Âdem ERGÜL Hocamız İle Röportaj

Âdem ERGÜL Hocamız İle Röportaj

1- Genç Adamlar’ın tanımasını ve takip etmesini istediğimiz isimlerden birisiniz. Bize kendinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Bu fakire böyle bir değer atfettiğiniz için öncelikle teşekkür ederim. Bu sizin hüsn-i zannınız. Rabbimiz hakkımızda dostlarımızın hüsn-i şehadetlerine göre muamele eder inşallah.

İlmi, irfanı ve halka hizmeti, yaratılış misyonumuz olan kulluk ve yeryüzü hilâfetinin bir gereği olarak görüyorum. Bu itibarla ilmin her çeşidini önemli görmekle birlikte Kur’ân-ı Kerim ilmini ve Allah Resûlünün hayatını akıl ve kalp birlikteliği ile okumanın önemine inanırım. Bunun kazanılması için de âlimlerin yanında ve yakınında olmayı bir ihtiyaç olarak görürüm. Zira hayatımızın istikamet üzere akması bu ilme bağlıdır. Bütün varlığın kitap haline gelmesi, diğer bir ifadeyle kevnî âyetlerin anlaşılması bakımından da diri bir gönle sahip olmanın zaruret olduğunu düşünürüm. Zira marifet ve hikmetin kazanılmasında gönül kıvamı son derece mühimdir. Gönüllerin Allah ile itmi’nân bulacağı gerçeğinden yola çıkarak, ibâdet, taat, evrâd ü ezkâr gibi gıdaların olmazsa olmaz olduğunu düşünür, bu yolun öncüleri olan âriflere yakın olmanın lüzumuna inanırım. İlim ve irfan tahsilinin hedefi, hem şahsiyetimizin inşası ve hem de Allah’ın kullarına nitelikli bir faydaya vesile olmasıdır. İşte bu temellerden yola çıkarak yazılarımı, seminer, sohbet ve konferanslarımı, hayata dair çalışmalarımı, ilişkilerimi ve işimi bu çerçevede oluşturmaya çalışıyorum. Rabbimizden niyazımız bizi ihlas ve samimiyet üzere razı olduğu kullarından eylemesidir.

2- Fotoğrafı çekilemeyen günahlar olabilir mi? Gençler kendilerini günahlardan korunmak için nasıl bir mekanizma oluşturmalıdır?

Faniler tarafından fotoğrafı çekilemeyen günahlar olabilir ve fakat Allah’a karşı gizleyebileceğimiz hiçbir günahımız olamaz. Şu âyet-i kerime çok sarsıcıdır:

“(Lokmân, oğluna nasihat ederek dedi ki:) “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin derinlikleride bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah, en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.” (Lokman Sûresi, 16)

Bugün özellikle teknolojik imkânlar, cep telefonları günah işleme yollarını artırmıştır. İnsan ciddi bir irade eğitimi ve kavi bir imandan yoksun ise telefonuyla baş başa kaldığında nice günah çukurlarına girebilmektedir.

Günahlardan korunmak için öncelikle Rabbimize sığınmalı, O’nun yardımını istemeliyiz. Namaz ibadetimizin de kalitesini artırmalıyız. Zira namaz, Rabbimizin beyanına göre her çeşit hayâsızlıktan ve günahlarda bizleri koruyacak bir özelliğe sahiptir. Bütün bunlarla birlikte insan kendi nefsinin tehlikelerinden ve zararlarından korunmak için nefis tezkiyesi yoluna da girmelidir. Bu da takvâda öncü ve önder olan âriflerimizin rehberliğinde, dini iyi yaşayan sâlih ve sadık kimselerle beraber olmak suretiyle gerçekleşebilecek bir arınma sürecidir.

İmanı artırıcı, kuvvetlendirici çalışmalara ihtiyaç vardır. Günaha karşı iradeyi pekiştirecek en önemli âmil Allah ve ahiret inancıdır.

Günah işlenen ortamlardan olabildiğince uzak durabilmelidir. Arkadaşlıklar, kişinin gidişatını belirleyen en önemli mekanizmalardır. Bugün artık sosyal medya arkadaşlıklarını da seçmek gerekmektedir. Zira insan ilgilerle beslenen bir varlıktır. Her iletişim kanalı bir beslenme kanalıdır. Kirli kanallar hayatlarımızı da kirletecektir. Dikkatli olmak gerekmektedir.

3- Herhangi bir günah işlediğinizde neler hissediyorsunuz?

