İlk 11 – Muhammed Soner Başer

İlk 11’in bu ayki misafiri adı güzel kendi güzel, 1989 Nevşehir doğumlu Muhammed Soner. 2007 yılında Nevşehir Anadolu Öğretmen Lisesini, 2012 yılında da İTÜ Gemi Makineleri Mühendisliği bölümünü bitirdi. 20 ay kadar uluslararası yük taşıyan gemilerde vardiya mühendisliği yaptı. 2015’te YTÜ’de Dizel Motorlar alanında Yüksek Lisansa kayıt yaptırdı. 14 Temmuz 2016 Merkezi Yerleştirme Sonuçları doğrultusunda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na Uzman olarak atandı. 2015 yılında başladığı Enderun Eğitim Vakfı İstanbul Temsilciliğindeki görevini devam ettiriyor. 1 yıldır evli. Uzaklara bakarak verdiği pozlarla dillerden düşmeyen Muhammed’in ne kadar resmi bir özgeçmişi var değil mi? 🙂
1. Şimdiye kadar ‘iyi ki yapmışım’ dediğiniz şeyler nelerdir?
İmtihana tabi olan insanlar olarak “keşke” demiyoruz elhamdülillah. “İyi ki yapmışım” dediğim şeylerin başında da akidesi sağlam insanlarla birlikte yetişmek, birlikte yaşamak geliyor ve üniversiteye başlama dönemimde kendimi içerisinde bulduğum Enderun camiasına katılmış olmak.
2. Kendi üniversite döneminizle şimdiki üniversiteliler arasında ne gibi farklar görüyorsunuz?
Doğrusu kendi üniversite dönemim çok eskide kalmış sayılmaz. Fakat yine de siyasî hayatın ve gündemin gençliğe daha çok sirayet etmeye başladığını söyleyebilirim. Siyasi duruşu ve fikri bulunan genç sayısının olumlu ya da olumsuz yönde arttığını fark ediyorum. Benim üniversite dönemimde okulda siyasi konuşmalar yapan, tarafını belli eden çok az sayıda genç vardı. Takiyye grubu bu sayıyı daha çok artırıyordu elbette. Şimdilerde taraflar keskinleşti. Üniversiteli bir gencin gündemden habersiz ve tarafsız olması artık neredeyse imkânsız. Haber izlemese bile sokaklarda gözü açık yürümesi onu taraf yapmaya yetecek bir unsurdur. Dolayısıyla faydalı ya da faydasız fikir üretebilecek ve fikrî tartışma yapabilecek gençlik artıyor demektir.
3. Şu an gündeminizdeki konu başlıkları nelerdir?
İçi boşaltılan değerlerimiz; Cemaat… Himmet… Hizmet… Hoca Efendi… İmam… Abiler… Ablalar ve tabi ki üzerinde Kelime-i Tevhid yazan siyah renkteki Hilafet bayrağı. Ardından içi boşalan bu değerlerin yerine geçen bizim olmayan kavramlar… Üç noktaları da söylenecek çok şey olabileceğinden ve derdimden koyuyorum.
4. Heyecan’ı tanımlar mısınız?
İdealler ve hayaller uğrunda çile çekip ilerlediğini fark etmek heyecanı yaşayarak tanımlar.
5. Telaffuz etmekten hoşlandığınız kelimeler nelerdir?
Akide, Cemaat, Hareket, Eylem.
6. Otokontrolünüzü nasıl sağlıyorsunuz?
Peygamber efendimiz aleyhisselam’ı düşünerek ve hayatımda çıkmaza düştüğüm durumlarda efendimizin telkinlerine yani varsa konuyla ilgili hadislere başvurarak, yoksa istişare ederek kendimi hizada tutmaya çalışırım.
