MAVERADAN MACERAYA-Düğünümüze Hoş Geldiniz

(Dikkat! Bu makalemiz, hayalî bir yazı denemesidir.)
Hz. Âdem ile Havva: Evlatlarım! Allah’ın emri ile peygamberin kavli ile söz verin birbirinize, maveradan maceraya hoş geldiniz düğünümüze. Yavrularım! Yiyin, için, eğlenin amma velâkin bizim gibi yasak ağacın meyvesini koparıp ekşi elmayı izinsiz dişlemeyin. Allah’ın hududunu çiğnemeyin ve haddinizi aşmayın. İnsanın özgürlükleri, adına Şecerat-ül Huld denilen “ölümsüzlük ağacı” ile sınırlıdır. Sonra zarar edenlerden olursunuz. Aman ha Apple ve Iphone’a dikkat edin. Ceziret-ül Arap’ta, Serendüp Adalarında, Cidde’de, Arafat’ta, Mina’da, Müzdelife’de, Cebel-i Rahmet’te bizi hatırlayın. Tavafta ve namazda cebinizi kapatın ki debiniz artsın. Cebinizin aklını değil kendi akl-ı seliminizi kullanın.
Hz. İbrahim ile Hacer: Rabbim! Bizi namazı ikame edenlerden eyle, neslimizi de. Dualarımızı kabul eyle. Düğün ve derneğimizi hayırlı/uğurlu, bereketli ve seçkin eyle. Evlenecek gençlerimiz arasındaki gönül bağını ülfetli, muhabbetli, meveddetli, birbirinin mizacına uygun ve kararlı eyle. Aralarındaki sevgi bağını kin ve nefret tohumlarından, fitne ateşinden, düşmanlıktan, soğukluktan ve firardan uzak eyle. Bize dünya ve ahirette gözümüzün aydınlığı olacak, Allah’tan sakınan mü’minlere önderlik yapacak, bayrak ve sancağımızı omuzlarında taşıyacak salih evlatlar, geniş rızıklar ve uzun ömürler ver. Üzerinde kuş konmaz kervan geçmez verimsiz çölleri rahmetinle sulayıp mümbit topraklara tebdil et ki güzel ve hoş ağaçlar çiçek açsın, taze fidanlar meyve versin.
Ey Hanif Milletim benim! İlk eşim Sare’nin iffet ve namusunu korumak adına Nemrut’un ceberut askerlerine yalan söylemek zorunda kaldım. Birden fazla evlenmemin meşru sebepleri vardı, sizin de olmalıdır. Eşler ve kardeşler arası kavganın ne demek olduğu, eşim Hacer ve oğlu İsmail ile birlikte Mekke’ye hicretimde saklıdır. Bütün yaşananlar ilahi kaderin birer cilvesidir, hepsinin sebeb-i hikmeti vardır. Allah dilerse sebebin sebebini de yaratır.
Hz. Yusuf ile Züleyha: Dostlarım! Her şey bir rüya üzerine kurgulanmıştır. Ben de atam Yakub aleyhisselam’ın gördüğü bir rüyanın tecellisiyim. Düşünebiliyor musunuz, on bir tane yıldız, ay ve güneş nasıl olur da 12 yaşındaki bir çocuğa eğilir ve saygı duruşunda bulunur? İlahi! Senin aşkın gözümüzü ve gönlümüzü bürümüştür. Yaratılanı sevmeden Yaratanı sevmek zor oluyormuş. Nefis ve şeytanın hilesi çetin, erkeğin çilesi metin ve kadının fendi büyüktür. Başınıza gelecek bela ve musibetlere anında “Fe sabrun Cemil” deyin ve kadere yaslanın. Bakalım rüzgâr sizi nerden nereye savuracaktır. Allah rüyalarınızı hayırlı sonuçlara tebdil eylesin. Dünyada yaşayıp gördüklerinizin hepsi ukbaya göre bir rüyadan ibarettir.
Sevginin paylaşılmasının zorluğundan kaynaklanan bir sebeple önce kuyuya atılan sonra köle muamelesi görüp az bir dirhem karşılığı kardeşleri tarafından satılıp Mısır’a sultan olan bir kişiyim. Bunlar, insan akıl ve havsalasının alacağı şeyler değildir. Kıskançlık, aşk, iftira, ihanet, gurbet, hasret ve vuslat. Filmin sonunu kaçırmayın. Hayatın özeti bile o son demde gizlidir. Allah’ım! Bizi nefis ve şeytanın esiri eyleme. Baba ocağından Aile yuvasına uçurduğumuz beyaz güvercinleri her türlü kazadan, beladan, fitneden, fesattan, afetten, musibetten, iftiradan ve kem gözlerin hain bakışlarından muhafaza eyle.
