Çok Olanı Mı Bereketli Olanı Mı?

Çok Olanı Mı Bereketli Olanı Mı?

İnsan ister ki, ömrüm uzun olsun. Sevenim, hayranım çok olsun. Malım, mülküm dolsun taşsın. Madalyalarım vitrinimde boş yer bırakmasın. Elbisem, yiyeceğim, takım-tasarımım çeşit çeşit olsun. Bu yazıyı yazan da okuyan da bilmeli ki çok ve çokluk her zaman kazandırmaz. Huzur ve mutluluğun anahtarı çok mal ve çok kazanç değildir. Bu yazımızda çok kazanma isteği ve sonuçları üzerinde durmaya gayret edeceğiz.     

Ömrü Uzun Olan Toplumlar ve Bereketli Ömür

İlk insanlar bizlere göre hayatı çok daha fazla yaşadılar. Uzun süre yeryüzünde bulundular ve zamanı gelince dünyalarını değiştirdiler. Nuh aleyhisselam başta olmak üzere Peygamberlerin hayatlarını okuduğumuzda ömür kavramının şimdilerde ne kadarda kısa olduğunu görürüz. Eskiden üç basamaklı yaşların sıkça yazıldığı metinleri okuyoruz. Dokuz yüz elli sene nübüvvet görevi yapan Nuh aleyhisselam, yüz yetmiş yaşlarında çocuğu olan İbrahim aleyhisselam örnekleri zihnimizde canlanırken günümüzde altmış yaşından sonra yaşlılık dönemi kapımızı çalmakta. Uzun da yaşasak kısa da yaşasak zaman hızlı geçiyor ve çok yaşayan çok kazanıyor diyemiyoruz. Bu ümmetin hayatında öyle bir gecesi var ki, “bin aydan daha hayırlıdır.” “Üzerine doğan güneş öyle bir bereket getiriyor” ki, yıllara denk geliyor. Yani sözün özü; “Kaliteli İslami yaşantı =(eşittir) Allah’ın rızası ve cennettir.” Kalite süre ile ölçülmez. Samimiyet ve İhlas ister.

Hayran Kitlemiz Kimler?

Bir konuşma yaparken alkış sesinin çokluğu ve uzun sürmesi nasıl da keyif katar bizlere değil mi?

Sosyal medya da paylaştığımız bir video, görsel veya sözümüz ne kadar beğeni ve paylaşım çokluğu görürse o kadar mutlu oluruz.

Yazdığımız bir makalenin veya kitabın çok kişiye ulaşması da inanılmaz bir haz verir.

Çok kişinin beğenmesi, paylaşması, okuması elbette kötü bir şey değildir. Ama unutmayalım ki hayırlı olan bu yönleri değil sadece. Çok okunduk ama çok iyi anlaşılmadık, yazdığımız yazılar hayır yolunda olanlara değil de, seküler kafalara hitap ediyorsa güzellik bunun neresinde. Alkışlanırken kimler bizim yanımızda duruyor bakmamız gerekir.

İki yüz bin insan isyan şarkısı söyleyen bir zavallıyı alkışlıyor, kendini parçalayacak kadar hayranlık gösterisinde bulunuyorsa, biz o alkışların ve fanatizmin kazandırdığından bahsedemez, hatta kaybettirdiğini yüksek sesle söyleriz.

Çok izlenen sinema filmlerini aratırsak arama motorlarına, karşımıza çıkan listenin bize hitap etmediğini ve kitlelerin boşa, hatta yanlışa doğru koştuğunu görürüz.

Çok izlenen videolar, dinlenen şarkılar diye listeyi uzatmaya gerek yok kanaatindeyim.

Yaptığımız iş, ortaya koyduğumuz emek, önce Allah’ı .razı etmeli. Sonrası zaten sonra…

 

Çok Laf Yalansız, Çok Mal Haramsız Olmaz Derler

Az konuşmak, az yemek, az uyumak övülmüş, zıddı olanlar yerilmiştir. Hele çok konuşan kişiler şöhret hastalığını yakalanmış ve tedavisini aramak yerine trend yakalamanın derdine düşmüşse vah olsun, eyvahlar olsun.

İslam zengin olmaya karşı değildir. Fakat mal biriktirirken helal haram kurallarına hassasiyet ister. Kazandıktan sonra da zekat vermeyi, infak etmeyi, tasadduk etmeyi emreder. Allah Rasulü aleyhisselam Efendimizin yanında yer alan ve cennetle müjdelenen Sahabe efendilerimiz başta olmak üzere Asr-ı Saadet erlerinin en önemli hasletlerinden biri de cömert olmalarıdır. İslam, cimriliğe ve israfa karşı çıkarken cömertliği ve misafire ikramı övmüştür.

Kazandığımız helal iken harcadığımız yerler de helal olmalı. Çokluk gönlümüze yer tutmamalı, çoğu verenin Rezzak olan Rabbimiz olduğu hatırımızdan çıkmamalıdır. Malımız bize cennet yolu açan öncü birlik olmalı, Hz Ebu Bekir, Hz Osman ve Abdurrahman b Avf r anhüm gibi.

Çok İbadet mi? İhlaslı ve Devamlı Olan İbadet mi?

Rabbimizin emirlerine bakacak olursak gece, gündüz değil, yılımızın her günü, her ayı değil özel zamanlara farzlar dağıtılmış. Yani namaz kılarız, yemek yeriz, çalışırız, istirahat ederiz, ailemizle, sevdiklerimizle güzel vakit geçiririz. Peygamber Efendimiz aleyhisselam bize ölçüyü net belirtmiş. “İbadetlerin makbulü, az da olsa devamlı olanıdır.”

İbadette bile çokluk aranmaz. Farzlarda ve sünnetlerde samimiyetle devamlılık ilkesi aranır.  

Çokluk kuruntusu oyalamasın bizi, kabre gireceğiz.

Çok mal sarmasın gönlümüzü, salih amellere ihtiyacımız çok olacak.

Zaman akıp gidiyor, tevbe ve istiğfar zamanıdır şimdi, en samimisinden.

Selam ve dua ile…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.