İslam Terminolojisinde  RIZIK KAVRAMI

İslam Terminolojisinde  RIZIK KAVRAMI

Rızık,   re-ze-ka kökünden türemiş olup sözlükte nasip, pay, hisse, azık, yenilen, içilen, giyilen kendisinden faydalanılan şey, barınılacak yer, mesken gibi anlamlara gelir. Çoğulu “erzak”tır. Aynı kökten türeyen “rezzak” kelimesi ise Allah’ın en güzel isimleri “esmaul hüsna”  dan biri olup bütün canlıları rızıklandıran, rızık veren anlamındadır. Rızık, Kur’an’da türevleriyle birlikte 123 defa geçer.

İslam terminolojisinde ise rızık; Yüce Allah’ın bütün canlılara yiyip içmek ve faydalanmak için verdiği her şeydir. Diğer bir tanımla; “Allah’ın takdir ettiği maddî manevî kısmet, nimettir.” Dolayısıyla mülk olsun olmasın; yenilen içilen kendisinden başka bir şekilde faydalanılan her şey rızık olduğu gibi, kişinin eşi, evladı çalışma ve ameli, ilim ve bilgisi de rızıktır, fakat hepsinde de faydalanmak özelliği şarttır. Şöyle ki bir şeyin rızık olabilmesi için mutlaka ele ulaşması kendisinden faydalanılması gerekir, bu bakımdan kendisinden yararlanılmayan şeylere rızık denilemez.

Kur’an’da rızık daha çok; rızkı veren Allah’tır.(1)

Allah “Hayru’r Razıkin”  “rızık verenlerin en hayırlısı” dır.(2)

Rızık konusunda kimisi kimisinden üstündür.(3)

Allah, rızkı dilediği gibi genişletir ya da daraltır(4)

Rızık, helal ve temiz şeylerden olmalıdır(5) şeklinde geçmektedir.

Bu bilgilerden sonra rızıkla ilgili bilinmesi gereken önemli bir kavram ise “kesb”tir. Kesb, sözlükte kazanmak, elde etmek anlamına geldiği gibi kazanılan ve elde edilen maddî ve manevî şeyler anlamına da gelir.

İslam âlimleri ise kesbi : “Kişinin kendisinin ve başkalarının yararına olan şeyleri kazanmak için çalışması çaba sarf etmesi” olarak tanımlamışlardır.

Kur’an’da kesb, kişinin sorumluluğuna konu olan karşılığını göreceği belirtilen her türlü inanç, düşünce ve faaliyetini belirtmesi yanında, özellikle iş ve ticaret hayatında elde ettiği maddî kazançlar için de kullanılmıştır.(6)

Hadislerde de emeğin değerine, helal rızık kazanmanın, meşrû yoldan mal mülk sahibi olmanın, zekât ve sadaka gibi hayırlarla bu imkânlardan başkalarını da yararlandırmanın önemine işaret edilmiştir. Birçok hadiste  “kesbi tayyib” (güzel kazanç) ifadesiyle helal kazancın önemini anlatan Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

“Kişinin kendi el emeğiyle çalışıp kazanmasından daha güzel bir kesb yoktur” buyurmuş, dünyadan el etek çekmeye karar veren bazı sahabilere bu tutumlarının kendi sünnetinden sapmak anlamına geldiğini söyleyerek onları uyarmıştır.

Rızık maksumdur, yani önceden takdir edilmiştir; bir kimse Allah emrettiği için çalışır, rızkını meşrû helal yoldan ararsa ezelde takdir edilmiş olan rızkına kavuşur. Yani bu rızık ona bereketli olur. Bu çalışmaları için sevap kazandığı gibi, kazandığı bu rızıktan aile fertlerine yedirdiği her lokma sayısınca da ayrıca sevap kazanır. Bu sebeplerden dolayı mümin, haram rızka asla tevessül etmemelidir. Nitekim ilgili bir hadiste de:

“Rızık temini için çalışmak (kesbi arzulamak) her müslümanın üzerine farzdır.”

Bir diğer hadiste Allah Rasulü  sallallahu aleyhi ve sellem:

“Rızık konusunda endişe etmeyiniz. İnsan, rızkını yemeden ölmez. O halde Allahtan korkunuz. Rızkını araştırırken (helali alıp haramı terk etmek suretiyle) güzel bir yol tutunuz.” buyurarak müslümanları meşrû yoldan helal rızık kazanma konusunda uyarmıştır.

Kur’an’da gecenin dinlenme, gündüzün geçim vakti olarak yaratıldığının belirtilmesi (7) çalışıp kazanmanın, günlük hayatın bir gereği olduğu düşüncesine dayanır. Şöyle ki Allah Teâlâ, zamanı insan hayatında ikiye ayırmış; bir bölümünü oturma dinlenme ve uyku; diğer bir bölümü de günlük yaşamın gereği olarak çalışıp çabalama vakti olarak belirlemiştir. Böyle olmasaydı güneş ışıklarıyla insan yaşantısına ayrılmış gündüzün anlamı kalmaz, insan bu gündüz vakti sayesinde geçimi için çalışmaya koyulmazdı. Böylece çalışmayan insana, gece karanlığıyla ihtiyaç duymadığı gündüz ışığının oluşturduğu vakit eşit olurdu.

