Dokunmatik Tarih-Tarih Bilinci Kitapla Başlar

Dokunmatik Tarih-Tarih Bilinci Kitapla Başlar

Dinimiz, mesleğimiz ve yaşadığımız çağ gibi iyi bilmemiz gereken konu başlıklarından biri de tarih(imiz)dir. Tarih, yakından tanınmayı hak etmektedir çünkü şu an yaşamakta olduğumuz ve gelecekte yaşayacağımız olaylar geçmişte defalarca yaşanmıştır. Sosyoloji ilminin kurucusu ve Mukaddime’nin yazarı meşhur tarihçi İbn Haldun’un “Geçmiş geleceğe suyun suya benzemesi kadar benzer” cümlesi geçmiş ve gelecek arasındaki benzerlik bağını özetlemektedir.

Tarih kendisiyle ilgilenen herkes için büyük bir tecrübe bankasıdır. Bu bankanın hazinesi kitaplardır. Tarih bilinci oluşturmak isteyen Genç Adamlar’a yardımcı olabilmek için Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci, programcı ve araştırmacı yazar Mustafa Armağan’ın okuyucularına tavsiye ettiği 21 kitaptan 3’ünü heyecanla araştırdık. Seçtiğimiz kitapların ikisi Osmanlı, biri Cumhuriyet dönemiyle ilgili.

Mustafa Armağan, yayınları ve çalışmaları sayesinde toplumumuzun geneli tarafından kabul görmüş bir isim. Genç Adam Dergimizin yeni sayılarında, güvenilir bir referans olan Mustafa Armağan’ın tavsiye ettiği tarih kitaplarını incelemeye devam ederek Allah’ın izniyle bu dosyayı genişletmeyi düşünüyoruz. Bismillah:

Osmanlı Medeniyeti, Derleme, Klasik Yayınları, 318 sayfa
Mustafa Armağan bu eseri “Ahmet Davutoğlu’ndan Turgut Cansever’e Osmanlı konuşmaları” cümlesiyle önümüze uzatıyor. Kitap; Siyaset, İktisat ve Sanat konularına verdiği ağırlıkla Osmanlı Medeniyeti hakkında okuyucusunun merakını gidermeye ve onu doyurmaya çalışıyor.

Alanında uzman farklı isimlere ait yazılardan oluştuğu için bir derleme olan bu eser bir yandan Osmanlı birikiminin günümüze yansımalarını incelerken diğer yandan duygusallıktan uzak, ilmi ve entelektüel bir çabayla Osmanlı’yı daha yakından tanıyabilmenin peşine düşüyor.

Kendine “Devlet-i Ebed Müddet” diyen Osmanlı’yı yakından tanıyabilme çabasına destek veren isimler şöyle; Adnan Ertem, Ahmet Davutoğlu, Ahmet Tabakoğlu, Cemal Kafadar, Coşkun Çakır, Erol Özvar, Gökhan Çetinsaya, İskender Pala, M. Akif Aydın, Mustafa Kara, Orhan Okay, Ömer Dinçer, Turgut Cansever, Zekeriya Kurşun.

Osmanlı – Türk Tarihi (1774-1923), Roderic H. Davison, Alkım Yayınları, 367 sayfa
Mustafa Armağan, yabancı bir tarihçiye ait olan bu kitabı “Yakın tarih üzerine dikkat çekici tespitler” notuyla bizlere takdim ediyor. Roderic H. Davison, George Washington Üniversitesi’nde 50 yıla yakın bir süre tarih dersleri vermiş Amerikalı bir akademisyen. Osmanlı’nın hayatta olduğu bir yıl olan 1917’de doğmuş. Ölüm tarihi ise 1996.

Davison kendini üniversiteyle sınırlandıran isimlerden değil. Kuzey Amerika Orta Doğu Çalışmaları Derneği ve Türk Çalışmaları Derneği gibi iki kuruma başkanlık yapmış. Amerikan Tarih Derneği’nde de görev almış. Müellifi olduğu Osmanlı-Türk Tarihi adlı kitap böyle bir kariyer ve tecrübenin ürünü. Kitap, Davison’un 12 makalesinden oluşuyor. Makaleler, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti üzerindeki Batı etkisi ortak temasıyla birbirine bağlanıyor.

