AİLENİN TEMEL İHTİYAÇLARI

AİLENİN TEMEL İHTİYAÇLARI

 Her bir ferdin diğer bir ferde karşı görev ve sorumluluk yüklendiği kurumun adıdır aile. Aile insanoğlunun hayatına anlam katacak olan en önemli kurumdur. Her kurumun çalışanlarının uymakla zorunlu olduğu yazılı kuralları vardır. Yazılı olmayan kuralların geçerli olduğu ‘Aile Yuvası’nda her bir fert bu kurallara gönülden sıkı sıkıya bağlıdır. Öz güven sahibi fertlerin yetişmesinde kurallara bağlılığın çok önemli yeri vardır.    

   Erkek – kadın ve çocukların bir arada bulunduğu bir topluluğun kurumsal özellik kazanıp Aile olabilmesi için ise her fert kendisini mutlu ve huzurlu hissedebileceği bir ortama ihtiyaç duyar. Bu ortam bazı şartların sağlanması ile oluşur.

 

   .- SAĞLIKLI MANEVİ YAŞANTI.

   Allah Teâlâ insanı; kendisine inanma, sığınma ve ibadet etme duyguları ile donatarak yaratmıştır. İnsanın iç huzuru bu duyguların tatmin edilmesi ile bire bir ilgilidir. İnsan yeryüzüne ‘kulluk’  yapmak için gönderilmiştir. Ancak kulluk yalnızca belirli zamanlarda ifa edilen bir takım ibadetlerden ibaret değildir. İlk nefesten son nefese kadar bütün zamanları kuşatan davranışların toplamıdır kulluk. Ve bir aile oluşturma da kulluğun önemli parçalarından biridir.    

   Allah Teala’ya iman insana; birine güvenmeyi ve birine bağlanabilmeyi öğretir. İnanmadığınız güven duymadığınız bir insanla hayatı paylaşmak mümkün değildir. Fakat Allah’a iman Ailede fertlerin birbirlerine inanmalarına, güven duymalarına ve birbirlerine bağlanmalarına katkı sağlayacaktır.

   Namaz kulluğun en önemli göstergesi olmakla birlikte insanı münker(inkar) ve fuhşiyattan(ahlaksızlık) koruyan bir özelliğe sahiptir. Namazın kılındığı bir ailede fertler her türlü fuhşiyattan(ahlaksızlıktan) uzaklaşınca aile içinde huzur ortamı hâkim olacak ve böyle bir ortamda yetişen çocuklarda dengeli ve özgüven sahibi fertler olacaktır.

   Oruç insana sabrı öğretir. Yemek – içmek gibi meşru bir çok davranış iman konu olduğunda sınırlanır ya da terk edilebilir. Hac ibadeti birçok zorluk ve zahmeti içinde barındıran ibadettir. Zekât ve sadaka fedakârlık, yardımlaşma ve paylaşmayı öğreten en güzel ibadetlerdendir.

   İman sahibi, ahlaklı, sabırlı, başkasına güvenebilen ve başkasında da güven oluşturabilen, paylaşma ve yardımlaşmayı başarabilen fertlerden oluşan ailenin huzurlu ve mutlu olmasından daha tabi ne olabilirki?

 

   .- DEĞERLİ OLMA DUYGUSU.

   Ataerkil aile, çekirdek aile derken şimdi ‘açık aile’ yapısı ile karşı karşıyayız. Açık ailede görünürde bir aile olmakla birlikte bireyler başkaları ile rahatlıkla her türlü ilişkiyi yaşayabilmektedir. Fertleri bu noktaya getiren önemli nedenlerden biri, ferdin aile içinde ‘özel olma’ ‘vazgeçilemez’ olma duygusunun yaşanılamaması yatmaktadır.   İnsanın başına gelen küçük kazaları sürekli gündemde tutmalarının sebebi olarak insanın kendisini kıymetlendirme duygusu olduğunu söylüyor psikologlar. Bu duygunun aile içinde karşılanmaması erkek, kadın ve çocuklar için çok önemli riskler taşımaktadır.

