SOSYOLOJİK SİYER- Dünya Sahasının En Kral Adamları – 2

Yaşadığımız hayatta yeryüzüne halife kılınan ademoğlunun her geçen dönem kalitesi düşmekte. Hele asrı saadetin o güzel insanları ile karşılaştırma yapınca fark daha da net görünüyor. O diyarın sakinleri ile bu diyarın sakinleri diye bir başlık açıp, insanoğlunu mercek altına alacak olursak, hem ahlaki açıdan hem de evrensel değerler açısından asrı saadet döneminin açık ara önde olduğunu rahat bir şekilde görebiliriz.

Yirmi birinci asır insanlık tarihi açısından eğitim kurumlarının en önde olduğu dönemlerinin başında gelmektedir. Hem sayı açısından hem de kullanılan teknik açısından ele alacak olursak gerçekten kalite net olarak gözüküyor. Ama insan kalitesindeki düşüşte maalesef devam etmektedir.

Eğitimin kalitesini en çok etkileyen unsur eğitimcilerin donanımlı ve samimi çalışmasıdır. Bunları belirtirken sadece eğitimciler değil, aileler ve yöneticilerin de eğitimin paydaşları olduğu unutulmamalıdır.

Bu yazımızda asrı saadetin en donanımlı eğitimcilerinden Hz. Ali radiyallahu anh efendimizi farklı özellikleriyle ele almaya gayret edeceğiz.

1. Hz. Ali (ra) Peygamber Efendimizin (sav) Yanında Yetişti

Mekke’de Kabe hakemliğinden bir yıl sonra şiddetli bir kuraklık baş göstermişti. Hz. Muhammed kalabalık bir aile efradı bulunan amcası Ebû Talib’in yükünü hafifletmek için Hz. Ali’yi himayesine aldı. Böylelikle Hz. Ali, alemlerin efendisinin terbiyesinde büyümüş, O’nun dizinin dibinde bir çocukluk geçirmiştir. Beş veya altı yaşlarında Hz. Peygamber’in himayesine giren Hz. Ali’nin tam olarak kaç yaşında Allah Resulünün yanından ayrıldığı belli değildir. Yaygın kanaat, hicrete kadar Hz. Peygamber’in himayesinde kaldığı şeklindedir.

Çocukluğunu Hz. Peygamber ile geçiren Ali b. Ebî Talib, Allah Resulünün İslam davetinin de ilk muhataplarından olmuştur. Müslüman olduğunda kaç yaşında olduğuna dair rivayetlerde farklı rakamlar bulunmakla birlikte, hakim kanaat on veya on bir yaşlarında olduğudur. Hz. Ali’nin çocuklardan ilk Müslüman olduğu kesindir.

1. Kahraman Genç Hz. Ali (ra)

Hz. Ali hicretin ikinci yılında Müslümanlara savaş izninin verilmesiyle birlikte gaza meydanlarında dillere destan kahramanlığını, cesaretini sergilemeye başlamıştır.

O, Tebük hariç Bedir, Uhud, Hendek başta olmak üzere Hz. Peygamber’in bütün gazvelerine katılmış, birkaç seriyyede de kumandanlık yapmıştır. Onun savaşlardaki kahramanlıkları zihinlerde öyle bir etki meydana getirmiştir ki asırlar boyu menkıbelere konu olmuş, dilden dile dolaşmıştır. Hz. Ali, İslam uğruna cengaverce çarpışan bir mücahiddir.

Yahudilere karşı yapılan Hayber kuşatmasında Hz. Ali büyük bir kahramanlık göstermiş, demir bir kapıyı kalkan olarak kullanmış, yiğitçe çarpışarak, Hayber fethinin tamamlanmasını sağlamıştır. Hayber’in fethi esnasında söylediği dizeler onun kahraman bir mücahid olduğunu açıkça göstermektedir.

1. İdareci Hz. Ali

Hz. Ali, Allah Resulü zamanında çeşitli görevlerde bulunmuştur. Bunlardan biri Hz. Peygamber’in onu Yemen bölgesine göndermesidir ki başta, yaşının gençliği dolayısıyla Ali b. Ebî Talib bu görevden çekinmiş, ancak onun kaza işlerindeki yeteneğini fark eden Allah Resulü onu cesaretlendirmiştir. Zira Hz. Peygamber bir görev verirken liyakati önemsemekteydi. Hz. Ali Yemen’de hukuki işlerle ilgilenmiş ve görevini layıkıyla yerine getirmiştir. Bunun dışında Mekke’nin fethinden sonra Evs, Hazrec, Tay kabilesinin putları ve Kabe’de bulunan putları imha etme görevi de Hz. Ali’ye verilmiştir.

Okuma yazmayı bilen Ali b. Ebî Talib, Rasulullah’ın vahiy katipliğini de yapmıştır. Allah Resulü ahitname ve antlaşma metinlerini de genellikle Hz. Ali’ye yazdırmıştır. Hudeybiye Antlaşmasını da Hz. Ali yazmıştır.

Bu yazımızda Hz. Ali efendimizin bu özellikleriyle yetinelim. Önümüzdeki yazıda Allah’ın aslanını tanımaya devam edelim inşallah.

Selam ve dua ile…