Rızık, hayattan sonra nimetlerin en büyüğü, hamd ve şükrü celp eden bir hazine, insanı ibadet, dua ve niyazlara sevk eden bir kaynak durumundadır. Dolayısıyla her an bize Allah’ı hatırlatmaktadır.

Kur’an, rızkı Allah’a izafe etmekle insanın rızık yolunda çalışmasına engel olmamıştır. Tam aksine insanların rızık yolunda çalışmasına engel olmamıştır. Tam aksine insanların, ezelde takdir edilen rızıklarına çalışarak ulaşmalarını, bu amaçla insanların yeryüzüne dağılmasını Allah’ın oradaki lütuf ve nimetlerini elde etmeye koşmalarını talep etmiştir. Zaten yeryüzü de, her türlü yeraltı ve yer üstü zenginlikleriyle bunu müsaittir. Bu nokta da Allah’a tam bir tevekkül ile O’ndan istemekle beraber; Allah, insana rızık elde etmek için çalışma ve çabalama yönünde bir sorumluluk yükler. İlgili bir ayette: “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm 53/39 -40)   buyrularak hayatı idame ettirmenin, başarılı olmanın çalışmaya ve üretmeye bağlı olduğuna dikkat çekilmiştir.

Sonuç olarak şunları söylemek gerekirse; rızık Allah tarafından ezelde takdir edilmiş olup, insana düşen ezelde takdir edilmiş olan bu rızkı çalışıp kazanmaktır. Zira bir hadiste de belirtildiği gibi:

“Rızık temini için çalışmak her müslümanın üzerine farzdır.” Allah Teâlâ insanların ve diğer bütün canlıların ihtiyaç duyduğu rızkı yaratarak yeryüzüne depo etmiştir. İnsanoğluna düşen ise yeryüzüne depo edilen bu rızkı, helal / meşrû yoldan kazanıp, bu rızkı yaratan “Rezzak” olan Allah’a şükretmektir.

Dipnotlar

(1) Bakara 2/22; Maide 5/114; Enam 6/140, 151; Yunus 10/31; Hud 11 /6,88; İbrahim 14/32;  Hicr 15/21; İsra 17/31

(2) Maide 5/114; Hacc 22/58; Müminun 23/72; Sebe 34/39; Cuma 62/11

(3) Nahl 16/71; İsra 17/21; Şura 42/27; Zuhruf 43/32

(4) Bakara 2/245; Rad 13/26; İsra 17/30; Kasas 28/82; Ankebut 29/62; Rum 30/37; Sebe 34/ 36,39; Zümer 39/52; Şura 42/12, 27; Mülk 67/21; Fecr 89/15- 16

(5)Bakara 2/57, 168,172; Maide 5/4-5, 87-88; Enam 6/118-119; 142; Araf 7/32,157; Enfal  8 /26,69; Nahl 16/114; Hacc 22/30; Müminun 23/51; Mümin 40/64

(6)Bakara 2/267; Nisa 4/32; Tebbet 111/2

(7) Yunus 10/67; İsra 17/12; Furkan 25/47; Neml 27/86; Kasas 28/73; Rum 30/23; Mümin 40/61; Nebe 78/11

Bibliyografya

Akay, Hasan, İslamî Terimler Sözlüğü, İşaret Yay, İstanbul 1995

Bağçeci, Muhittin “Rızık” Şamil İ.A, C:7, Dergâh Yay, İstanbul 2000

Çağrıcı, Mustafa,  “Kesb” DİA, C:27, İstanbul 2002

Çoşkun, Ahmet, Rızık ve İktisadî Hayat, Kayseri ty

Demirci, Muhsin, Kur’an’da Toplumsal Düzen, Ensar Neşriyat, İstanbul 2005

Ece, Hüseyin, İslam’ın Temel Kavramları, Beyan Yay, İstanbul 2000

Kerimoğlu, Yusuf,  Kelimeler ve Kavramlar, İnkılâb Yay, İstanbul 1997

Soyak, Zeki, Fazilet Toplumu, İlkadım Yay, Nevşehir 2005

Ünal, Ali, Kur’an’da Temel Kavramlar, Kırkambar Yay, İstanbul 1998

Yazır, Elmalılı Hamdi, Hak Dini Kur’an Dili, Çelik Yay, C:1, İst, ty

Yüksel, Nevzat, Konularına Göre Kur’an-ı Kerim Fihristi, Bayrak Yay, İst, 1993

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.