Cemaatle Namaz Kılmanın Hükmü, Fazileti ve Kadınların Cemaate Katılması

İslam dini birlik ve beraberliğe büyük önem vermiştir. Günde beş vakit namazın bir arada eda edilmesinin teşvik edilmesi, haftada bir cuma namazının ve senede iki kez olan bayram namazlarının topluca kılınmasının gerekli görülmesi, mü’minlerin görüşüp halleşmelerine, birbirleriyle yardımlaşmalarına vesile olmak gibi bir anlam taşımaktadır. Bu bakımdan cemaatle namaz olgusu, oluşturulmak istenen birlik ruhunun hem bir göstergesi ve hem de o birlik ruhunun sağlamlaşmasını ve devam etmesini sağlayan bir unsurdur.
“Ve sen içlerinde olup da onlara namaz kıldıracak olursan, onlardan bir bölümü seninle birlikte namaza dursun, silahlarını da yanlarına alsınlar.” (Nisa Suresi, 102) ayetinde Allah Teâlâ cihad sırasında korkulu anlarda bile cemaatle namaz kılmayı söz konusu etmektedir.Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye hicret edince ilk iş olarak bir mescit bina etmiştir. Mescidin yapımı tamamlandıktan sonra Müslümanlar namazlarını camide cemaatle kılmışlardır. İmamlığı Peygamberimiz bizzat kendisi yapmıştır. Peygamberimizin zamanında Mescid-i Nebevi’nin dışında mahallelere mescitler yapılmış ve Peygamberimiz bu mescitlere namaz kıldıracak imamlar görevlendirmiştir. Bu mescitlerde vakit namazları kılınmış ancak cuma namazları hep Mescid-i Nebevi’de kılınmıştır.
Cemaatle Namaz Kılmanın Hükmü
Cemaatle namaz kılmaya, “Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.” (Bakara Suresi, 43) anlamındaki ayet ile işaret edilmektedir. Ayetin başında “namazın kılınması” sonunda ise “rükû edenlerle birlikte rükû edilmesi” emredilmektedir. “Rükû edenler” ile maksat Müslümanlardır. Dolayısıyla “Müslümanlarla birlikte rükû edin demek cemaatle namaz kılın” demektir. Ayette hem Müslümanların namazlarının rükûlu olduğuna hem de cemaatle namazın varlığına işaret vardır.
İslam alimleri ayetteki emrin zorunluluk ifade edip etmediği konusunda ihtilâf etmişlerdir. Hanbelî alimler cemaatle namaz kılmanın erkekler için “farz-ı ayn”, Şafiî alimler “farz-ı kifâye”, Hanefî ve Malikî alimler ise “sünnet-i müekkede” olduğu ictihadında bulunmuşlardır. Şu hadis, namazı camilerde cemaatle kılmanın sünnet olduğuna delâlet eder: “Ezan okunan camilerde namaz kılmak sünen-i hüdâdandır.” (Müslim, Mesâcid, 256, I, 453)İslâm alimleri beş vakit namazı camilerde cemaatle kılmanın hükmü konusunda ihtilâf etmekle birlikte camilerin cemaatsiz bırakılmasının asla caiz olmadığı, namazların cemaatle kılınmasının daha sevap olduğu, mazeretsiz cemaatin terk edilmesinin doğru olmadığı konusunda ittifak etmişlerdir. (Kurtubî, I, 348)
Bazı alimler, namaz derecelerinin namaz kılanlara ve kıldıkları namaza göre artacağı kanaatindedirler. Namazı bütün âdâb ve erkânını yerine getirerek ve cemaatle kılanla, bunlara dikkat etmeyerek tek başına kılan arasında derece farkı olacağı rivayetlerden çıkarılan sonuçlardan biridir. Bunun gibi, sabah namazıyla ikindi namazının veya sabah namazıyla yatsı namazının derece yönünden diğer vakit namazlarından daha üstün olduğu kanaati de bu konudaki rivayetlerin bir sonucudur. Az sayıdaki cemaatle çok sayıdaki cemaatin kıldıkları namazların dereceleri de eşit değildir.