    Erkek ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamak ve ailesine yönelik her türlü risk ve tehlikeleri bertaraf etmek için gerekli tedbirleri almakla sorumlu kılınmıştır. Erkek önce eş sonra babadır. Akşama kadar çalışıp didinen bir babanın evine geldiğinde kapıyı açan eşinin ilk sorusu sabah kendisine vermiş olduğu listeden kaç tane eksik olduğu olursa orada ciddi bir eksiklik var demektir. Evinde eş ve babalığını hissedemeyen bir erkek zaman içerisinde kendisine bu duyguları yaşatabilecek başka kadınlar arayabilir.    

   Anneler aile yapımızın genel sigortalarıdır. Yaratılışında var olan şefkat ve sevgi duygusu ile ailesinin duygu deposudur. Baba gibi akşama kadar evinin içinde dönüp duran ve akşam aile içinde huzurlu bir ortam oluşturmak için gayret sarf eden annenin çabasının görülmemesi ve takdir edilmemesi onda ciddi bir duygusal boşluk oluşturabilir. Belki birçok kadın bu gayretinin görülüp takdir edilmemesi kendisini evin hizmetçisi gibi görmesine sebep olmaktadır. Kadın evinde kendisini önce eş sonra anne olarak hissedebilmelidir ki duygusal boşluk kendisini başka arayışlara zorlamasın. Eşi tarafından beğenilen ve aile fertleri tarafından takdir edilen bir kadının ailesi için yapmayacağı fedakârlık var mıdır?  

   Çocuklar ailenin en tatlı meyveleri. Gurur duyulacak çocuklara sahip olmak bütün ebeveynlerin ortak idealidir. Gurur duyulacak çocuk yetiştirmek ise sabır ve emek gerektiren zahmetli bir iştir. Üstün öğrenme özelliğinin sahip olunduğu, duyuların alma kabiliyetinin en yüksek olduğu ve dünyaya karşı samimi ve derin bir ilginin gösterildiği dönemin adıdır çocukluk. Çocuğun bu yaşta zihninin gelişmesi harekette bulunmasına bağlı olduğundan harekete ve çeşitli oyunlara karşı büyük bir ihtiyaç duyar. Çocuklar bu dönemde etkileşim içinde bulundukları yakın çevrelerindeki insanları – ki bunlar ailesidir – sürekli takip ederek öğrenirler. Çocuktur bilmez ya da çocuktur anlamaz sanan büyükler aslında kendilerinin çocuklarının gayet iyi anladığını anlamayanlardır.             

   Çocuklar aile ortamı içinde sevgi ve ilgi ile büyütülürse sosyal hayata hazırlanmaları sağlanır. Özellikle kendisini ilgilendiren konularda – ayakkabısının rengi, tarzı gibi- seçme hakkı tanınmalı aileyi ilgilendiren bazı konularda onlara söz hakkı verilmeli. Böylece kendilerini birbirlerini seven sayan insanlar arasında olduğu hissettirilmelidir. Kendisine söz hakkı tanınıp kendini ifade etme hakkından mahrum bırakılan çocuklarda içine kapanma sanal dünyaya çekilme ya da şiddet gibi psikolojik bozukluklar baş gösterebilir.

   Başta duygular olmak üzere bütün bedenin fiziksel değişimin gerçekleştiği dönemdir gençlik. Kendisinde meydana gelen değişimden endişelenir. Hormonların dengesiz çalıştığı bu yaş döneminde kaslarına hâkim olamayan genç farkına varmadan dengesiz hareketler yapabilir. Duygularının karışık olduğu bu dönemde genç benzeri olaylar karşısında çok farklı tepkiler verebilir. Arkadaş ve arkadaşlık bütün iletişimlerden önemlidir. Ailesinde sürekli eleştirilen, aşağılanan ve yok sayılan gençler kendilerine değer verilen ortamlar ve arkadaşlar ararlar. Yanlış seçimler ise gençleri bir uçurumun kenarına getirebilir. Kızlar kandırılarak geri dönüşü olmayan yollara düşürülebileceği gibi erkeklerde çetelerin ellerine düşebilirler.