Her günah, imanlı yüreklerde bir rahatsızlık ve iç sızısı oluşturur. Allah’a olan yakınlık şuurumuz nispetinde bu iç rahatsızlığı derinleşir. Diğer taraftan esasen her bir günah, insanın Allah’a karşı hayâsını (utanma duygusunu) azaltır. Onu âdeta çıplak bırakır. Saklanacak, kaybolacak bir delik ararsınız. Fakat bulamazsınız. Bu sizi hemen tevbeye yönlendirir. Samimi tevbeler, günahları Rabbimizin lütuf ve rahmetiyle siler. Ancak bunun kalıcı olması, peşi sıra halinizi ıslah adına giriştiğiniz salih ameller sayesinde gerçekleşebilecektir. Bir kötülük işlenince hemen peşinden bir iyilik yapılmasının tavsiye edilmesi, son derece önemlidir. Tevbenin sadece sözde kalması, günaha tekrar dönüşün önünü almaya yetmeyecektir. Onu güzel hal ve davranışlarla pekiştirmek gerekmektedir. İşlenen günahtan dolayı oluşan kalbî yaraları tedavi etmek ve yeniden günahlara düşmemek için yapılması gereken en önemli amellerden birisi, özellikle seher vakitlerinde istiğfara devam etmektir.

4- Günahlardan etkilenen kalpleri nasıl filizlendirebiliriz?

Her bir günahın az ya da çok kalbi karartma özelliği vardır. Günahlar kalbi tamamen karartıp mühürlenme gerçekleşmediği sürece, geri döndürülebilir bir tedavi yolu vardır. Allah Resûlü –sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kalpteki siyahlaşan noktaların tevbe ve istiğfarla temizlenebileceğine dikkat çeker. Her müminin günde yüz adetten eksik olmamak üzere bir istiğfar virdi olmalıdır.

Kalplerin filizlenmesi, ilahî rahmet ve feyizle buluşmasına bağlıdır. Kalpler etkilenen bir özellikte yaratılmıştır. Bu itibarla salih ve sadıkların beraberliği en önemli korunma ve yetişme alanlarıdır. Yine bunun gibi ilahi rahmeti üzerimize çekecek, Kur’an-ı Kerim kıraati, zikir ve dualar, farz ve nafile ibadetler, fakirlere, yetimlere ve kimsesizlere yardımlar, hizmet adına icra edilen hayır faaliyetleri gibi hususlara da imkânımız nispetinde yönelmek gerekmektedir.

5- Gün içerisinde işlediğimiz günahlar iç ve dış dünyamızı nasıl etkiler?

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi günahlar içimizi karartır, küflendirir, hastalandırır ve nihâyet çürütür ve kokuşturur. Her bir günah, manevi mekanizmanın düzgün çalışmasının önünde bir engeldir. İçimizden geçen düşünceler ve hayaller kirlenir. Şeytanın bizimle işbirliği yapma yolları açılır. Şeytan ve öz benliğimiz yani nefsimiz bir olunca da hayra, güzelliğe, taat ve ibadetlere karşı isteksizlik, tembellik, hantallık ve uyuşukluk meydana getirir. Günahlar arttıkça zevk vermeye başlar, öyle ki temiz fıtrat zamanla günahlarla kaplanmış ikinci bir tabiat haline dönüşmüş olur. Böylelerinin kalplerinin mühürlenme ihtimali kuvvetlidir. Kalp mühürlenince de anlama, basiretli hareket etme, gerçekleri kavrama ve akletme özelliği dümura uğrar. Neticede insaniyet cevheri zayi edilmiş olur. Böylesi kimselerin iç huzuruna ulaşmaları mümkün olmadığı gibi hayatları da huzurlu değildir. Her bir günah, yeni günahlara bir davetiye çıkaracağından, katmerleşen bir günah topu haline gelen kimselerden de elbette güzel insanlar çıkmaz.

6- Gençliğin büyük bir kısmı neden günah işlemekten korkmuyor? Günahlar, özellikle gençlere niçin cazip geliyor?

Bunun en önemli iki sebebi bilgisizlik ve iman zafiyetidir. Bir de her insanın sürekli kötülüğü emreden bir öz benliği (nefsi) vardır. Yine aynı şekilde onun düşmanı olan saptırıcı nitelikte insan ve cin şeytanları boş durmamakta kendisine sürekli kötülüğü fısıldamaktadır. Bunlara ilave edilecek bir diğer unsur da etrafında günahları pervasızca işleyen bir çevrenin var oluşudur. Bütün bunlar bir araya gelince insanın günahlara düşmesi kolay gelmektedir. Hayır işleri ve güzellikler ise yokuş çıkmak gibi zordur; irade ve güçlü bir iman ister. Günahların cazibesinden uzaklaşmak için öncelikle doğru bir çevre içinde yer almak gerekir. Bu uğurda bazen mahalle seçmek, okul seçmek, sosyal çevre networkünü doğru oluşturmak gerekir. Sonra da salih âlimlerin ve ariflerin meclislerine devam etmeyi önemsemek mühimdir. Dua ve zikirler de içimizde güzelliklere doğru bir heyecan oluşturur. Hâl sahibi kimselerin ziyaretleri de ihmal edilmemelidir.

7- Bize vakit ayırıp sorularımızı cevaplandırdığınız için teşekkür ederiz. Son olarak eklemek ya da hatırlatmak istediğiniz şeyler var mı?

Bize bu fırsatı verdiğiniz için esas biz teşekkür ederiz. Tüm okuyucularımızdan da dualar bekleriz.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.