Kitap, Türklerin ilk dönemlerinden Osmanlı’nın yıkılışına kadar genel bir değerlendirmede bulunan makaleyle başlıyor. Ardından 1774 ve 1923 tarihleri arasında Devlet’in kendi içinde ve Batı karşısında yaşadıkları kronolojik bir biçimde ayrıntılarıyla anlatılıyor. Teknolojik gelişmelerle başlayan medeniyetler arası kaynaşma ve çatışma da ortaya konuluyor. Osmanlı’ya elektrikli telgrafın gelişi kitapta kendine yer bulan örnekler arasında.

Dikkat ederseniz kitap 1774 ve 1923 yılları arasına yoğunlaşıyor. 1774, altı asrı aşan Osmanlı tarihinde en kritik ve zorlu süreçlerden biri olan Rusya ile Küçük Kaynarca Antlaşması’nın imzalandığı tarih. 1923 ise redd-i miras üzerine kurulan laik bir devletin doğum yılı. Başka bir ifadeyle Anadolu’nun kaderi için tam bir kırılma noktası.

Yüzyılın Soykırımı, D. Mehmet Doğan, İz Yayıncılık, 332 sayfa
Mustafa Armağan; gazeteci, araştırmacı yazar ve Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı olan D. Mehmet Doğan’ın Yüzyılın Soykırımı adlı çalışmasını “Türkçenin 1930’lardan beri nasıl tahrip edildiğini belgeleyen önemli bir eser” sözleriyle adeta elimize tutuşturuyor. Ali İlbey de “Şuurunuzun keskinleşmesi için okuyunuz bu kitabı” diyor ve ekliyor; “Kör idraklerin uyanması için bu kitabın okunması şart.”
Soykırım kavramıyla sürekli yüz yüzeyiz ama kitaba isim olan bu ifadeyle anlatılmak istenen katliam veya etnik temizlik değil. Kitap, soykırım dediği dil devrimi hakkında okuyucuya hayret ve dehşet verici bilgi ve yorumlar sunuyor. Yazarımız, Mehmed Niyazi’nin ifadesiyle “Yüzyılın Soykırımı ile resmi makamlarımızın, diplomalılarımızın dilimizde yaptıkları tahribatı anlatıyor.”

Yalın anlamıyla etnik temizlik olarak karşımıza çıkan soykırımın zamanla nasıl bir kültür ve medeniyet soykırımına dönüştüğü kitapta bütün cepheleriyle işleniyor. Yıkıcı bir devrimle dilimize yapılan sert müdahale sonrası kültür, inanç ve medeniyetimiz karşısında kendimizi nasıl yabancı ve cahil hissettiğimizin resmi bu kitapta çiziliyor. D. Mehmet Doğan bu eseriyle dil devrimine maruz kalan bir milletin bilincini yitirmeyen nesillerine seslenmek ve topluma dayatılan kimlik uyumsuzluğunun nasıl aşılacağını tartışmak istiyor. Hakkı değil mi?

Mehmed Niyazi 1928’de dilimize yapılan devrim işkencesi sonrası insanımızın yaşadığı ve hala devam eden depremi şöyle özetliyor; “Türkçemizin bugünkü derekeye düşmesinin tartışmasız en önemli sebebi devletimiz adına eline satırı alanın dilimizi budamasıdır. Henüz kemikleri çürümemiş bir yazarımızın romanını lisedeki öğrencimiz lügatle okuyabiliyor. Bütün bunlar arı Türkçe’nin faturası olarak önümüze kondu.” Haklı değil mi?

Ali İlbey’in belirttiği gibi; “Kemalist Cumhuriyetin akademik cellâtlarının giyotinleri altında bir bir infaz edilen bin yıllık ana sütü gibi helâl Türkçemizin, Kur’ân Türkçemizin katillerinin eşkâlini ve kimliklerini tanımak istiyorsanız bu kitabı okumanız farz-ı kifayedir.” Kitabın içindeki bölümlerin başlıkları şöyle; Türkçenin Ölüm ve Sürgünü, Milattan Sonra Edebiyat Dersleri, Kur’an’a ‘Fransız Kalma’nın Öztürkçesi, Devlet Hangi Dilli Konuşuyor? Dilde Geciken Uyanış.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.