7. En çok dikkatinizi çeken sahabe hangisidir, niçin?
Sahabe efendilerimizin hepsinin hayatı hiç şüphesiz dikkate değer. Ama Abdullah bin Mesud radiyallahu anh beni ayrı etkilemiştir. Bir koyun çobanı olan ve fizik olarak oldukça zayıf olan bu büyük sahabe Kureyş’in en kalabalık olduğu zamanda Harem’de açıktan Rahman Suresi’ni okumuş ve bayılana kadar dövülmüştür. Peygamberimiz aleyhisselam “Kim okur?” diye tekraren sorduğunda “Ben okurum ya Rasulullah” diyen o mübarek sahabe. “Bu dava uğruna ne yaptın?” diye sorduğumda kendime, aklıma ilk gelen sahabe olmuştur.
8. Hafızanızdaki ayet ve hadislerden birer tane paylaşır mısınız?
“Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.” (İnşirah, 5). “Allah katındaki hissesini öğrenmek isteyen kimse, Allah’ın kendisinin yanındaki hissesine baksın.” (Hadis-i Şerif)
9. Genç Adamlar’ın okumasını düşündüğünüz kitaplar nelerdir?
Başta Kur’an olmak üzere yapabiliyorsak her yıl siyer okumamız gerektiğini ve beraberinde ilmihal okumamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun üzerine bir eğitimcinin yönlendirmesi ile seviyeye göre okunabilecek, kendi okuduğum ve fikrî hayatımda etkileri olan kitaplardan tavsiye edecek olursam: Mehmed Alagaş’tan Yoldaki Musibetler, Tevhid ve Şirk; Muhammed Esed’den Yolların Ayrılış Noktasında İslam; Seyyid Kutub’dan Yoldaki İşaretler; Ziyaüddin Gümüşhanevi’den Ehl-i Sünnet İ’tikadı; Ebubekir Sifil’den Ehl-i Sünnet Akaidi; Şerafettin Kalay’dan Örnek Nesil; Ramazan El-Buti’den Fıkhu’s-Siyre; Necmettin Erbakan’dan Davam; Zeki Soyak’tan Ölçüler Dengeler, Fazilet Toplumu; Ertuğrul Düzdağ’dan Ali Ulvi Kurucu; Yusuf El-Karadavi’den Niyet ve İhlâs.
10. Genç Adamlar’ın bilmesi gereken kavramlar sizce hangileridir?
Birçok kavram sayılabilir fakat ben çemberi daraltıp bir üniversite öğrencisinin bilmesi gereken kavramlardan bahsetmek istiyorum; Tevhid, İman, Rab, Şirk, Putçuluk, Tağut, Elfaz-ı Küfür. Bunlar başlıca kavramlardır. Çünkü bu kavramlar bizim sınırlarımızı çizen, fikrimizin sağlam bir omurgada dallanmasını sağlayan, akidemizi oluşturan kavramlardır. Bunun dışında Nebevi Ahlak, Tevazu, Hilm, Ahde Vefa, Sabır ve Şükür, Diğerkâmlık, Muavenet, Hizmet, Vakıf İnsan, İstişare, İtaat, İtidal bilinmesi ve yaşanması gereken Genç Adam kavramlarıdır.
11. Aklı başında, şuurlu bir gençlik ve gelecek için eklemek istediğiniz şeyler var mı?
Tüm genç kardeşlerimden dert sahibi olmalarını diliyorum. Ama hangi dert? Müslümanların zillette olduğu bugünlerde en azından kalben buğz ederek, hayatını bombalar altında kaybeden masum bebekleri, din kardeşlerimizi düşünerek makbul bir dert edinmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ve lütfen! dünyalık sınavları kazanmaktan daha büyük hedeflerimiz olsun. Hayattaki tek gayemiz ya da en önemli gayemiz meslek edinmek ve para kazanmak olmasın. Şuuru olan bir gençten söz ediyorsak, o genç bugünlerde Müslümanların zayıflığı ile dertlenen ve Necip Fazıl’ın dediği gibi sağına soluna bakmadan “Ben varım” diyebilecek bir genç olmalıdır. Ufkumuzu açmamızın vakti gelmiştir artık ve zaman da mekân da bizi bekliyor. Üstadın bahsettiği o genç, “Zaman bendedir ve mekân bana emanettir şuurunda bir genç” olmak dileğiyle.