KAPAK-Niçin Güçlü İktisat

İslam dinine göre Müslüman her anlamda güçlü, dirayetli, üretken ve durmadan çalışan bir yapıda olmalıdır. Bu yapı onu ALLAH’ın rızasına yaklaştıracak ve sonunda bu rıza-ı ilahiye ulaşmasını sağlayacaktır.
Kuvvetli mü’min; ahiret ve dünya ile ilgili işler hakkında tam bir şuur, üretken bir yapı, sarsılmaz bir azîm ve tam tevekkülle Allah’a bağlanan mü’mindir. Bu konu ile ilgili bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur: “Kuvvetli mü’min, zayıf / güçsüz mü’minden daha iyi, daha üstün ve Allah’a daha sevimlidir.” (Müslim, Kader, 34; İbn Mace, Zühd, 4168) Bu hadisi şerifte Allah’ın rızasını her durumda ön planda tutma gücünü gösteren mü’mine vurgu yapılmaktadır.
Mü’min, hayatının sahibi olan Allah için yaşar, çalışır ve yine O’nun rızası için ölür. Yani İslam’da mülk Allah’ındır ve insan da Allah’ın mülküdür. Bu geçici dünya mülkünde sadece sahibi olan Allah için çalışır. Allah için çalışan, hayatında iktisadi anlamda güçlü, üretken ve irade sahibi olan mü’minin kendi geçmişine birlikte göz gezdirelim.
Yeryüzü, İslam Devleti’ni daha yeni tanımıştı. O aydınlık zamanlarda muhteşem bir devlet reisi vardı; çalışkanlığı, üretkenliği ile kendisini herkese hayran bırakıyor, dünyaya adaletin iktisadını ve kanaatini tekrar hatırlatıyordu. Bu Hak düzeni, Rabbimizin En’am suresinde bildirdiği “Sizi dünyada halifeler yapmış olan O’dur.” ayetini bizzat hatırlatırcasına Hz. Muhammed aleyhisselam kurmuş, bu düzen dört halife dönemi ile devam etmiş ve daha sonra kurulan İslam devletleriyle şahlanmıştır.
Bu kusursuz düzen zamanla iktisadi ve idari olarak çok güçlü bir konuma gelmiştir. Bu güçlülük yanında birçok fayda ve kolaylık getirmiştir. Örnek vermek gerekirse ilk olarak devletin kendi iç düzeninden bahsedelim. İhtiyaç sahiplerine destek olunmuş, dünyada ilk olarak emeklilik sistemi oluşturulmuş, halkın çalışan ve üreten insanlarının ihtiyarladıktan sonra tüm ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmıştır. Toplumda ekonomik anlamda bir rahatlama olmuştur. Bununla birlikte toplumda ilim ve bilim adamları yetişmiştir. Pozitif bilimlerden fizik, kimya, astronomi, matematik ve tıp alanlarında muhteşem ilerlemeler kat edilmiştir. Günümüz dünyasında faydası paha biçilemez keşifler ve buluşlar yapılmıştır.
Diğer ülkelere karşı iktisadi alanda güçlü olmak, hem askeri hem ilmi hem de eğitim alanlarında güçlü olunmasını sağlamıştır. Bu durum İslam dininin Avrupa’ya, Afrika’ya, Çin’e ve hatta Amerika’ya yayılmasına vesile olmuştur. O zamanlarda İslam devletleriyle gerek savaş gerek ticaret yoluyla etkileşimde bulunan diğer devletler ve onların halkları İslam devletlerinden sadece iktisadi, idari ve ilim yönünü ilham almışlardır. İslam’ın özünü ve kendini benimsemedikleri için yani Müslüman olmadıklarından ötürü bugünkü sömürücü, çıkarcı, kan ve gözyaşına boğulmuş dünyanın temellerini atmışlardır.
Daha sonra liberalizm, kapitalizm, komünizm gibi batıl fikirlerin ilgi görmesi Müslümanların Allah rızasından uzaklaşması sonucu bütün işler, emanetler, hizmetler; ehliyetli, liyakatli, uzman, adaletli, iş bilen, iş bitiren, başarılı, faziletli, vicdanlı kimselere verilmediğinden; iktisadi, idari bozulmalar meydana gelmiş, ardından devlet düzeni bozulmuş ve Müslümanların devletleri ellerinden gitmiştir.
Bu olaya kişiler açısından baksak da değişen bir şey olmaz. Çünkü devletleri ve düzenleri şahıslar oluşturur ve devletler kendisini oluşturan şahısların karakterine bürünür yani her devlet nasılsa o devletin milleti de aynı şekildedir. Nitekim Rabbimiz Ra’d suresi 11. ayette şöyle buyurur: “Muhakkak ki Allah, bir toplumun yaşam biçimini, onlar kendi nefslerini (anlayışlarını – değer yargılarını) değiştirmedikçe, değiştirmez.”
Sonuç olarak Müslümanın iktisadi yönden güçlü olmasının çeşitli, vazgeçilmez faydaları vardır. Bu faydalar dünyaya geliş amacını yani Allah’a tam tevekkülle ve gerektiği gibi kulluk yapmasını kolaylaştırır. Allah’ın nizamını kurmasına yardımcı olur. Çünkü İslam tüm kurum ve kuruluşlarıyla gelmeden tam manası ile yaşanılamaz. Rabbimiz olan Allah azze ve celle, bize İslam iktisadını kurmayı ve güçlendirmeyi nasip etsin. Selam ve Dua ile.