‘Bence’ Dini

İslam dünyasında bir karmaşanın süregeldiği günümüzde bunun sebeplerini irdelediğimizde itaat probleminin en önde yer aldığını görmekteyiz. Bu sorunun temelinde ise kime, neye, nasıl itaat edeceğini bilmememiz yani ilmihal bilgimizin yetersiz olması gelmektedir.
14-29 yaş arasını genç olarak değerlendirecek olursak; bu yaş araladığındaki kaç kişi bir ilmihali baştan sonra okumuştur diye sorduğumuzda karşımıza üzücü bir tablo çıkmaktadır.  Hal böyle olunca da ilmihal bilgisinden yoksun bir nesil ne yazık ki her türlü kışkırtmaya açık bir şekilde yetişiyor.
İlmihal okumadan “Ben hocaların dinini yaşamam, kendi aklım yok mu?” diye başlayan cümleler kuran, dışarıdan baktığımızda hoş duran ama içinde buram buram itaatsizlik kokan cümleler kuran gençlerin sayısının her geçen gün arttığını görmekteyiz. İtaat demek aklı kullanmamak değildir oysa. Öyle olsa Allah Teâlâ Kamer Suresi’nde “And olsun biz Kur’an’ı düşünüp öğüt alınması için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan yok mudur?” buyurur muydu?
İtaat etmek demek aklını kiraya vermek değildir. Allah da böyle bir Müslüman istemiyor zaten. Düşünen, itaat eden ve İslam’a hizmet eden bir Müslüman istiyor. İtaat Müslüman’ın en mühim özelliklerinden biridir. Dik başlılık, başına buyrukluk, Müslüman’da olmaması gereken özelliklerdendir. Müslüman, masiyet/asilik emredilmediği sürece verilen görevleri yapmakla yükümlüdür. Efendimiz’in aleyhisselam buyurduğu gibi “Hoşunuza gitsin veya gitmesin Müslüman’ın dinleyip itaat etmesi gerekir. Ancak masiyet emredildiği zaman ne dinlenir ne de itaat edilir.”(Buhari, Müslim)
Bugün Müslümanlar bölük pörçükse ve her kafadan farklı bir ses çıkıyorsa masiyet emreden kişilerin emrinin dinlenmesi ve bunun da İslami bir hareket gibi algılanılması bunun en önemli sebeplerindendir. Oysa Ahzab Suresi 36. ayet bu konuda bize açık bir yol çizer: “Allah ve Rasulü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları/muhayyerlik yoktur. Kim Allah’a ve Rasulü’ne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.”
Bu ayet gözümüzün önünde ayan beyan dururken “Bence” ile başlayan cümlelerle yeni bir din oluşturma çabası niyedir anlamak mümkün değil.