MUTLU SONLAR MI? VAR OLMAK MI?

İnsan olmanın verdiği bir yanılgı vardır bizde. Yaratılmak deyince sadece doğum gelir aklımıza, yoktuk ve var olduk. Oysa var olmak bu kadar kolay ve bedelsiz olabilir mi? Var olabilmek düşündüğümüzden daha meşakkatli bir yolculuktur. Doğmuş olmak bizim için bir başlangıçtır yaratılışımız ise aslında son nefesimiz ile tamamlanır.
İnsan olarak hep hatalarımız yaratılmamızın bittiğini sanmak ile başlar… Evet, artık olduk deriz oysa yol yeni başlamıştır her gün her dakika her saniye yaratılışımız devam eder. Yaratılış ne ağır kelime aslında ne meşakkatli, ne yorucu ve ne sancılı. Adeta derimizin canlı canlı soyulduğunu hissederiz. Her gün farklı bir işlemden geçeriz, öyle ya yüklenen misyon büyüktü insana, bir anda kaldırabilir miydik gerçek bir insan olabilmenin ağırlığını? Peygamber’e bile kırk yaşında gelmedi mi Peygamberlik? Biz bir yanılgı içerisinden çıkamıyoruz, biz insan olmanın ağırlığını hala fark edebilmiş değiliz. Fark etseydik arar mıydık bu dünyada zevki sefayı hiç? Dünya bir son değil dünya bizi gerçek hayata hazırlayan uzun bir yaratılış halidir. Her yeni günümüz Allah tarafından planlanmış bir eğitim programıdır. Hayatın içine yayar her gün alabileceğimiz dersleri yaratan. Hayatta olanlar fark etmezler mesajı sadece yaşayanlar alır mesajları. Hayatta olmak ve yaşamak ne farklı iki kelime…
İnsan olarak hatalarımız hep yaratılmamızın bittiğini sanmak ile başlar… Olduk deriz hemen “ben oldum” oysa ne cüretkâr bir söz. Son nefesim gelmediyse daha yürüyecek ne kadar çok yolum, öğrenecek cümlelerim, değiştireceğim fikirlerim ve fark edişlerim var. Ama biz insanlar acele ederiz hemen olsun isteriz. Fakat emek verilmemiş zaman almamış hiçbir şeyi de beğenmeyiz. Belki de içsel olarak olduğumuzu düşünerek yaratılışın sancısından sıyrılmaktır derdimiz. Sonra hayat der ki “dur bakalım nereye kaçıyorsun?” Bitmemiş bir ameliyattan kalkarsa iyileşemez insan. Belki de ondandır dinmeyen sancılarımız ve kendimizi yalnız hissedişlerimiz.
İnsan olarak hatalarımız hep yaratılmamızın bittiğini sanmak ile başlar… Ondandır teslim olamayışlarımız ve teslim olmadıkça daha çok daralan kalbimiz. Biz istesek de istemesek de her an yaratılmaya devam ederiz. Kimimiz kabul ederiz, her karşılaştığımız duygu her karşılaştığımız olaya bunlar bende neyi oluşturacak diye bakarız itiraz etmeden sonuna kadar yaşayarak anlamlandırmaya çalışırız, mutlu sonların değil var olabilmenin peşinden koşarız. Kimimiz direniriz kapatırız gözümüzü, duygularımızdan ve olaylardan kaçmaya çalışırız, adeta reddederiz yaratılmayı. Mutlu sonların değil var olmanın peşinden koşanlardan olmak temennisiyle. Vesselam…