Banka Promosyonu Caiz Mi?

Fransızca bir kelime olan promosyonun Türkçe kelime karşılığı özendirmedir. Özendirme ise; genel olarak, bir malı geniş kitlelere tanıtmak ve o malın sürümünü sağlamak amacıyla yapılan çalışmalar şeklinde tanımlanmaktadır.[1]
Maaş Promosyonu ise, memur, işçi ve emeklilere yatırılan maaş dışında bankanın maaş sahiplerine yaptığı fazla ödemedir.
Bankanın verdiği bu maaş promosyonun temeli, bankanın kendisine yatırılan yüklü miktardaki maaş paralarından belli bir süre yararlanma düşüncesidir. Çünkü kurumla yapılan maaş promosyonu anlaşması gereği kurum en az 2 iş gününden önce maaşı bankaya yatırmak zorundadır.
Faizle iş ve işlem yapan bankalar kendilerine yatırılan maaş paralarını bu 2 günlük süreçte sisteme sokarak para kazanmaktadır. Kazanılan bu para da bankaya kalmaktadır.
Maaş promosyonu güncel bir mesele olduğundan hükmü İslam hukukçuları arasında tartışılmaktadır. Ancak maaş promosyonunun hükmünü ortaya koyabilmek için öncelikle bankanın verdiği bu paranın hukuki niteliği üzerinde durmak gerekir. Bu bağlamda maaş promosyonu faiz ve hibe ile ilgili olduğundan İslam hukuku açısından faiz ve hibe kavramlarını ele almak gerekir. Bundan dolayı bu kavramları konumuzla ilgisi olduğu kadarıyla detaylara girmeden irdeleyeceğiz.
1.Faiz
“Borç verilen bir parayı veya malı belli bir süre sonunda belirli bir fazlalıkla geri almak yahut borç ilişkisinden doğan ve süresinde ödenmeyen bir alacağa ek vade tanıyıp bu süreye karşılık onu fazlalıkla geri almak” [2] şeklinde tanımlanmakta ve “ribâ” kelimesi ile aynı manada kullanılmaktadır. İslam dini, Kur’an ve Sünnetle faizi veya eş anlamda kullanılan ribâyı yasaklayarak haram kılmıştır.
1.1 Kur’an’da Faiz Yasağı
“Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Alışveriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedi kalacaklardır.” (Bakara, 275)
1.2 Sünnet’te Faiz Yasağı
“Helâk edici şu yedi şeyden kaçınınız; Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak.” [3]
2.Hibe
Sözlükte “bağışlamak” ve “karşılıksız vermek” [4] anlamına gelen hibe, ıstılahta, “şer’an kendisinden istifade edilebilen bir şeyi, başkasına meccanen (karşılıksız) derhal temlik etmek” [5] anlamına gelmektedir.
3. İslam Hukukçularının Maaş Promosyonu ile İlgili Görüşleri
3.1 Maaş Promosyonu Faizdir
Hayrettin Karaman bu görüştedir. Karaman’a göre; faizcilik yaparak para kazanan bankalara mecbur olmadıkça para yatırmak caiz değildir. Çünkü bu bankalar, mesela maaşlar kendilerine yatırıldığında, para orada kaldığı sürece, o parayla faizcilik yapar ve bundan para kazanırlar. Bankaların promosyon adıyla verdikleri de faiz gelirinin küçük bir kısmıdır. Karaman konuyu şöyle izah etmektedir: “Bilindiği gibi İslam faizin azını ve çoğunu ve faizli işlem ve akitleri haram kılmıştır. Bir grup memurun veya çalışanın maaşları faizci bir bankaya yatırıldığı zaman bu banka o parayı -çekilmediği sürece- sisteme sokmakta ve faizli işlemler yaparak para kazanmaktadır. Kazanılan faiz gelirinin bir kısmı bankaya kalmakta, bir kısmını da banka kurumlara ve memurlara vermektedir.”
Karaman, maaşlar faizle iş yapan bankalardan alındığı takdirde iki sakınca meydana geleceğini söyler:
1. Kişi parasıyla bankaya faizcilik yapma imkânı vermiş olur.
2. Kişi gelirinin büyük bir bölümü faizden olan bir kurumdan hediye kabul etmiş olur.
Bundan dolayı mümkünse maaşlar faizli işlem yapmayan katılım bankalarına yatırılmalı, böyle bir durum mümkün değilse maaş promosyonu alınmalı ama kişi yoksul değilse yoksullara verilmelidir.
