ALLAH’I SEVMEK

ALLAH’I SEVMEK

            Allah- u Teala hakkında Resulü Ekrem Efendimiz “Allah güzeldir güzeli sever” buyuruyor. (Müslim)

            Güzelliği anlayan herkes güzelliği sever. Güzelliği sevmesi de güzelliğin zatındandır. Muhabbetle ilgili ayet- i celilede  Allah-u Teala Şöyle buyuruyor: “ Allah onları onlar da Allah’ı severler.” (maide 54)

Peygamberimiz aleyhisselam hadis i şeriflerinde şöyle buyuruyor: “Allah’ım bana sevgini, seni sevenin sevgisini, sevgine beni yaklaştıracak şeyin sevgisini nasip et.”

Hazreti Mevlana muhabbet sermayesini fani ve izafi varlıklar uğruna heba ederek, Allah aşkından mahrum kalanlar için şu ibretli misali verir: “ Dünyaya gönül verenler, tıpkı gölge avlayan avcıya benzerler. Gölge nasıl onların malı olabilir? Nitekim budala bir avcı kuşun gölgesini kuş zannetti de onu avlamak istedi. Fakat dalın üzerindeki kuş bile bu ahmağa şaştı kaldı.” Zira hakiki muhabbete layık yegâne varlık bütün muhabbetlerin kaynağı olan Allah u Tealadır. Çünkü: Her şeyi yaratan canlılara rızıklarını ihsan eden, onları koruyup gözeten kemal ve kudret sahibi yalnız O’dur.

               İnsan nihayetinde Allah Teala’nın huzuruna varacak ve O’ndan başka bir sığınak, barınak ve yardımcı bulamayacaktır. Âlemlerin Rabbi olan Allah, ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.

              Üzerimizde bunca ilahi nimetlere ilaveten, bizi, en çok muhabbet duyduğu peygamberine ümmet kılması ve en mütekâmil kitabı Kur’an ı Kerim ile nasiplendirmesi sebebiyle de Cenab-ı Hakka şükür borcumuz sonsuzdur. Dolayısıyla muhabbeti Allah Teala’ya tevcih etmemiz, kulluğumuzun bir muktezasıdır. 

             Ne mutlu o mü’minlere ki Allah ve Resulünün muhabbetini her şeyin üstünde tutarlar. Yabani bahçelerin sahte çiçeklerine aldanmazlar!

             Bütün ömrünü Allah Teala’nın muhabbet ve iştiyakı ile geçiren Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Rabbi’ne vuslat anını da bir Şeb-i Arus (düğün gecesi) heyecanı ile karşılamıştır.  Aişe validemiz şöyle anlatır:

              Allah Resulü son anlarını yaşarken, mübarek başı benim göğsüme yaslı bulunuyordu. Ben; “Ey insanların Rabbi! Hastalığı gider! Gerçek hekim Hakiki şifa verici ancak sensin!” diyerek şifa diliyordum. Peygamber Efendimiz ise ; “Hayır! Allah’ım beni Refik i Ala’ya kavuştur. Ey Allah’ım! Bana mağfiret et! Bana rahmetini ihsan et! Beni Refik i Ala’ya ( En Yüce Dost’a) kavuştur.”  diyerek duaya devam ediyordu.

               Ölüm Meleği Peygamberimiz’in yanına geldiğinde “Rabbim beni Sana gönderdi ve Sana itaat etmemi bana emretti. Eğer ruhunu almamı emredersen alacağım. Bırakmamı emredersen bırakacağım.” dedi. Cebrail ise Ey Ahmed ! Yüce Allah Seni özlüyor! Dedi. Efendimiz aleyhisselam “Allah katında olan daha hayırlı ve daha devamlıdır! Ey ölüm Meleği Haydi emrolunduğun şeyi yerine getir! Ruhumu al.” buyurdu. Bu itibarla insanın yaratılış gayesi: Kulluk ve Rabbini bilmesidir.   (Faziletler Medeniyeti  O. Nuri TOPBAŞ) 

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.