Gençler, Hadi Yine İyisiniz!

Gençler, Hadi Yine İyisiniz!

İçinde bulunduğumuz bu durum (salgın hastalık) içinde böyle bir başlık atılır mı kardeşim diyorsunuz?

Atılır atılır.

Şöyle tarihte bir yolculuk yapalım.

Miladi altıncı asra gidelim.

Aman Allah’ım, ne büyük felaketler var insanlık üzerinde!

1- Taşlar, var olalı böyle zulüm görmediler.

“İçerisinden pınarlar fışkıran”, “Allah aşkıyla yuvarlanan” yeri geldiğinde sırtımızı yasladığımız, yeri gelince de içine girip (taştan ev) huzur bulduğumuz o güzelim tefekkürlükler “alçak tanrılar” hâline getirilmiş.

2- Hayâ ve edepte marka olmuş cinsiyetin beden olarak küçük temsilcileri (kızlar) sözüm ona ileride kötü olmasınlar diye, cehaletin profesörleri tarafından diri diri toprağa veriliyorlar.

3- Fıtratı bozmakta (ahlaksızlıkta) yarışanlar, bunu resmileştirmek adına salon programları (panayırlar) tertip ederken, festivalleri kâinatın merkezine (Kâbe’nin yanına) taşıyorlardı. Utanmazlıkta adeta şeytana tur bindirme çabası içerisine girip edepsizliği sözüm ona ‘ibadet’  (Kâbe’yi çıplak tavaf ederek) ettiklerini zannediyorlardı.

Yani cehaletin boyutları akıl almaz seviyelere ulaşmıştı.

Yedinci asır adeta insanlığın kurtuluşu olmuştu. Kâinat, üzerinde misafir ettiği en büyük şahsiyetle tanışmış ve yaşadığı zulümler bir bir ortadan kalkmaya başlamıştı. Cehaletin yerini ilim almıştı. Taşlar tutsaklıktan kurtulup hür bir şekilde tabiatına uygun yaşamaya devam etmişti. Lâ süpürgesi nerdeyse bütün evlere girmiş ve genel bir temizlik yapmıştı kalplerde.

İllallah hakikati sadırlara dolunca kızlar da gülmeye başladı erkeklerde. Ağlayan birileri de vardı elbet. İktidarını haksızlıkla kuran haysiyetsizler,  bu dünyada da ahirette de kötüler sınıfına yazıldılar. Sadece altı ve yedinci yüzyıllardan bahsetmek dahi sanki maksadın hâsıl olmasına yetti sanki.

İnsanlık her dönem “zorlukla beraber kolaylık vardır” ilahi öğretisini bireysel ve toplumsal olarak yaşamıştır. Gelelim yazının başlığına…

Bugün dünya itikaden, amelen ve ahlaken dibe vurdu. Bir iki ay içerisinde binlerce insan aynı ölüm sebepleriyle dünyalarını değiştirdiler. Hâlen devam edegelen salgın hastalık belki bu yazı okunurken tavan yapmışta olabilir. Ülkemizin gençleri başta olmak üzere, dünya gençliği sizin el uzatmanızı bekliyor genç adamlar.

Şu sanal âlemdeki yeteneklerini biraz Mus’ab-laştırsan olmaz mı?

Zekânı biraz Zeyd b Sabit r anh gibi kullansana.

Karizmanı Sa’d bin Muaz r anh gibi İslam’a kullanmaya ne dersin?

İnternet âlemine Endülüs’teki gibi ezan okutma zamanı gelmedi mi?

Haydi, yiğidim ayağa kalk ve kaldır dünya gençliğini ayağa.

Yeter uyuduğunuz ve uyutulduğunuz.

Din-i Mübin-i İslam’ı bize ulaştıran asr-ı saadet gençlerinin elinde bu imkânlar olmadığı halde, asırlar sonrasına seslenmeyi başardılar. Sıra sende dostum. Sıra sende…

Ben yirmi yaşından büyüğüm maskemi takar keyfime bakarım havasında dışarı da gezen kankam, başla selam vermeye. Gördüğün her insanı selamete çıkarma gayretine ilk ayna karşısında başla. Hadi yine iyisiniz insanlar tam nasihat dinleyecek haldeler. Bela ve musibetler yumuşattı kalplerini.

Politik gitmeyin ve politika konuşmayın onlarla. Önce bir aşır okuyun. Yanık olmasa da sesiniz, kavrulan gönüllerde karşılık bulacaktır inanın. Dünyanın batısı dahi Efendimiz aleyhisselamdan bahsederken bizimkiler zaten ismini duyunca sarhoş bile olsa hoş bir şekilde kalbine götürür elini. Eli kalbindeyken bıraktırma ve bırakma onu.

Hadi yine iyisiniz, devletiyle milletiyle önünüzü açmaya amade bir yapı var arkanızda. İmkânım yok bahanesi yalandan başka bir şey değildir dostum.

Hadi yine iyisiniz gençler;

Bir tag açsanız bir kamyon adam toplanıyor. Zaten toplanmalarını istemiyor musunuz? O zaman verin ayarı.

Hadi yine iyisiniz gençler;

Sizin Genç Adamlarınız var.

Selam ve dua ile…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.