Hz. Eyyüb ile Rahime: Peygamber kızı da olsanız kendinizi aşırı naza çekmeyin. Fazla naz âşık usandırıyor. Aile içinde kadın ve erkeğin karşılıklı dini, ahlaki ve hukuki hakları ve sorumlulukları vardır. Allah katında tek din olan İslam’da kadının mehir, miras, nafaka, seçme ve seçilme hakları vardır. İslam’da kadın hakları her dönemde ilahi kitaplar ve peygamberlerin sünnetleri ile koruma altına alınmıştır. Kadına nefret ve şiddet yasaktır.
Kocasına karşı serkeşlik yapan kadınlara eşleri tarafından vaaz, ikaz ve nasihat edilmeli yahut onları yataklarında yalnız bırakarak tecrit etmeli yahut da örnek insanların evlilik hayatlarından darb-ı mesel anlatılarak onlar uyarılmalıdır. Bendeniz eşim Rahime’ye hastalık günlerimde can sıkıntısı ile 100 değnek vuracağım diye yemin etmiştim amma Rabbimin bana vahyetmesi üzerine 100 ekin sapını bir araya getirip bir defaya mahsus/bir demet çiçek gibi vurmuştum.
Sivilceyi kaşıyarak büyük yaralar açmayın. Kıvılcımı ateşleyerek koca bir ormanı ve aile çınarını yakarak yuvada kanatlarını yeni dizen cıba yavrulara ihanet etmeyin. Çocuklarınızı ana baba sağ olduğu halde öksüz ve yetim bırakmayın. Unutmayın, ah yerde kalmaz. Erkeklerin birden fazla kadınla evlenmesinin hukuki, adli, idari, mali, bedeni ve sosyal şartları vardır. Öyle önüne gelen herkes bu yolu denerse toplumda kargaşanın meydana geleceği aşikârdır.
Hz. Musa ile Safure: Ben Mısır’dan Medyen’e hicret ettiğimde 19 yaşında idim. Çeşme başında tanıştığım, Şuayb aleyhisselam’ın kızı Safure annenizle 29 yaşında evlendim. Cebimde ne mehir parası ne de düğün masrafını karşılayacak meteliğim vardı. Safure’ nin babasının hizmetinde 10 yıl çalıştım ve sonunda muradıma erdim. Siz siz olun, büyüğü varken küçük kız kardeşi ile evlenmeyi tercih etmeyin. Firavun düzeninde köle ve cariyelerin hukuku yoktur. Dinen bir kadının elleri, yüzü ve ayakları hariç vücudunun süs ve ziyneti mesabesindeki uzuvlarını örtünmesi farzdır. Başörtüsü teferruat değildir. Bunu her kim söylerse zırvalamıştır. Tebrik kartı başka, kapalı zarf başkadır. Evlilik yuvası kurulurken evlenilmesi helal olan kadınlar tercih edilmelidir. Yasak olan akraba evliliklerine dikkat edilmesi şarttır.
Hz. Süleyman ile Belkıs: Zina büyük bir günahtır ve cezası ağırdır. Mü’min erkekler ve kadınların her türlü zinadan ve kendilerini zinaya götürecek yollardan korumaları gerekir. Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara zina isnadında ve iftirasında bulunanların cezası 80 değnektir. Devlet gibi aile müessesesi adalet, danışma ve ortak akıl ile yönetilir. Babil kulesi buna şahittir. Tarihte ilk defa dişi karınca ile iletişimi biz kurduk, şimdi Turkcell’in ticari simgesi olmuş ne güzel! Biz cinleri zamanın behrinde petrol kuyularında dalgıç pompa ve ağır yapılarda vinç olarak kullandık, şimdi Perihanlar ada sahillerinde ve güzel atlar diyarında azgın beygirlerin etrafında çılgın kısraklar olarak dolaşıyorlar, hayret!
Hz. Muhammed Mustafa ile Haticetül Kübra: Rabbimiz Teâlâ, Rum suresinin 21. ayetinde mealen, “Onlara ısınıp kaynaşasınız diye size kendi türünüzden eşler yaratıp aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de O’nun kanıtlarındandır. Doğrusu bunda iyi düşünen kimseler için dersler vardır.” buyurmaktadır. Nikâh yoluyla evlenmek benim sünnetimdir. Nikâh yerine sifahı tercih eden / gizli veya alenen dost hayatı yaşayan her kim varsa benden değildir. Erkeklerin en hayırlısı hanımlarına en çok hayrı dokunanlardır.
