Müslüman Şahsiyetlerin Uyanışları

Benim bu asırdaki ashabı Kehf misali kız kardeşlerim, uyanın!

Taşlanmış ve yapraklanmış yollar, sessiz çığlıklara boğulmuş evler, günümüz deccalleriyle hipnoz olmuş gözler sizleri arıyor. Sizleri esir düştüğünüz bu zincirli diyarda anahtar cihetiyle yine yollarınızı gözlüyor. Ağlıyor kitaplar, seccadeler…

Yolunuzu bekliyor dolapta tozlanmış, bir köşede duran Kur’anlar ve Hadisler…

Yine gözlüyor iki çift göz İslam’ın nurundan uzaklaşmış toz toprağa saplanmış bir anneyi…

İşte sen Hatice’nin Aişe’nin, Meryem’in kızı. İşte sen Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi ve Sellemin kızı Fatıma’nın davasıyla davalansın. Sen Müslüman Kadının Şahsiyetindensin.

Unutma üstümüzde büyük narkoz etkisi var. Lakin sen Bin kâfirin oyununu bir Ayetin nazarıyla ters düz edersin. İlim senin silahındır. İffetin kalkanın. Gözleriyle esir edenleri tesettürüyle kendine kalkan eden dava kadını olacaksın. Küçümseyecekler seni beğenmeyecekler. Özgürlüğün içinde moda tanrıçalarına kul olmamayı öğreneceksin. Dışlayacaklar seni herkes nefsinin kâhyalığını yaparken sen dininin askeri olacaksın. Onlar yarın ne giyerim diye düşünürken sen bugün ben hangi sevabı yüreğime isleyeyim diye düşüneceksin.

Uyan ey İlk Müslüman Şehit in kızı!

Onlar güvenirken dünyaya sen sırtını vereceksin Allah’a ve Resulüne…

Onlar seni uyutmaya çalışacaklar sen secdede uyanacaksın…

Gözlerini bağlayacaklar sen tefekkürle açacaksın…

Korkma zincirlenmiş ellerinden, körelmiş kalbinden. Sen de bu dava kadının izleri var.

Belki bunları okurken bir anneydin belki bir fakültede öğrenci belki bir komşu belki bir abla… Sen nerede olursan ol her yerde Müslüman Kadın şahsiyetindensin. İşte o ki topraklanmış yapraklanmış yollar senin iffetini, sessiz çığlıklarıyla boğulmuş evler silkelenip kendine gelmiş anneleri, hipnoza bürünmüş gözler ilim Kapılarını bekliyor. Sen de bu bekleyişe vuslat olmak istemez misin, ey İslam’ın kızı, bu davanın hizmetkarı olmaya ne dersin?