Değişen Zaman Değil İnsan

Değişen Zaman Değil İnsan

Aradan henüz uzun zamanlar geçmedi. Fazla değil, bundan yirmi yıl kadar önceydi. Marşlarımız, ezgilerimiz vardı, bizi heyecanlandıran. Alır seni, bir kuş yapar ve Mekke semalarında uçururdu. Bazen giden savaşçıların ardından ağlayan boynu bükük ve yaslı güvercin yapardı. Bazen de hasret kafesindeki düşüncelerim yürürdü kardeşimin diyarına.

Dinlerdik, bazen ağlayarak bazen de bambaşka âlemlere giderek. Bizim için söyleyen değil söylenenin manası ve yönlendirdiği ruh hali önemli idi.  Şimdi nerede; Afgan dağlarında kar kucak kucak, ne ev ne bark kaldı ne de bir ocak diyenler.  Şu an Müslümanlar ne halde? Her gün onlarcası çocuk, yüzlerce can feda edilirken neredesiniz, ey müziği sözünden çok çıkan ve düğünlerde Allah ve Resulünü kendi eğlencenize alet eden güya sanat yaptığını sananlar.

Elimizde eskilerden kalan marşlarla tatmin oluyoruz. Onu da yirmi yıl öncesinin gençliği dinliyor ve heyecanlanıyor. Şimdiki gençlerin böyle bir derdi ve kaygısı var mı acaba? Bazıları diyor ki zaman değişti. Hâlbuki; güneş aynı güneş, ay aynı ay, mevsimler aynı mevsim, soğuk aynı, sıcak aynı, kar aynı, yağmur aynı…  Hayır, efendim hayır! Değişen zaman değil,  değişen insan. Tabi ki birileri para kazanabilmek için toplumun ilgisi doğrultusunda müzik yapacaklardır. Zaten bizim sözümüzde onlara değil. Bizim sözümüz DERT’i olana.

İnsanlar kulluğu anlayıp Allah’ın yoluna yöneldiklerinde, gençler gidişatlarını sorgulayıp doğruyu anladıklarında;

“Koy elini, koy elini Rıdvan’dakiler gibi” diyen,

“Şehid tahtında Rabbe gülümser” diyen,

“Dava dağlarının bozkırlarında açar çiçek çiçek, çiçektir şehid” diyen imanlı yürekler marşlarımızı tekrar yazacak ve inşallah gençlerimizin heyecan muştusu olacak.

Döneceğiz, döneceğiz,
Vahyin kalbi döneceğiz.
Geleceğiz, geleceğiz,
Mekke bir gün geleceğiz.

Âmin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.