Osman Gazi ile Mal Hatun: Alperenler! Allah Azze ve Celle, Kelam-ı Kadiminde kadınları erkeklerin gönül / eğlence bahçesi ve kültür tarlası / parkı olarak tarif etmiştir. Erkekleri ve kadınları birbirinin ayıplarını örten elbiselere benzetmiştir. Şeyh Edebali’nin evinde rüyasını gördüğüm Ulu Çınar, atam Ertuğrul’un otağında, Mal Hatun’un kucağında devlet olmuştur. Meğer her başarılı erkeğin ardında azimli bir hatun varmış. Erkeklerin fiziki manada kadınlardan bir diş üstün olduğunu, kadınların da sezisinin duyularından güçlü olduğunu anladım.
Kanuni ile Hürrem Sultan: Peygamber Efendimiz 632 yılında Arafat’ta irat ettiği Veda hutbesinde kadın haklarını bütün insanlığa ilan etmiştir. Feminizmin aşırısı komünizmdir. Tesettür, hür ve köle kadını birbirinden ayırt eden bir örtüdür. Haremlik ve selamlık aslında güzel bir uygulamadır.
Lakin harem ağalarına, hadım ağalarına ve kapıkulu askerlerinden sırtı sarı olanlara dikkat edesiniz. Kadınların çocuklarını emzirme süresi en fazla 30 aydır. Analık ve lohusalık hallerinde kırmızı ışıktan geçmenin cezai müeyyidesi vardır. Eşini buna zorlayan erkeğe her defasında 4.25 gram altını veya karşılığı parayı sadaka vermesi gerekir. Eşinin ve çocuklarının barınma, ısınma, beslenme ve diğer ihtiyaçlarını maruf veçhile temin etmek ve nafakalarını sağlamak babanın görevidir. Fermanımdır! Bundan böyle Memalik-i Osmanî’nin manevi mirasçıları an karibü’z zaman helal mal ile tez elden evlendirilmeli ve asgari üç veledi olmalıdır.
Hacı Bektaş ile Kadıncık Ana: Dostumuzla beraber yanarız, kanarız. Her nefeste aşk ile yaratanı anarız. Erenler meydanına vahdet ile girin de görün; kırk şamdanda kırkımız bir yanarız. Bizim elimiz, evimiz, kapımız, gönlümüz ve soframız açıktır. Haydi, afiyet olsun!..
Nasreddin Hoca ile Gülbahar: Hatun! Kadınların muhabbetine doyamadan gidiyorum diye üzülüyorum, lakin kendi dönemimde iki Müslüman Türk Beyliğinin kavgasını bitirdim diye de seviniyorum.
Mevlana ile Şems: Aşk bizim ateşimiz, toprak bizim anamızdır. Kâtibin elini görmeyen cahil, yazıyı kalem yazdı sanır. Mevla’nın kudretini görmeyen nadan elmayı ağaç yaptı sanır. Fihi ma fih.
Kerem ile Aslı: Sizin için kuru kabaktan tek telli saz yaptım ve türlü makamlar çaldım. Bütün âşıklar bu makamı elleriyle ararlar lakin bulamazlar Kızım. Mevla’nın kudret kalemi bizi birbirimize yazmış, mutluluk heyecanımızı paylaşmak için burada bulunmaktayız. Bizi bir erkek ve bir dişiden yaratan, misak ahdi ile bu dünyaya gönderen, nikâh akdi ile bir araya getiren, enva-i çeşit nimetlerle donatan ve bize bu güzel günleri yaşatan Rabbimize hamd-ü senalar olsun. Ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Hazreti Muhammed Mustafa aleyhisselam’a, O’nun ailesi ve ehline, sahabe denilen yol arkadaşlarına salât-ü selam olsun.
Leyla ile Mecnun: Biz birbirimize kavuşamadan fani olduk. Kavuşanlara selam olsun. Aile, sevgi ve huzur yuvasıdır. Aile içinde barış ve adalet esastır. Ailenin reisi babadır. Aile toplum ahlakının özeti ve aynasıdır. Aile küçük bir toplum ve devlettir. Aile düzenini sağlamak için anne ve babaya marufu emrettikleri sürece itaat farzdır. Bu yüzden haksız yere ana ve babaya asi olmak büyük günahtır. Aile sayesinde akrabalık bağları güçlenir, birlikte yaşama kültürü gelişir.
Ferhat ile Şirin: Sağlam medeniyetler sağlam aileler üzerine kurulur. Bizim aşk ile deldiğimiz dağlarımız, inşa ettiğimiz kalelerimiz vardır. Pamukkale, Kırıkkale, Çanakkale, Akkale, Akçakale. Hepsi bizim kalemiz. Lakin aile bizim en büyük kalemizdir. Akıllı füzeler, yeni nesil silahlar,120’lik obüs bataryası ile kalelerimizi yıkamayanlar teknoloji transferi, beraberinde gelen kültürel yozlaşma, kadın hakları savunuculuğu maskesi ile sürdürülen feminizm, israf ekonomisi ve tüketim çılgınlığı ile sürekli Müslüman aileler bombardıman altında tutulmaktadır. Allah’a şükürler olsun ki bu depremin artçı sarsıntıları devam etse de hala Selimiye Camisinin minareleri gibi dimdik ayakta duran ailelerimiz vardır. Her gün sokakta karşılaşılan yarım yaşmak birkaç hayrat duta bakıp da her yeri karadut almış gidiyor denilemez. Neyse fazla ileri gitmeyelim.