    .

   .

– GÜVEN ORTAMI

   Güven duygusu insan için hem ihtiyaç hem de saygı ve sevginin temeli oluşturur. Başarı ve mutluluk bu duygunun arkasında gizlidir.   Aynı çatı altında, aynı ortamı paylaşan insanlar birbirlerine güvenmezlerse bir arada yaşamaları imkânsızlaşır. Özellikle eşlerin birbirlerine olan güvenleri bittiğinde evlilikleri de biter. “Güven duygusu” insanın içinde saklı bir hazine gibidir. Aklını, iradesini kullanan bu hazineyi keşfeder. Güven duygusu olmayan bir aile düşünün. Anne-baba, çocuklar birbirlerine güvenmiyorlar. Aynı çatı altında olmalarına rağmen kimse niyetini, yapacaklarını, çeşitli endişelerle birbirlerine açıkça söylemiyor. Böyle bir aile ortamında ailenin hangi ferdi düşüncesini, sevincini, acısını paylaşır? Böyle bir aile ortamında güven, paylaşma, muhabbet, yardımlaşma, içtenlik olur mu? Herkes birbirine endişe ve korkuyla bakar. İçten içe kin ve nefret duygularıyla bir aile ne kadar varlığını sürdürebilir?

   Çocukta güven duygusunun oluşumu anne karnından itibaren başlamaktadır. Sakin geçen gebelikle birlikte annenin duygusal anlamda rahat olması, stres oluşturacak faktörlerden uzak olması, sakin iş yaşantısı, eşi ile olan uyum ve güven ilişkisi bebeğin de anne karnında sakin bir dönem geçirmesi demektir. Bu süreç sağlıklı bir şekilde atlatıldığında dünyaya gelen yeni birey de kendinin güvenli bir ortama geldiğini hissedecektir. Temel ihtiyaçları (beslenme, öz bakım, sevgi) karşılanan bebek psikolojik gelişim olarak da oldukça sağlıklı bir şekilde yaşantısına devam edecektir.

 Bu dönemde çocuklarımıza dürüst olmalı, yapabileceğimiz şeyler için söz vermeli, zaman kavramını yaşatarak öğretmeli ve onu karşılıksız severken, ödül- ceza ilişkisini kaliteli tutmalıyız. Yani kısaca; söylediklerimizle yaptıklarımız aynı olmalı, tutarlı olmalıyız. Böylece ebeveyn olarak inandırıcılık özelliğimiz ve yaptırım gücümüz kuvvetli olurken, çocuğumuzla aramızdaki güven ve sevgi ilişkisi de oldukça kaliteli olacaktır.

 

   Eşler arasında güven olması için yapılacaklar.

   Ne kadar ekerseniz o kadar biçersiniz anlayışıyla eşinize ne kadar güveniyorsanız eşinizde size o kadar güvenir. Gereksiz ve anlamsız kuşkulara kapılarak güvenin temelini oluşturan saygı ve sevgi duygusunun yıpratılmamasına özen gösterilmelidir.  Güven ortamı, sağlıklı iletişime zemin hazırladığı gibi sağlıklı iletişimde güven ortamını kuvvetlendirir. Eşinizi önemsemek ve bunu kendisine hissettirmek, zaman zaman yaşanan tartışmalarda aşırıya kaçmamak, ona moral vermek, kendisi hakkında ki olumsuz eleştirileri kendisi ile paylaşmak ve kendisine özel zaman ayırması için fırsat tanımak güven ortamını kuvvetlendirecektir.

 

   -YAKINLIK VE DAYANIŞMA DUYGUSU

   Kapı zilinin çalınması evdekilerde sevinç oluşturuyor ise ailede mutluluk hâkim duygu demektir. Eşler bir birlerinin gözlerinin içine muhabbetle bakabiliyor ve çocuklarda kendilerini anne ve babalarına yakın hissediyorlar ise ailede dengeler kurulmuş yarınlara huzur ve güven içerisinde girilecek demektir.