Cemaatle Namaz Kılmanın Fazileti
Peygamberimiz“Üç kişi bir köyde veya sahrada bulunur ve cemaatle namaz kılınmazsa, şeytan onlara hâkim olur. Öyleyse cemaatten ayrılma. Çünkü kurt ancak sürüden ayrılan koyunu yer.”Buyurmaktadır. (EbûDâvûd, “Salât”, 47)
“Kişinin bir başka kişi ile birlikte kıldığı namaz, tek başına kıldığı namazdan, iki kişi ile birlikte kıldığı namaz bir kişi ile birlikte kıldığı namazdan daha sevaptır. Cemaat ne kadar çok olursa bu namaz Allah’a o nispette sevimlidir.” (Ebu Dâvûd, Salât, 47)
“Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış gibi sevap alır. Sabah namazını da cemaatle kılarsa, bütün geceyi namaz kılarak geçirmiş gibi sevap alır.”(Buharî, Ezan, 34; Müslim, Mesacid, 260)
“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ateş yakılması için odun toplanmasını emretmeyi, sonra da namaz için ezan okunmasını, daha sonra da bir kimseye emredip imam olmasını, sonra da cemaatle namaza gelmeyenlere gidip evlerini yakmayı düşündüm.” (Buharî, Ezan, 29; Müslim, Mesacid, 251)
Kadınların Cemaate Katılmaları
Kadınlar da namazlarını cemaatle kılarlarsa sevap kazanırlar. Cemaatle namaz kılmanın fazileti bölümünde zikrettiğimiz hadislerde kadın erkek arasında bir ayırım yapılmamıştır. Nitekim Peygamberimizin zamanında kadınlar da cuma, bayram ve vakit namazları için camiye gitmişlerdir. Peygamberimizin eşi Hz. Aişe:“Mü’min kadınlar, giysilerine bürünüp başlarını örterek sabah namazını peygamberle beraber (camide) kılarlar, sonra evlerine dönerler, Rasulullah, namazı alacakaranlıkta kıldığı için tanınmazlardı.” demiştir. (Müslim, Mesâcid, 230–232)
Camilerde Saf Düzeni
“Saflarınızı düz tutunuz. Zira safların düz olması namazın tamam olmasını sağlayan hususlardan biridir.”(Buhârî, Ezân 74; Müslim, Salât 124)“Saflarınızı düzeltiniz, yoksa Allah Teâlâ’nın aranıza düşmanlık sokacağını iyi biliniz.”(Buhârî, Ezân 71; Müslim, Salât 127)
İmama uyacak kişi sadece bir erkek kişi ise imamın sağına durur. Soluna ve arkasına durmak sünnete aykırı olduğu için mekruhtur. İmama uyanlar birden çok iseler imamın arkasına dururlar. İmama uyacak kişi tek kadın ise imamın arkasına durur. Peygamberimiz aleyhisselam hem cemaatin faziletini hem de erkekler açısından ilk safın sevabını şöyle açıklamıştır:“İnsanlar ezan okumanın ve ilk safta yer almanın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi.” (Müslim, Salât, 129; Buhârî, Ezan, 9, 32)
Cemaatin imama uyabilmesi için imam ile cemaatin hakikaten ya da hükmen aynı mekânda olmaları gerekir. İmamın namazdaki hareketlerinin cemaat tarafından hissedilmesini engelleyecek duvar ve benzeri bir engel bulunmamalıdır. Cemaat imamın sesini işiterek veya kendisini görerek namazdaki hareketlerini takip edebilirse imama uymak geçerli olur.İmam olacak kimsenin Müslüman, akıllı, ergen, erkek olması ve namaz geçerli olacak kadar ezbere Kur’an okumayı bilmesi şarttır.