Öğretmenin Kadarsın

Genç Adam dergimiz, insanlığın başına gelen musibetler sonrası hakkında çokça espri ve mizah yapılan 2020 yılının son sayısı ile huzurlarınızda. Kasım sayımız 31. üçlüğümüz oluyor. Yıllar boyunca öğrendiklerimizi, tecrübe ettiklerimizi yıllardır okuyucumuzla paylaşıyoruz.

Her sayıda aynı niyeti taşıyan farklı bir dosya ile ses veriyor, yankı bekliyoruz. Attığımız taşın düştüğü yeri hesaplamaya çalışsak da tam olarak nereye isabet ettiğini bilmek istiyoruz.

Marifetin iltifata tabi olduğu, arzın talebi belirlediği şart ve ortamda her yeni sayıyla kendimizi, derdimizi, gönlümüzü, yolumuzu test ediyor, sonuçtan ziyade ilkelerimizi kontrol ediyoruz.

…

Genç Adam, etrafına değil önüne bakarak yürüdüğü yolda 31. adımını attı. Yeni sayımızda kapak konumuz “okul” meselesi. Evet, mesele. Okul, eğitim öğretim, müfredat, öğretmen, öğrenci vb. meselelerimiz var.

Okul sadece girişinde tabelanın olduğu, zil çalan, bahçesi duvarla çevrili, öğretmenler odası bulunan bir yerin adı değil. En büyük okul hayatın kendisi. Hayat Üniversitesi diye bir gerçek var. Yüksek öğretim sadece fakültelerde yapılmıyor.

Televizyonun, dizi, film ve müziklerin kesintisiz bir okul olmadığını mı düşünüyorsunuz? İnternet, sosyal medya, Instagram, youtube, netflix, like almak falan bir öğretmen değilmiş gibi mi geliyor size?

Ve para… Kiminin dini, imanı, kıblesi, ilahı haline gelmiş olan bu tescilli kâğıdın en tesirli eğitim öğretim araçlarından biri olduğunu iddia etsek bu çıkışımızın altında kalır mıyız?

İsmet Özel’in insana istikamet veren cümlelerinden biri de şu: “Tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime Rab bellemeyeceğim.”

Allah’a daha da yakınlaşabilmek, rızasını kazanabilmek, hayatta kalıp, sağlığımızı koruyup ahirete hakkıyla erebilmek için vesilelere ihtiyacımız var. Allah bizlerin olduğu gibi vesilelerin de Rabbi. Bizler gibi vesileleri de yaratan O.

O halde aracı nasıl amaç yerine koyar da kurtuluşumuza vesile olması için yaratılanı kurtarıcımız olarak görebiliriz? Vesileyi veya vesileyi elinde tutanı, cebinde taşıyanı, önümüze getireni, çıkarıp paylaşanı, insanı yahu insanı nasıl razı etmeye çalışabiliriz? Biz insanlardan razı mıyız ki, insanlar bizden razı olsun derdine düşüyoruz.

İnsan etkilenebilen ve etkileyebilen bir yapıya sahiptir. Kiminle konuştuğunuz, nerede bulunup ne yaptığınız konularına vereceğiniz cevaplar o an sizin öğretmen mi öğrenci mi olduğunuzu ortaya koyar.

İnsan seçici olmalı, malayaniden, kendini ilgilendirmeyen işlerden, isimlerden kaçmalıdır. Gördüğü, okuduğu, izlediği, dinlediği her şeyin kendinde az veya çok iz bırakacağı gerçeğini hafife almamalıdır.

“Herkes bildiğinin öğretmeni, bilmediğinin öğrencisidir.” Genç Adam diye bir dergimiz, okul adında da bir derdimiz var. Dergimizi vesile edinerek bildiklerimizi ukalalık yapmadan paylaşmaya çalıştık. Bildiklerinizi bize de bildirirseniz bundan memnuniyet duyarız.

Yeni yılda yeni sayımızda heyecanlı mı heyecanlı yazılarla görüşebilmek ümidiyle Allah’a emanet olun.