Yalan Bir Kimlikle Yaşamak

Yalan Bir Kimlikle Yaşamak

Yalan, genelde kötü bir özelliği ya da yanlış yapılan bir hareketi gizlemek için kullanılır. Bazen de tam tersi bir sebeple kullanılabilir. Mesela bir casusu düşünelim. Uğrunda hayatını verebileceği değerlerini ve kimliğini gizlemek için yalana başvurur. Bu iki zıt durumun ortak bir tane noktası var. Her iki durumda da bir toplum ya da kişi tarafından kabul görmek isteyen biri var. Aynı zamanda da mevcut hali sebebiyle de kabul edilmemekten korkuyor.

Casus örneği biraz uç bir örnek olsa da insanın sahip olduğu değerleri gizlemeye çalışması hayatın birçok alanında karşımıza çıkıyor. Mesela Anadolu’nun bağrından çıkıp da büyükşehirde okumaya giden gençlerimizde bunu sıkça görüyoruz. Yeni girdiği ortamda var olmaya çalışırken geçmişinden koptuklarını hatta sanki hiç yaşamamış gibi takıldıklarını görüyoruz. Bunun da en büyük sebebi yeni karşılaştıkları toplumun, geçmişte yaşadıkları toplumu aşağılaması ve hor görmesidir. Geçmişte yaşadığı kültürden ne kadar değer taşırsa şimdiki toplumdan o kadar dışlanacağını düşünür. Bunun üzerine kendine uydurma bir geçmiş bulup yalan bir kimlik üretir. Sonraki hayatı boyunca da sakladığı gerçek kişiyle ürettiği yalan kişilik arasında sıkışarak hastalıklı bir ruh haliyle hayatını sürdürür. Kendisine hiçbir zararı dokunmamış olsa bile mevcut ruh haline sebep olduğunu düşündüğü geçmiş kültürüne karşı hadsiz bir düşmanlık beslemeye başlar. Yalan bir kimlikle var olduğu yeni toplumuna ise kendini hiçbir zaman tam olarak ait hissetmez. Bu şekilde geçmişi ve geleceği ile sürekli hesaplaşma içinde olan topluma zararlı bir birey ortaya çıkmış olur.

Aynı kişi, yeni hayatına başlarken yalan bir kimlik üzerine değil de gerçek kimliği ile başlamayı tercih edebilirdi. Başlangıçta belli zorluklar yaşasa da ilerleyen günlerde yeni kazanacağı yeteneklerle mevcut toplumda mutlaka bir yer edinecekti. Bu edindiği yer var olduğu kişiyle uyumlu olacağı için hayatında kopukluklar ve çelişkiler olmayacaktı. Yeni katıldığı toplumda orijinal bir karaktere sahip olduğu için de yeri daha da belirginleşecekti. Geçmiş toplumuna ise açtığı bu yeni yolda rehberlik edebilecek ve onlar için bir öncü konumuna sahip olacaktı. İki farklı hayatı birbirine harmanlayarak yepyeni bir tarz ortaya koymanın verdiği tecrübe ile de toplumun yeni karşılaştığı sorunlara çözüm üretebilecekti.

Yalandan uzak durabilmenin belki de ilk şartı insanın kendi varlığı ile barışık olmasıdır. İnsan eksiğiyle, fazlasıyla, farklılıklarıyla kendini kabul ettirme cesaretine sahip olmalı. Var olduğu şekli ile kabul görmediği toplulukların aslında mevcut varlığına düşman topluluklar olduğunu da fark edebilmeli. 

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.