Kalbimizde Tevhid ile Göğsümüzde Bir Mermiyle, Dilimizde Tekbirlerle…

Kalbimizde Tevhid ile
Göğsümüzde Bir Mermiyle,
Dilimizde Tekbirlerle…
Şubat, Papa 13. Gregory’nin hazırlattığı ve resmî olarak ülkemizde de kullanılan Miladî (veya Gregoryen) takvimin ikinci ayına verilen isimdir. Şubat ayının batılı dillerdeki türevleri ise putperest Roma’nın ‘arınma tanrıçası’ olan Februus’dan gelir (İng. February: Şubat).
Şubat kelimesi dilimize Süryanicedeki ‘Şabat’ kavramından geçmiştir. Diğer yandan Şabat, İbranicede Yahudilerin dinlenme günü olan cumartesiyi işaret eder.
Yahudi ve Hıristiyanlar aynı batıl mantığa çıkan bu isim konusunda da birbirlerinin dostudurlar. Şubat kavramı Roma’nın arınma tanrıçası olan Februus’a dayanan kökeniyle Hıristiyanlar için; dinlenme günü olan Şabat’a yani cumartesiye dayanan kökeniyle de Yahudiler için bir arınma, temizlenme fırsatıdır. On Emir’in dördüncü emri Şabat günü iş yapılmasını yasaklar.
Ahkâmı bizzat mensupları tarafından bozulan ve artık bir geçerliliği kalmayan Yahudilik ve Hıristiyanlık için konunun manası ve özü budur.
İslâm ise hakiki olandır. Hak geldiğine göre batıl artık yok olmuştur (İsra/81). ‘Gregoryen Şubat, Müslümanlara hangi kavramı, davayı, sevda ve kavgayı çağrıştırmaktadır?’ diye soracak olsak alacağımız cevaplar arasında en çok duyacağımız kavram ‘şehadet’ olacaktır.
Şehadet, dava dağlarının bozkırlarında çiçek çiçek açan övülmüş, imrenilmiş bir kokudur. Müminler tarih boyunca yeryüzünün damarlarına kan vermiş, şehadet dilekçelerini yine kanlarıyla imzalamışlardır. Bu kanların sahipleri kıyamete kadar diridirler.
Merhum Abdurrahim Karakoç’un ifadesiyle ‘Hak Yol İslâm’ fermanını ‘kör dünyanın göbeğine, kuşların gözbebeğine, yola, ağaca, pınara, esen yele yağan kara, yağmur yüklü bulutlara, koç burcuna, yay burcuna, bebeklerin avucuna, minarelerin ucuna, bucak bucak, köşe köşe, kara taşa, kor ateşe, yıldıza, aya, güneşe, askerlerin miğferine, kağnıların tekerine, Buda’nın tunç heykeline, her kapının eşiğine, her sofranın kaşığına, balaların beşiğine herkesin duyup bileceği, saklanamaz gayrı bu gerçek diyeceği’ şekilde yazmak için mücadele ederken soğuk Şubat’larda şehitlik makamının sıcaklığıyla ısınanlar kimlerdir?
El-cevap: Gençlere 20 maddeden oluşan güzide bir hitabe bırakan; Müslüman Kardeşler’in kurucusu Mısırlı Hasan el-Benna. ‘Şehitleri an/ Hakikati söyle/ Hainlerle hesaplaş’ mısralarının da içinde bulunduğu harika bir şiiri imzalayan AfroAmerikalı Hacı Malik Şahbaz, nam-ı meşhur Malcolm X. İki yıllık halifelik döneminde ömre bedel yaptığı işlerle 5. Raşid Halife olarak anılmaya layık olanÖmer b. Abdülaziz.
Sehpalarında sarıkla sallandığımız sabahlara soracağımız isimlerden olan İskilipli Atıf Hoca. 21 yaşında Fatih Cami avlusunda vurulmuş yere düşerken makamına doğru yükselen; şehadetinin ardından ‘…her şehid bir adımdır zafere, her zafer bir umut kutlu yere…’ diye ezgiler yazılan Molla Sadreddin oğlu Akıncı Metin Yüksel ve daha nice mübarek isimler…
‘Mü’minlerden öyle yiğitler vardır ki, onlar Allah’a verdikleri sözde sadakat gösterdiler. Onlardan kimileri adaklarını yerine getirdi (canını verdi), kimileri ise sırasını beklemektedir. Onlar hiçbir şey karşılığında sözlerinden dönmediler (Ahzab/23).