   En kötü gününüz bugünkü gibi olsun temennisi ile başlayan günler hep aynı olmuyor.  

   İnsanın kalbinin kapılarının sonuna kadar açık olduğu iki durum vardır. Bunlardan birisi düğün ve bayram günleri ise diğeri yakınlardan birinin kaybedildiği acı günleridir. Bu günlerde ailenin büyükten küçüğe bütün bireyleri aynı duyguları paylaşarak bir birilerine yakınlaşırlar. Özellikle zor günler – hastalık, acı kayıplar, tabi felaketler- fırsata dönüştürülerek hem eğitim yapılabilir hem de aile bireyleri arasındaki yakınlaşma ve dayanışmayı arttırması sağlanabilir.

 

   -SORUMLULUK DUYGUSU

     Yaratılışlarındaki bedeni ve psikolojik farklıklar nedeni ile kadın ve erkeğin yüklendiği görev ve sorumluluklar bir birlerinden farklı ancak bir birlerini tamamlayıcı özelliğe sahiptir. Üstlenilen sosyal roller yerine getirildikçe çocuklar kendilerini güven içinde hissederler.

   Babaların sorumluluk alanı içine ekonomi, güvenlik, dini yaşantıda örneklik ve aile içi ilişkilerde denge ve adaletin sağlanması gibi konular yer almaktadır. Annelerin sorumluluk alanı içinde ise özellikle çocukların terbiyesi, aile ekonomisinin israf edilmeden harcanmasının sağlanması ve aile içi tertip düzenin bir başka deyişle estetiğin ailede içinde gereken yeri almasını sağlamak girmektedir.

 Aile sistemi içindeki anne ve babalar davranış ve sözleri ile sorumluluk duygusunu ifade ederler. Aile içinde sadece anne baba değil herkes sorumluluk duygusunu paylaşır. Elbette ki çocuklara yaşları oranında sorumluluk yüklenmelidir. Tüm sorumluluğu kendi üzerine alan, çocuğunu sorumluluktan kurtaran anne ve babalar kendi yaşamını biçimlendirmekten aciz sürekli başkalarının yönetiminde olmaya yönelik bireyler yetiştirirler Bu tür tutumlar sonucunda yetişmiş bireyler yaşamlarında yer alan olaylardan sürekli başkalarını sorumlu tutarlar. Gelişimsel dönemi göz önüne alınarak çocuğun odasını toparlaması, ev işlerine yardım etmesi gibi konularda sorumluluğu sağlanabilir. Bunu yaparken kız ve erkek işleri kesin çizgilerle ayrılmamalıdır.

 

   -Zorluklarla mücadele ederek onların üstesinden gelmeyi öğrenme:

   Çocuğa her şey hazır verilmemelidir. Sorumluluk duygusunun gelişimi ile ilgili anlatılanlar zorluklarla mücadele etme ile ilgilidir. Çocuğun içinde bulunduğu gelişimsel dönem göz önünde bulundurularak çocuk kendi sorunları ile baş başa bırakılmalıdır. Bu durum onların zor sorunları ile mücadele ederek, uğraşmasına olanak vermek, kendisine güvenli sorun çözme becerileri gelişmiş bireyler olarak yetişmeleri için gereklidir. Karşılaştığı her zorluğa aşırı yardım eden ana babaların çocukları sürekli başkalarına muhtaç, kendilerine güvensiz olur. Böyle kişiler yetenek becerilerini keşfedemezler.

  -MUTLULUK VE KENDİNİ GELİŞTİRME

Aile ortamı bir mutluluk ortamıdır. Şimdiye kadar anlatılan gereksinimlerin karşılanması mutlu olmayı getirir. Evde değerli olduğu duygusunu tadan birey mutlu olur ve yaptığı şeylerden doyum alır, kendini gerçekleştirme olanağı bulunur.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.