İLKADIM’DAN- Her Şey Araçtır Amaca Selam Olsun

Kıymetli Okuyucu;

İlkadım dergimiz 424. sayısı ile sizleri selamlıyor. Kasım sayımızın kapak konusu tebliğ.

“En güzel nasihat, örnek olmaktır” derler. Tesiri en yüksek, çıktısı en güzel, sonuç alması en hızlı olan yöntem yaşanarak yapılan tebliğdir. Tıpkı haftalardır Gazzeli Müslümanların cihadı ve şehadeti, infakı ve fedakârlığı hayatlarıyla göstere göstere anlatması gibi…

Gazze’de destanlar yazılıyor. Dün olduğu gibi bugün de dualarımızla ve yardımlarımızla kardeşlerimizin yanındayız. Müslüman Filistinlilerin tarafında ve safındayız. İnanıyoruz ki onlar canlarıyla, mallarıyla ve evlatlarıyla cenneti satın alıyorlar. Şehadetlerine şahidiz.

Tebliğ sorumluluğumuzun nabzı Filistin atmosferinde ayrı, Türkistan semalarında ayrı, Afganistan topraklarında ayrı, Avrupa, Amerika, Afrika ve Türkiye coğrafyasında ayrı atıyor. Bütün farklılıklara rağmen bir olan yürekler, niyetleri birlemeye çalışıyor.

Kurşunlar, kanlar, canlar, kitaplar, diller, gönüller, zikirler, mushaflar, iman edenler, inkarcılar… hepsi de kendilerine has dillerle inançlarını tebliğ ediyor. Kafir, ne kadar koyu bir düşman olduğunu bizlere tebliğ ediyor. Müşrikler, ne kadar işbirlikçi, acımasız, hain ve kibirli olduklarına dair en lanet örneklikleri ortaya koyuyor. Münafıklar da güç kimdeyse onun yanında yer alarak menfaatlerine tapınmayı sürdürüyor.

“Biz ölümü gözümüzde büyütmüşüz, Gazze’de ölüm çocuk işi” diyenler az sözle dünyalar dolusu mesaj vermiyor mu?

Ümmet diri ama ümmeti idare edenler hasta. Hain ve zalim. Ümmetin ve milletin verdiği yetkileri Allah için kullanmıyorlar. Ama ölüm tehdidiyle, ama makamla, ama parayla, ama iktidarla, ama şantajla ama ama amalarla ele geçirilmiş durumdalar. Amaların işe yaramayacağı din/ceza gününde günlerini görecekler…

Mısır’daki bir duvar yazısı dikkatinizi çekmiştir: “Kusura bakma Filistin, biz de işgal altındayız.” yazmışlar. Aynı cümleyi ister Türkçe isterse İngilizce hangi dilde hangi İslam ülkesindeki mahallenin duvarına yazarsanız yazın sonucun değişmediğini göreceksiniz.

Gazze şehit düşüyor, şehadeti ve ona yani zafere götüren yolları tebliğ ediyor. Ölümü kaybetmek zannedenler, Aliya İzzetbegoviç’in gönüllere ve akıllara istikamet veren cümlesini hatırlasınlar; “Savaş, ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir.”

Filistin’de Gazzeli Müslümanlar işbirlikçi olmayı reddettikleri için, kavgalarının kuru bir cihangirlik ya da toprak davası olmadığını önce Müslümanlara sonra da tüm dünyaya ilan etmek için İslam âleminin kuruyan, canı çekilmiş damarlarına kan veriyorlar.

Allah’a hesap verecek olanlar sadece zalimler değil, zulme sessiz kalanlar da hem dünyada hem de ahirette bunun sonuçlarıyla karşılaşacaklar.

Biz, Gazzelileri ölüyor zannederek onların ardından gıyabi cenaze namazları kılmaya devam mı edelim? Unutmayalım ki insan yenilince değil, vazgeçince kaybeder.

Cihat ve ribat toprağı Gazze teslim olmuyor, Gazze izzetten vazgeçmiyor. Biz de Gazze’nin uğruna can verdiği, nesiller kurban ettiği inanç esaslarından vazgeçmeyeceğiz inşallah.

Sadece Kudüs’ün değil bütün İslam başkentlerinin ve şehirlerinin özgürleştiği, Allah’tan başkasına itaat ve ibadet edilmediği tevhit günlerinde görüşebilmek ümidiyle…

Allah’a emanet olun.