Arzu ile Kamber: Her mecliste konuşulanlar o meclise katılanların uhdesine verilmiş emanetlerdir. Aile sırları da böyledir; korunması gerekir. Aile meclisinde yaşananlar ve konuşulanlar bir sırdır velev ki eşler birbirinden ayrılmış olsalar dahi.
Haddi zatında aileler de devletler gibi arşiv ve sır saklama üzerine kurulmuştur. Mesela; “Dört atanın hakkı birdir.” sözü aslında aile siyasetinin düzgün yürümesi için sarf edilmiştir. Değilse beni doğuran anam ile kayın anam nasıl bir olabilir? Devlet Babanın mirasına herkes konabilir mi? Bunlar kinayeli anlatım ve mecazi sözlerdir.
Cemşid ile Hurşid: İran başka Turan başka demeyin, Müslümanlar kardeştir. Sünni ve Şii kavgasını bırakın. Kocası ölen bir kadın 4 ay 10 gün, boşanan kadın ise 3 ay iddet bekler ve sonra başka bir erkekle evlenebilir. Magazin Dünyasının kadınlarının modaya uygun elbise değiştirdikleri gibi iki de bir kafasına göre evlilik yapamaz. Eşler arasında meydana gelebilecek geçimsizliklerde aile büyükleri devreye girmeli ve tahkim kurulu olarak fırtına kopmadan görevlerini tam yapmalıdır.
Asuman ile Zeycan: Talak / boşanma; birbirine sürekli lanet okuyan eşlerin daha fazla şiddet, intihar vb. müessif olaylara sebebiyet vermeden Allah’ın hoşuna gitmese de mübah kıldığı bir çözümdür. Boşanma dünyanın sonu değildir. Bir kaderden başka bir kadere sığınmaktır. Allah’ın herkesi bir yastıkta kocatacak diye bir vazifesi yoktur. Yaratan bu görevi eşlere vermiştir. Muhtemelen yuvayı kuran dişi bir kuş ise yıkan da yine dişi bir kuştur. Karı ve kocanın birbiriyle ilgilenmeleri elzemdir.
Keloğlan ile Aykız: Aile eğitimi, terbiye ve ahlakı temel eğitimdir. İnsanın ilk öğretmeni sütünü emdiği annesidir. Baba aile okulunun müdürüdür. Çocukların fizyolojik ihtiyaçlarını zamanında vermek annenin, eğitim ve öğretim babanın sorumluluğundadır. En başta çocuklara güzel bir isim vermeleri gerekir. Aile içinde karı ve koca bir değirmenin alt ve üst taşları gibidir. Değirmencinin bir kulağı taşta olmalıdır, değilse un kavruk olabilir, yanlışlıkla zavar gibi çıkabilir. Çocuk ailenin sevda çiçeğidir, örselemeye ve ihmale gelmez. Çocukların hayır halef evlatlar olması için kavli dua yeterli değildir, İslami eğitim ve terbiyeden geçmesi gerekir.
Yunus ile Sarı Çiçek: Beri gel barışalım, yar isen bilişelim, dünya kimseye kalmaz, sevelim, sevilelim. Aşkın ile âşıklar yansın Ya Rasulullah, içip aşkın şarabın kansın Ya Rasulullah.
Somuncu Baba ile Necmiye Sultan: Bizim gülşendeki güller, dururlar taze solmazlar, hazan olup dökülmezler, bize zemistan-ü bahar olmaz.
Mustafa Kemal ile Latife Hanım: Aile yuvamızı yıkan Mason, Rotary ve Lions Kulüplerinden uzak durun. Pembe Köşkün arsasını o günün zor şartlarında temin eden Börekçi Hoca’ları düğün çorbasından ve tandır çöreğinden mahrum etmeyin. Bu devletin ekmeği herkese yeter. Lakin devletin ekmeği millete ihanet edenlere yaramaz, uyuz eder.
Önder ve Alemdar: Yâri sadık bilir halden, aşk dersini alır gülden, hep riyasız ta gönülden, sevenlere selam olsun. Nevşehir İmam Hatip Lisesinin açılışının 50. yılında düzenlediğimiz düğün tadındaki mezuniyet törenimize katılan dostlarımıza teşekkür ederiz.