Hayrettin Karaman’a göre, banka faizle iş yapan kurumdur, faiz ve faizli akitler de İslam hukukunda yasaklanmıştır. Onun için maaş promosyonunu mümkünse bu bankalara değil katılım bankalarına yatırmak gerekir.[6]
3.2. Maaş Promosyonu Hediyedir
Orhan Çeker, maaş promosyonunu hediye yani hibe olarak kabul etmektedir. Çeker bu hususta özetle şunu söylemektedir: Maaş promosyonlarının faizle bir ilgisi yoktur. Çünkü faiz olması için muamelede mübadele olması gerekir. Mübadele olmayan muamelelerde faiz cereyan etmez. Ayrıca taraflar arasında icab ve kabule dayalı bir akdin olması gerekir. Akid de rızaya dayanır. Maaş promosyonunda memurun rızası sorulmamaktadır. Memur anlaşma yapılan bankadan maaşını çekmeye mecbur bırakılmaktadır. Bundan dolayı maaş promosyonunun faizle bir ilgisi yoktur. Maaş promosyonu faiz değil, bankanın hediyesidir. Bankanın hediyesi konusunda da hibe hükümleri geçerlidir. Şayet bankanın gelirinin %50’sinden fazlası haramdan geliyorsa bankanın hediyesi kabul edilmez. Ancak bankanın gelirinin %50’sinden fazlası helalden geliyorsa bankanın hediyesi kabul edilir.[7]
3.3 Maaş Promosyonunda Faiz Şüphesi Vardır
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu maaş promosyonunda faiz şüphesi olduğu kanaatindedir.
Kurul, konu ile ilgili olarak verdiği fetvada şöyle demektedir: “Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar, ücret ve maaşlarını anlaşmalı herhangi bir bankadan alabilirler. Bankaların, bu hizmetleri yürütme konusunda kurum ve kuruluşlarca kendilerinin tercih edilmesi karşılığında, gerek kurum ve kuruluşlara, gerekse çalışanlarına vermiş oldukları promosyonlar, işleyiş bakımından faize tam olarak benzememekte ise de şüpheden de tümüyle uzak değildir. Bu itibarla, ihtiyacı olmayan kimselerin, aldıkları promosyonları, fakirlere veya hayır kurumlarına vermeleri uygun olur.”
Buna göre, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, maaş promosyonunda faiz şüphesi olduğundan hareketle ihtiyacı olmayan kişilerin şüpheli şeylerden de sakınma adına promosyonu ihtiyaç sahiplerine vermesini karara bağlamıştır.
4. Maaş Promosyonu ile İlgili Görüşlerin Değerlendirilmesi
Promosyon Faizdir Görüşünün Değerlendirilmesi
Maaş promosyonu yukarıda da izah edilen faizin şartlarını taşımamaktadır. Çünkü faiz olması için Orhan Çeker’in de dediği gibi muamelede mübadele olması gerekir. Mübadele olmayan muamelelerde faiz cereyan etmez. Maaş promosyonunda bunların hiçbiri bulunmamaktadır. Onun için maaş promosyonu faizdir diyemeyiz.
Devlet maaş gününden önce yatırdığı paraya karşılık bankadan bir menfaat elde etse devlet için bir faizden söz edebiliriz. Aynı şekilde banka ile kişi arasında maaşın çekilmesi ile ilgili bir anlaşma olursa ve bu anlaşmada banka, kişiye maaşını ayın on beşinde öğleden sonra çekersen şu kadar artı para veririm, aynı gün mesai bitmeden ya da ertesi gün çekersen şu kadar artı para veririm şeklinde bir seçenek sunsa ve maaş bankada kaldıkça bu artı para artırılıyorsa o zaman memur için faizden söz edebiliriz. Çünkü maaş bankada bekletildikçe ona karşılık fazladan bir para alınmaktadır. Bu da faiz olmaktadır.
Bununla birlikte memurun, işçinin her ne kadar bir seçim hakkı olmasa da promosyon anlaşması kendileri ile ilgili bir anlaşma olduğundan ve yapılan bu anlaşma gelirinin çoğu faizden olan bir kurum ile yapıldığından faiz şüphesi söz konusu olabilmektedir. Bundan dolayı şüpheli şeylerden kaçınmak esastır hadisine ve de kaidesine binaen promosyona faiz şüphesi ile bakılabilir. Bu bağlamda maaş promosyonu faiz şartlarını tam anlamı ile taşımadığından memur için doğrudan faizdir diyemeyiz. Ancak faiz şüphesinden de hali değildir. Hayrettin Karaman’ın maaşlar faizle iş yapan bankalardan alındığı takdirde, bankaya faizcilik yapma imkânı verilmiş olur ve kişi gelirinin çoğu faizden olan bir kurumdan hediye kabul etmiş olur tespitini de yerinde ve doğru buluyoruz. Zira faizle çalışan banka ile yapılan anlaşmalar o kurumun daha da güçlenmesine ve haramın yayılmasına sebebiyet vermiş olur.
