SOSYOLOJİK SİYER-Zor Zamanların Adamı Olmak

SOSYOLOJİK SİYER-Zor Zamanların Adamı Olmak

Tarihin her döneminde, insanlar kendi açılarından baktığında “en zor dönemleri bizler yaşadık” diyebilirler.

Elbette her topluluğun yaşadığı zorluklar kendi bağlamında değerlendirilmelidir.

Hz. Adem’in aleyhisselam yeryüzüne sorumluluk ile görevlendirilmesinden sonra kendisinin ve çocuklarının yaşadığı hayatı hiç de kolay değildi.

Hz. Nuh’un aleyhisselam kavmi de kolay sayılamayacak bir ömür yaşadı, bizzat Nuh aleyhisselam’ın hayatı ibretlik bir yaşantı oldu.

Bütün Peygamberlerin hayatını tek tek incelersek inanamayacağımız kadar ya da sabır edemeyeceğimiz kadar zorluklar yaşadıklarını okuruz. Ama şunu da bilmeliyiz ki zorluklar insanları yetiştirir. Tabi ki inancı, şuuru ve davası varsa.

Son peygamber, Efendimiz aleyhisselam da risaletin ilk yıllarında epeyce zorluklar yaşadı. Bugün oturduğumuz yerden o günü değerlendirebilmemiz gerçekten zor. Çünkü aynı şartlarda değiliz. Peygamberimiz Mekke halkını İslam’a davet etmeden önce herkesin “el-emin” diye güvendiği bir insandı.

“Allah’tan başka ilah yoktur ve ben insanlığa hem müjdeci hem de uyarıcı olarak gönderildim” dediği anda ise, akrabaları başta olmak üzere Mekke büyükleri tabiri caizse dünyayı başına dar etmek için şuurlu bir harekete kalkıştılar. Öyle acımasızca ve öyle planlı hareket ediyorlar ki neredeyse Peygamberimiz ve sahabe efendilerimiz nefes almaya fırsat bulamıyorlardı.

Bu düşmanlıkta öne çıkanlar özellikle Mekke’nin yönetiminde pay sahibi olan ve ekonomik olarak güçlü olanlardı. Ebu Leheb, Ebu Süfyan, Ebu Cehil, Ümeyye b. Halef, Velid b. Muğire ve Ukbe b. Muayt gibi isimler Efendimiz ve sahabe Efendilerimize düşmanlıkta sınır tanımayanlardı. Bu isimlere onlarca kişiyi de ekleyebiliriz. Ebu Süfyan, Safvan b. Ümeyye ve İkrime b. Ebu Cehil gibi şahıslar daha sonra iman ederek Rasulullah’ın yanında yer aldılar.

Hem tarihi süreci hem de günümüzü değerlendirecek olursak, İslam’ın düşmanlarının isimleri değişse de zulümleri hiç bitmedi. Bugün Müslümanlara karşı, şahıslardan daha ziyade devletler bazında bir düşmanlık görmekteyiz. Tabi ki o devletler, adı duyulduğunda Müslüman diyebileceğimiz ve içimizden çıkan piyonları çok aktif bir şekilde kullanmaktalar.

Bize düşen, nebevi mücadelede olduğu gibi şahıs ya da devlet ismine bakmaksızın korkmadan, azimle ve vakur bir şekilde hem mazluma hem de “zalime yardım” etmektir. Fikir bazında ihtilaflar olabilir ama istikamet için birlik olma zamanı geldi ve geçiyor. Milyonlarca Müslüman zulüm görmekte ve bazılarından haberimiz dahi yok.

Şunu da bilmeliyiz ki, Cenab-ı Allah Peygamberimizden önce gelen elçilere gönderdiği yardımı Efendimize de aleyhisselam lütfetti.  Önce kalplere sükûnet ve huzur indirdi, sonrasında mü’minleri bir binanın tuğlaları gibi sağlam bağlarla kardeş yaptı, zulüm ve işkencelerden yılmayan Müslümanlar, onurlu ve karakterli bir duruş sergilediler.

Özellikle Daru’l Erkam da yetişen Müslümanların her biri bizim için örnek olacak kadar özel ve güzel bir hayat yaşadılar.

Bugün dünya, onurlu ve şahsiyetli duruş sergileyecek liderlere ve onların arkasından yürüyecek insanlara ihtiyaç duyuyor.

Yirminci yüzyılın başlarında Mısır’da imam El Benna ve güzel talebelerinin başlattığı hareket yirmi birinci yüzyıl Mısır’ında etkili olmaya başlayınca küresel zalimler direksiyona geçti ve duruma müdahale ettiler. Başta Muhammed Mursi olmak üzere sayamayacağımız kadar “Müslüman Kardeşimizi” hapsettiler ve işkenceye uğrayan mücahitlerin birçoğu idam edildi. Evet, İhvan-ı Müslimin’in günümüzdeki liderlerinden Muhammed Mursi de şehadet şerbetini içti.

Evet, zor zamanlar yaşıyoruz ve yaşananlar da kolayca bitmeyecek gözüküyor. Şimdi ağlamayı sızlamayı bırakarak herkes bulunduğu coğrafyada imanının gereğini yapmalı. Dava; edebiyat işi değil, cihad işidir. Herkesin gayreti, yaptığı işi en iyi yapma çalışmasıyla başlamalıdır. Herkes elinde bulunan imkânları Müslümanlar için seferber etmelidir. Şimdi, zor zamanların adamı olma zamanı. Elbette biz de samimi bir şekilde hizmet edersek Allah’ın yardımı bizimle olacaktır. Rabbim her daim dinine hizmet etmeyi, birlik ve beraberlik içerisinde “Ümmet” şuuruyla yaşamayı nasip etsin.

Selam ve dua ile…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.