Eğitimde Değişmeyen Temel: İnsanın Önüne Konan Örnekler

Eğitimde Değişmeyen Temel: İnsanın Önüne Konan Örnekler

Eğitimin nasıl olması konusunda geliştirilen kuramlar vardır. Eğitimi bireyin davranışında meydana gelen öğrenmenin temeline koymayı amaçlayan davranışçı kuramlar, onlardan en başta gelenidir. İnsan davranışında istendik değişiklikler meydana getirebilmenin yollarından birisi de önüne örnekler koymaktır. Bir davranışı öğrenebilmesi için öncelikle o davranışı yapmaya istekli olması, eğitim bilimi diliyle güdülenmesi gerekir. Öğrenmede güdülenmenin çok önemli bir yeri olmakla beraber, öğrencinin önüne konan örneklerin insanın kavramasını, anlamasını, motive olmasını kolaylaştırdığı da bir gerçektir ve yoğunlaşmasında pekiştirme vazifesini görür.

Eğitim veya öğrenme konusunda geliştirilen kuramlardan birisi de, bilişsel kuramlardır. Öğrenme konusu, zihinsel bir süreç olarak yaklaşım temeline dayalıdır. Bu durumda bu kurama göre öğrenme, bireyin çevresinde olup bitenlere bir anlam yüklemesidir. İnsan çevresini bir ahenk içerisinde görme eğilimi gösterir. Zira yeryüzüne geldiği andan itibaren, anne-baba daha sonra kardeşler yakınları, komşuları, okul çevresi, öğretmeni onu hep bir ahenk içerisinde olmaya yönlendirir. Algılamasında temel vazifesi görür. Burada anne ve babasından tutun da kardeşleri, mahallesi, okul zinciri, öğretmenine büyüklerine kadar örnekler zincirini getirir. İnsana sunulan örnekler zinciri kültürel yargılarından, sosyal çevresinden ve en önemlisi karşı karşıya geldiği değerlerden elde ettikleri ile süzgeçten geçirerek, kabul veya reddini sağlar. Bu durumda da kültürel ve sosyal değerler silsilesinden önüne çıkan örnekler, yine çocuk için hayati öneme haizdir.

Bir başka öğrenme kuramı da, duyuşsal kuramlardır. Burada temel olarak ele alınan nokta, bireyde gelişmesi gereken benlik ve ahlâk gelişimidir. Bu durumda eğitimin önüne, davranışsal kuramlarla davranış değişikliği, bilişsel kuramlarla zihinsel gelişme konuları gelir. Bu kuramla birlikte benlik ve ahlak, hülâsa kişilik gelişimi eğitim ve öğrenmenin temel konusu olmaktadır. Hedef, insanı düşünce ve duyuş açısından geliştirmektir. Öğrenme, davranış değişikliği, düşünce ve duygu değişikliğini içermenin yanında kişisel gelişmeyi de içermelidir. Davranış, duyuş ve zihinsel gelişmenin yanında benlik, ahlâk, kişilik gelişmesi de yer almadıkça eğitimden ve öğrenmeden istenilen fayda sağlanamaz. Birey doğru ve yanlış yargılarla kendisinde gelişen benlik ahlâk ve kişilik yanlarıyla hüküm verir. Bu durum yine eğitimin, öğrenmenin önüne örnekler konusunu çıkarır. Örneklerin öğrencinin karşısına gelişmesine uygun yapıda çıkarılmasını ve buluşturulmasını zorunlu kılar.

Buraya kadar gördüğümüz kuramlar açısından öğrenme, davranış, zihin ve kişilik gelişimini açığa çıkarmak üzere, öğrencide meydana getirilmek istenen değişikliklerin sağlanmasını içerir. Öyle ise eğitim, bireyde bu gelişmelerin meydana gelmesini ve bilginin oluşmasını sağlamak için bir mücadele işlemi olarak önümüze çıkmaktadır. Bu ise yine bir kuramın oluşmasına temel vazifesi görür. Kişilik bilgi, aile, öğretmen veya okul yerine öğrencinin kendisi tarafından yapılandırılması şeklindeki felsefi bir anlayış olarak eğitim ve öğrenmeye sorumluluk  yükler. Öğrenme konusuna, anlamlı öğrenme, keşfederek öğrenme, düşünmeyi öğrenme, araştırma ve keşfetme, problem çözme gibi birçok kavramları da getirmiştir. Yapılandırma kuramları temel iki kuram içerir. Birincisi bilişsel yapılandırmacılık ki bireyin özümlemesi, özümlediğine uymasını, zıtlıklar ile karşılaştığında denge sağlamayı öğrenmesi, temel bilişsel yapılandırmacılıktır. İkincisi sosyal yapılandırmadır ki bireyin içinde bulunduğu dinî, kültürel ve sosyal yapısı bireyin öğrenmesinde önemli yeri vardır. Öğrenme bilişsel gelişimin yanında sosyal etkileşimin sonucudur. Eğitim ve öğrenmeyi ister özümleme, uyma (intibak) denge kavramlarıyla birlikte alın, isterse dinî, kültürel yapılarıyla sosyal bir bütünleşme olarak alın bireyin önüne çıkanörneklerin hayatî önemi vardır.

Peygamberimizin anılmasını içeren kutlu doğum merasimleri gerçekten özlenen, beklenen örnek yaklaşımlardır.

Her yönüyle Usve-i Hasene (en güzel örnek) olan Peygamberimizin örnekliği, gönüllere sevgi merhamet sunmada eşsizliği, kutlu doğum merasimleri gerçekten özlenen, beklenen kutlamalardır. Bu bir fırsattır. Her yıl artan bir katılımla yapılan programlar çoğalarak devam etmektedir. Bizlerin azim ve cesaretini inşaallah Rabbımız artırır ve kolaylıklar ihsan eder. O yüce insana salat-ü selam olsun.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.