorumlayan…

Adı, halk arasında; “Allah” demeyen devlet adamı”na çıkan…

Ve… (İ) harfini gördüğünde, “ İRTİCAAA” diye bağıran bir Millî Şefimiz İsmet İnönü vardı. 2’nci cumhurbaşkanımızdı… İrtica kokusuna karşı çok hassasmış Milli Şef:

Ben irticanın kokusuna o kadar hassasımdır ki, Cumhuriyet kurulduğu günden beri bilirim o kokuyu… Katil, hırsız, komünist, faşist hepsi canından korkar. Ama mürteci öleceği zaman kendisinin Hazreti Peygamber’in yanına gömüleceğini sanır… Bunların ölüm korkusu yoktur. Her şeyi yaparlar.”* demektedir.

Millî Şefin “mürteci” dediği insanlar; Âlemlerin Rabbi olan Allah’a ve O’nun âlemlere rahmet olarak gönderdiği sevgili Resulüne aleyhisselam inanıp iman eden Müslümanlardır. Dini, imanı, namusu, vatanı, bayrağı, ezanı, istiklâli söz konusu olduğunda, ölüm korkusunu yüreğine yük eylemez Müslüman… Bıçak kemiğe dayandığında, daha nice 15 Temmuz destanları yazar bu millet.

Yıl 1942… Ürdün Kralı Abdullah, Ankara’ya gelir. İsmet İnönü Cumhurbaşkanıdır. Birlikte Ankara’nın tarihî ve turistik yerlerini gezerken, Ulus’taki Hacı Bayram Camii’ne uğrarlar. O gün mübarek Cuma’dır. Tesadüfen, ezan okunur. Kral Abdullah, İnönü’ye “Camiye gitmiyor muyuz?” diye sorunca, şu cevabı alır: “Ben laik bir devletin cumhurbaşkanıyım, camiye gitmem.” **

Hey gidi günler heey!..

Devlet yine laik bir devlet…

Ama yüreğinde ölüm korkusu taşımayan, mürteci (!) bir Cumhurbaşkanı çıkıyor bugün… 2023… 2053… 2071…  hedefleri koyuyor ruh köküne bağlı olduğu milletinin önüne… Gözünü kırpmadan kararlı adımlarla yürüyor aydınlık yarınlara… Ve Millet yürüyor arkasından…

Beş tepeye yaptırmış olduğu Millet Cami’nde sabah ezanı okuyor laik ülkenin Cumhurbaşkanı… Ama dün olduğu gibi laiklik elden gitmiyor.

Sistemi değiştiriyor ve yeni kabine üyeleriyle birlikte Milli Şefin girmediği Hacı Bayram Cami’nde Cuma namazı kılıyor, Kur’an-ı Kerim okuyor… Ama irtica bir türlü hortlamıyor nedense?

Yolunuz ve bahtınız açık olsun Reis… Allah yâr ve yardımcınız olsun…

Ölüm korkusunu yenmiş mürteci(!) Müslümanların, yeryüzü mazlumlarının ve mağdurlarının duaları sizlerledir.

Umutlarımız yeniden yeşeriyor elhamdülillah…

Dallar yeniden meyveye duruyor çok şükür…

*Sabri Babacan, İnönü’den Anılar, Bilgi-Başarı Yay. İstanbul. 2005, s.82

**M. Emin Gerger, Bütün Yönleriyle İnönü-Menderes Mücadelesi, Akbel Yay. İstanbul, s.46

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.