Necm Suresi

Necm Suresi

Allah’ın ikramı olan zaman nimeti,şükür gerektiren nimetlerden birisidir.Biz her ne kadar bu nimeti gereği gibi algılayıp değerlendiremesek de her anından hesap vereceğimizi sürekli aklımızda tutmalıyız.Zamanın nimet olduğunu,emanet olduğunu idrak edenler kurtuluşa erenler olacaklardır inşallah….

Bu sayımızda Necm Suresine konuk olacağız. Rabbim anlamayı, yaşamayı, güzel örnekler olmayı hepimize nasip etsin. Allah Teala; ilmi isteyene, talip olana,zaman ve emek harcayana nasip ediyor.O talihliler arasında olabilmek için olanca gücümüzle çalışıp gayret göstermeliyiz. Her zamanki gibi havf ve reca arasında… Rabbim kabul buyursun saygıdeğer kardeşlerim…

Mushaftaki sıralamada 53. iniş sırasına göre 23.sûre olan Necm Suresi , İhlâs Sûresinden sonra, Abese Sûresinden önce Mekke’de nazil olmuştur. 32.ayetinin Medine’de indiğine dair rivayetler de vardır.

Suremizin adı, ilk ayetinde geçen ve “yıldız“anlamına gelen necm kelimesidir.Suremizle ilgili en yaygın rivayet şu olaydır:

Abdullah b. Mes’ud diyor ki:

“İçinde secde âyeti bulunan ilk indirilen sure Necm Suresidir. Resulullah bunu okuyup secde etti. Onunla birlikte arkasında bulunan herkes secde etti. Ancak bir kimse secde etmedi. Bu kişi yerden bir avuç toprak alıp alnına koydu ve böylece secde etmiş oldu. Ben, daha sonra bu kişinin kâfir olarak öldürüldü­ğünü gördüm. Bu kişi, Ümeyyeb. Halef idi.

 

Suremizin konusu Diyanet Tefsiri Kuran Yolu’nda şöyle geçmektedir:

Kur’an’ın Allah tarafından Cebrail vasıtasıyla Hz. Muhammed’e indirilmiş olduğu ve Hz. Peygamber’in Allah’tan aldıklarını sadakatle tebliğ ettiği ortaya konmakta, müşriklerin melekleri Allah’ın kızları, putları da melekleri sembolize eden varlıklar olarak kabul etme şeklindeki inançları mahkum edilmekte, önceki peygamberlere gönderilen vahiylerle Resûlullah’ın getirdikleri arasındaki bazı or­tak noktalara değinilmekte, inkarcılıkları sebebiyle helak edilmiş geçmiş toplum­lardan örnekler verilmektedir.

Mekke müşrikleri başta olmak üzere ,birçok inkarcının yanıldığı,anlamak istemediği bir konu vardır.Kuran’ın Allah’tan ,Cebrail(as.) aracılığıyla peygamber efendimize gönderilmesi.İnanç öyle bir güç ve imkandır ki bundan mahrum olanlar en büyük ziyanın,zulmetin içindedir.Allah’tan gelen her ne ise amenna ve sadagna demek insanı rahata erdirir dünya ve ahirette…İnkar ve şüphe insanı ,delalete,sapıklığa,hüsrana götürür…Biz iman ediyoruz ki peygamber efendimiz,kendisine inen ayetleri aynen tebliğ etmiş,olduğu haliyle korunmasını,hıfz edilmesini sağlamıştır.

Allah dışında bir varlığı Allah yerine koymak en büyük zulüm ve ahmaklıktır…Bu ister putlar olsun,isterse başka soyut kavram ve güçler olsun fark etmez…

Tüm peygamberlere gönderilen vahyin kaynağı aynıdır.Allah katında makbul olan tek din islamdır.Bunun dışında din arayan veya kabul edenden ,Allah razı olmayacaktır.Bu minvalde rabbimiz çeşitli helak olmuş toplumlardan örnek verir Necm Suresinde.

Suremizin 24 ve 25.ayetleri şu şekildedir:

“ İnsan arzu ettiği her şeye sahip olabilir mi ki! 24. Ama âhiret de Allah’ındır, dünya da.25.ayet

Kardeşlerim her birimiz oturup düşünelim.Tefekkür,tezekkür,teakkul edelim.Nimetin kaynağı Allahtır.Onun bize vereceklerini biz almadan gitmeyeceğiz.O ne verirse bizim iyiliğimizedir.Her şeyin olma ve olmama sebebi vardır.Olayların arkasındaki hikmeti görmemiz bazen yıllarımızı alabilir.Fakat şunu unutmayalım:İnsan her arzu ettiğine ulaşamayacaktır…ulaşamaması da hayırdır..bu şekilde düşünmediğimiz her olay bizim imtihanımız olacaktır.Olayları doğru okuyup doğru yorumlamalıyız…Dünya ve ahiretin sahibinin Allah olduğuna iman eden kişi ne şımarır ne hüzünlenir..bilir ki rabbi onun iyiliğini istemektedir…olanda hayır var diyerek sabredip(dimdik ayakta durur,eğilmez ,bükülmez,olanlar karşısında rabbine karşı tavrı değişmez)Rabbine niyaz edip ona sığınır…Bunun adı teslimiyettir,islamdır…

