Migren

Çok sık karşılaşılan baş ağrısı tiplerinden biri olan migren ülkemizde her yüz kişiden on altısında görülmektedir. Bu topluluğun büyük çoğunluğunu ise kadınlar oluşturur.
Nedeni tam olarak aydınlatılamayan, genetik faktörlerle de ilişkili olan migren hastalığının beyindeki kan damarlarında genişlemeye bağlı olduğu düşünülmektedir.
Migren tipi baş ağrısı sıklıkla tek taraflı, zonklayıcı tarzdadır. Fiziksel aktiviteyle şiddetlenir. Ataklar halindedir ve bu ataklar ayda altı civarı olabilir. Prodromal (ön) dönem, aura dönemi, baş ağrısı dönemi ve iyileşme dönemi olmak üzere dört aşamada gerçekleşir.
Prodromal dönemde, hasta başının ağrıyacağını hisseder fakat bunu net olarak tanımlayamaz. Herhangi bir yiyeceğe karşı aşırı istek, huzursuzluk, en çok da yorgunluk-bitkinlik hissi, konsantrasyon güçlüğü şeklinde olabilir.
Aura dönemi, hastaların sadece %20’lik kısmında görülür. 5 ila 20 dakika içinde gelişir ve çoğunlukla 60 dakikadan kısa sürer. Hastalar ışık şimşeği, parlama gibi görsel ya da kollarda, yüzde, dilde, dudaklarda karıncalanmalar hissedebilir.
Baş ağrısı döneminde, hastada orta ağır şiddette olabilen ağrıya, bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı hassasiyet eşlik edebilir. Tedavi edilmemiş migren atağı ortalama 4-24 saattir.
İyileşme döneminde ise ağrı giderek azalır ve kaybolur.
Migren tedavisinin hedefi, baş ağrısının ve buna ilişkin diğer belirtilerin giderilmesi ya da önlenmesi ve hastanın mümkün olduğunca normal işlevlerine geri döndürülmesidir.
Öncelikli yapılacak olan işlem hastanın migrenini tetikleyen faktörleri keşfetmesi ve mümkün olduğunca ondan uzak durması ya da onlara karşı önlemler almasıdır. Örneğin; belirli yiyecek, uykusuzluk, stres, yorgunluk, uzun açlık dönemleri, bazı kokular, ilaçlar vs.
Spor, düzenli uyku ve sağlıklı beslenmek tedaviye katkı sağlar. Burada atlanmaması gereken bir konu da hastanın ağrısını dindirmek için kendi kontrolünde kronik olarak aldığı ilaçlardır. Bu ilaçlar da bir süre sonra etkisini kaybeder ve hastada migreni tetikleyici olarak rol oynar. O nedenle akılcı ilaç kullanımıyla nörolog kontrolünde olmak önemlidir.
Daha şiddetli, hastanın günlük fiziksel aktivitelerini önemli ölçüde etkileyen ağrılarda ise ilaç tedavisine başvurulur.
Bir ilacın seçilmesi onun etkinliği, hastanın tercihi ve baş ağrısı tipi, ilacın yan etkileri ve birlikte bulunan diğer hastalıkların varlığı birlikte değerlendirilerek mümkün olur.