Ben Bu Oyunu Bozarım!

Ben Bu Oyunu Bozarım!

Mısır’da haklarında idam kararı verilen darbe karşıtı 529 kişinin demokrasi mücadelesi verdiği için buna maruz kaldığını söylemek İhvan’ı sahip olduğu değerlerden arındırmak, nötrleştirmek, törpülemek olur. İhvan’ı bilen, onu tanıyıp da empati yapabilen koca teşkilatın derdinin de ne olduğunu orta, iyi ya da pekiyi derecede bilir.
İhvan’ın gayretinin adını ‘demokrasi mücadelesi’ koymak yılların birikimiyle ümmete mal olmayı başarabilmiş koca bir teşkilat hakkında iki kelime ile ifade edilmeyecek kadar art niyet beslemektir. Bu da ancak sömürgen kafaların onay verircesine ülkelerinde başa geçirdiği batılı idareciler, medya ve mensuplarının yapabileceği bir iştir. Yani bu yakıştırma darbeye darbe diyemeyenlerden beklenir ve onların üzerinde daha şık durur.
İhvan mensuplarını darbe karşıtı olarak adlandırmak doğrudur. Ancak ‘darbe karşıtı’ dedikten sonra vitesi ikiye atar gibi konuşup nabız yoklarcasına demokrasi mücadelesi verdiklerini söylemek cık, öyle değil.
‘İhvan’ ve ‘demokrasi mücadelesi’ ifadelerini aynı cümle içinde kullanmak subliminal bir mesaj da olabilir (subliminal mesaj derken hani şu sinema sektöründe sıkça kullanıldığı söylenen meşhur 25. kare meselesi var ya, işte o). Yani batılı kafanın demokrasi için “Ben daha iyisini yapana kadar en iyisi bu” demek istemesi gibi… Ve eklemesi; “Patenti bende olan oyunun kurallarını tabi ki ben koyarım, oynayacaksan mızıkçılık yapma yoksa cezalandırırım!”. Ceza eşittir darbe.
İster dışarıda/hayatta isterse dört duvar arasında olsun haksızlara ve haksız sistemlere kafa tutan Tatar Ramazan’ın yazımıza başlık olasıca meşhur bir cümlesi vardır: ‘Ben bu oyunu bozarım!’
İhvan mensupları demokrasi mücadelesi ile aynı cümlede yer almaya devam ederse şahsımla aynı kanaati paylaşan vicdanlar adına söylüyorum, korkarız ki 529 güya mahkûmu idamlarının ardından demokrasi şehidi olarak ananlar ve arkalarından bu laik tabirle yas tutanlar da çıkacaktır. Adnan Menderes örneği hatırlanırsa bu uydurma kavramın yabancısı olmadığımız ortaya çıkacaktır.
Demokrasi de Cüneyt Arkın’ın karşısındaki Bizans askerleriyle aynı akıbete uğrayacaktır. “Hiç sanman” diyenler koca bir mücadeleyi kendi ömrüyle sınırlı görme gafletine düşenlerdir. Demokrasinin makyajını bozup gerçek yüzünü ortaya çıkaracak olan göğsü iman dolu Genç Adamlar bu işin de üstesinden gelecektir inşallah. Nasıl mı? Derdini önemseyerek, benimseyerek, planlayarak ve uygulayarak.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.