“Göklerde ve yerde ne varsa hep Allah’ındır. Sonunda O, kötülük yapanlara işlediklerinin cezasını verecek; iyilik yapanları, ufak tefek kusur­lar hariç, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanları ise daha güzeliyle ödüllendirecektîr. Şüphesiz rabbinin bağışlaması çok geniştir. Sizi toprak­tan yarattığı zamanki halinizi de, annelerinizin karınlarında cenin olarak bu­lunuşunuzu da en iyi bilen O’dur. Şu halde kendinizi temize çıkarmaya kal­kışmayın! Kimin günahtan sakındığını en iyi bilen O’dur. “ 31-32.ayetler

Suremizde geçen “Ufak tefek kusurlar” diye çevrilen “lemem” kelimesinin sözlük anlamı­na ve bu konudaki bazı rivayetlere dayanılarak “lemem” şu mânalarla da açıklan­mıştır:

a) Kişinin aklından geçirdiği fakat eyleme dönüştürmediği kötülükler.

b) Yapmaya başlamışken pişmanlık duyup vazgeçtiği kötülükler.

c) Müslüman olma­dan önce işlediği şirk ve diğer günahlar.

d) Dünyada cezayı âhirette de azabı hak ettirmeyecek derecedeki günahlar.

Rabbimizin rahmeti,yeri ,göğü ve içindeki her şeyi kapsamıştır.İyilik yolunda olana ,iyilerle olana ,iyi kalmaya çalışana rabbimiz neden gazap etsin..Yukarıdaki dört maddeden anlıyoruz ki ,Rabbimiz bizi seviyor ,kusurlarımıza rağmen seviyor,hatalarımıza rağmen seviyor…Önemli olan biz Rabbimizden razı olup Onun muradına uygun yaşantılar sergileyelim.

 “Hiç bir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez; İnsan ancak çalıştığına erişir. Onun çalışması şüphesiz görülecektir. Sonra ona karşılığı eksiksiz verilecektir.” 38-41.ayetler

Belki bu dünyada insanları yargılayıp şunun,bunun yüzünden diyebiliriz.Suçumuzu insanlara yükleyebiliriz.Ya ahirette?Kimsenin yalan söyleyemeyeceği,konuşanın doğru konuşacağı,paranın ,makamın yüzlere çarpılacağı günde halimiz nice olur?İnsan bu dünyada da ,ahirette de ektiğini biçecek,geçici hazlar uğruna kalp kıranlar da kırılacak bir gün…Herkes ne için,ne amaçla çalıştıysa ecrini alacak…niyetlerin ortaya döküldüğü gün halimiz nice olacak..Suremizin devamında rabbimiz şöyle buyurur:

 “Doğrusu son varış Rabbinedir.”

Uçtun,kaçtın,ezdin,geçtin,hırsla sarıldın,istedin,kırdın ,kırıldın,her ne yaptıysan o amellerle Rabbine vardın…nelerle varacağımız o kadar önemli ki.Dönüşü yok…telafisi yok…

43. “Doğrusu, güldüren de ağlatan da O’dur.”

44. “Doğrusu dirilten de, öldüren de O’dur.”

47. “Doğrusu ölümden sonra tekrar dirilten de O’dur.”

48. “Doğrusu zengin eden de varlıklı kılan da O’dur.”

55. “Ey Kişi! Rabbinin hangi nîmetinden şüpheye düşersin?”

60-61. “Gülüyorsunuz. Ağlamıyorsunuz, habersiz oyalanmaktasınız.”

62. “Artık secdeye varın Allah’a kulluk edin.”

Rabbimiz bizlere ,Onun huzuruna nasıl varırsak razı olacağını son ayetle ifade ediyor.Allah’a secde edin.Namazda secde edin,hayatta secde edin,doğru dediklerini yapın,yanlış dediklerinden uzak durun,haklının yanında haksızın karşısında durun,geçici dünya nimetlerinin peşine düşüp secdenizi başkalarına yapmayın,secde sadece Allah’a yapılır,Onun yüceliğine uygun şekilde yapılır,kul olarak bunun idrakinde olarak secdelerinizi artırın..İnsan secde ederek sadece gerçek değerini bulabilir…Allah dışında kendine secde edecek varlıklar bulanların sonu cehennemdir…Allah korusun…secdeyle Allah’a kulluk edenlere selam olsun…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.