Promosyon Hediyedir Görüşünün Değerlendirilmesi
Orhan Çeker, maaş promosyonunu kişi ve banka arasında mübadele ve icap kabule dayalı bir akid olmadığından faiz değil bankanın kişiye verdiği bir hediye olarak değerlendirmektedir. Çeker’e göre, bankanın hediyesi konusunda da hibe hükümleri geçerlidir. Buna göre, bankanın gelirinin %50’sinden fazlası helal yoldan geliyorsa hediyesi alınabilir. Ancak bankanın gelirinin %50’sinden fazlası haramdan geliyorsa hediyesi kabul edilmez. Çeker’in bu görüşü “itibar, ğalib-i şayiadır, nadire değil” (itibar, galib ve yaygın olanadır, nadir olana değil.) “elhükmü li’l-ekser” (hüküm çoğunluğa göre verilir.) ilkelerine dayanmaktadır.
Maaş promosyonu konusunda Çeker’in bu görüşüne katılmakla birlikte kamu ve özel şeklinde bankayı ayırmasını doğru bulmamaktayız.
Promosyonda Faiz Şüphesi Vardır Görüşünün Değerlendirilmesi
Kurul, maaş promosyonunda faiz şüphesi vardır kararının gerekçesini açıklamadığından Kurulun gerekçesini yorumlamamız mümkün değildir. Ancak bizim kanaatimiz promosyon, faizin şartlarını taşımadığından, kişinin bir seçim hakkı olmadığından, promosyon anlaşması gelirinin çoğu faizden olan bir kurum ile yapıldığından faiz şüphesi söz konusudur. Buna göre, promosyonda faizin şartları bulunmasa da sofraya gelebilecek helallikte de değildir. Bundan dolayı şüpheli şeylerden kaçınmak ve tedbirli olmak esastır hadisine ve de kaidesine göre promosyona faiz şüphesi ile bakılabilir.
Bunun yanında Hz. Peygamberin “şüpheli şeylerden sakınan dinini ve ırzını korumuş olur” hadisine binaen kişinin ihtiyacı varsa (Doğalgaz, elektirik faturasını ödeyemeyecek durumda olmak gibi) kendisinin kullanması, böyle bir ihtiyacı yoksa promosyonu ihtiyaç sahiplerine, kamu yararına, vakıflara, yoksullukla mücadele edilen yerlere vermesi daha uygun olur kanaatindeyiz.
Sonuç
Görüşleri değerlendirdiğimizde “promosyonda faiz şüphesi vardır” görüşünün daha isabetli ve tercihe şayan olduğunu müşahede ettik ki biz de bu kanaatteyiz.
Bu görüşlerden de hareketle, kişinin çok ciddi temel ve zaruri bir ihtiyacı varsa(Elektrik, doğalgaz faturalarını ödeyemeyecek durumda olmak gibi durumlarda) fetva anlamında promosyonu kendisi için kullanabilir. Fakat şüpheden kurtulma ya da haram yememek adına promosyon parasını çok zaruri ve temel bir ihtiyaç yoksa ihtiyaç sahiplerine, kamu yararına, vakıflara, açlıkla mücadele edilen bölgelere vermesi daha uygundur.
Çalışanların maaş promosyonu için bir kanuni düzenleme yapılmalı ve emeklilerde olduğu gibi çalışanlara da katılım bankalarından ve PTT’den maaşlarını alma hakkı tanınmalıdır.
Emeklilerin tercih hakkı olduğu için maaşlarını katılım bankalarından almaları İslam Hukukuna uygun olandır.
Not: Bu yazı Mehmet Zeki Uyanık hocanın Bankaların Memur, İşçi ve Emeklilere Verdiği Maaş Promosyonlarının Fıkhî Durumu makalesinden yer yer eklemeler, çıkartmalar yapılarak özetlenmiştir.
[1] Türk Dil Kurumu, “Promosyon”, erişim: 10 Eylül 2018, www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_ gts&arama=gts&guid=TDK.GTY.5b466f806e1657.62500114.
[2] Şemsü’l-Eimme Ebu Bekr Muhammed b. Ahmed es-Serahsî, el-Mebsût (Beyrut: Darü’l-kütübi’lilmiyye, 2001)
[3] Buhârî, “Vasâyâ”, 23; Müslim, “Îmân”, 144.
[4] İbn Manzûr, Lisanu’l-Arab, “vhb” (Kahire: Dâru’l-marife, ty.), 1: 803; Ali Bardakoğlu, “Hibe”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1998), 17: 421
[5] Şîrâzî, el- Mühezzeb, 1: 447; Kâsânî, Bedâi’u’s-sanâi, 8: 84; Merğînânî, el-Hidâye, 3: 218; Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, 3
[6] Hayrettin Karaman, “Bankaların Promosyonu”, erişim: 10 Eylül 2018, http://www.hayrettinkaraman. net/makale/0260.htm
[7] Çeker, Fetvalarım 1, 239-240