KAPAK- İmanın Önemi Mahiyeti ve Faydaları

İman; sözlükte inanmak, tasdik etmek, güvende olmak ve güven vermek anlamlarına gelir. Terim olarak ise kişinin Allah’ın varlığını, birliğini, sıfatlarını, peygamberlerini, ahiret gününü ve bunlardan başka iman edilmesi gereken şeyleri kalp ile tasdik edip dil ile söylemesidir.
İslam inancına göre iman edilmesi gereken malum altı esas vardır. Tüm iman esaslarına tereddütsüz iman etmek gerekir. Kişi iman esaslarından birinden şüphe ederse gerçek manada iman etmiş olmaz.
İman Etmenin Önemi:
Hayatın anlamlı hale gelmesi,
Yaratılışın maksadını anlamak,
Yaratıcıya karşı görevleri yerine getirmek,
Doğru bir yaşantı sürmek,
Korkulardan emin olmak,
Güvende hissetmek için iman etmek önemlidir.
Bir insan için en önemli şey imandır. Bir insan İslâm’ın 100 temel hükmünün 99‘unu kabul ediyor, birini etmiyor. Bu inkâr onun imanını giderir. Allah‘ı kemal sıfatlarla sıfatlandırmak ve noksan sıfatlardan tenzih etmek sahih imanın birinci maddesidir. Kur‘ân-ı Kerîm‘deki bir farzı inkâr eden, imanını kaybeder.
Peygamberimizden mütevâtir hadislerle bize ulaşan bir bilgiyi yalanlayan, reddeden de kâfir olur. Müslümanlar bütün güçleriyle sahih (doğru) iman için çalışmakla yükümlüdür.
İMANIN MAHİYETİ
Dil ile ikrar
Kalp ile tasdik
İlim ile tahkik
Amel ile tatbiktir.
İman-İkrar İlişkisi
Kalben kabul edilen inancın dil ile de ifade edilmesi, söylenmesidir. Kişinin kalbiyle tasdik ettiğini diliyle ifade etmesi şart olmamakla beraber, ilişkilerinde mümin muamelesi görebilmesi için gereklidir.
İman-Tasdik İlişkisi
Bir kimse diliyle iman ettiğini söylemesine rağmen kalbiyle inanmıyorsa iman etmiş olmaz. Kalben onayladığı halde, baskı altında olması veya dilsiz olması gibi bir sebeple inandığını söyleyememesi kişiyi mümin olmaktan çıkarmaz.
İman-Bilgi-Tahkik İlişkisi
İmanın temelinde de bilgi vardır. İman, bilgiyle tamamlanır ve kuvvetlenir. Müminin bilgi yolunu takip ederek Rabbini bilme ve tevhid bilgisine ulaşma sorumluluğu vardır.
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de ilim sahibi olan kimselere karşı övgüsünü şöyle ifade etmiştir: “… Allah’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” (Fâtır, 28)
İman-Amel İlişkisi
Amel; dünya ve ahirette ceza veya mükâfat konusu olan, iradeye dayanan her türlü iş ve davranış demektir. İman kendini fiillerde ve davranışlarda gösterir. Davranışlar Allah’ın isteğine uygun olursa salih amel niteliği kazanır.
Yüce Allah, dünyada iyi işler yapan kimselere cenneti vaat etmiştir. “İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte bu büyük başarıdır.” (Burûc, 12)
İmanın bütün şartlarını kalben kabul etmiş bir mümin ihmal, unutma veya başka bir sebeple dinî vazifelerini yerine getiremese bile dinden çıkmış sayılmaz. Bilerek dinî vecibelerini ihmal eden kimse günahkâr olur.
Taklidî İman ve Tahkikî İman
Araştırmadan ve delillere dayanmadan çevrenin yönlendirmesiyle oluşan imana taklidî iman denir. Delillere, bilgiye, araştırma ve kavramaya dayalı imana ise tahkikî iman denir. Taklidî iman geçerli bir imandır. Ancak bu iman, akli ve dinî delillerle kuvvetlendirilmelidir.
İcmâlî ve Tafsilî İman
İman, iman edilecek şeylere detaylı veya detaysız olarak inanma durumuna göre icmali ve tafsili olarak ikiye ayrılır. İcmali iman; inanılacak şeylere kısaca ve toptan inanmak demektir. İmanın en özlü ve en kısa şekli olan icmâlî iman, tevhid ve şehadet kelimelerinde özetlenmiştir. İmanın ilk derecesi ve İslâm’ın ilk temel direği budur. Tafsili iman; inanılacak şeylerin her birine, açık ve geniş şekilde, ayrıntılı olarak inanmaya denir.
İMANIN FAYDALARI
Dünyadaki Faydaları
1- Yaratıcısı ve Rabbi olan Allah ile kalbi bağını kurarak hidayetin huzuru içinde olmak ve ondan kopuk yaşamamak.
2- Dünyanın zorlukları karşısında Rabbinin kudret ve rahmetini arkasında hissetmek ve ona sığınmak.
3- İmanın, ruhunu aydınlatması ile güzel ahlaklarla donanmak, kötü ahlaklardan arınmak.
4- İmanın, bakış açısını aydınlatması ile tüm kâinatı ve her şeyi nurlu, kıymetli ve Allah’ın değerli sanatları olarak görmek.
5- En çirkin ve şerli görünen olaylarda dahi gizli güzellik ve hikmetleri görmek.
6- İnsanlara ve topluma faydalı fertler haline gelmek.
7- Böyle faydalı fertlerden oluşan faziletli toplumlar inşa etmek.
8- İmansızlıktan gelen bütün ruhî ve sosyal yaralardan ve manevi azaplardan kurtulmak ya da korunmak.
9- Bütün bu ve benzeri faydaların neticesi olarak, imanın kuvveti nispetinde dünyada dahi manevi bir cennet hayatı yaşamak.
Ahiretteki Faydaları
1- Ahirette ebedi mutlu olmak.
2- Allah’ın razı olduğu ve sevdiği seçkin kullarından olmak.
3- Cennet’in saymakla bitmeyen her türlü üstün nimetlerine kavuşmak.
4- Allah’ın sonsuz güzellikteki zatını görmek, onunla sohbet etmek şerefine kavuşmak.
5- Dünyada doyması mümkün olmayan hadsiz ebedi arzularını ahirette tatmin etmek.
6- Kendisi gibi iman eden bütün sevdiklerine ahirette tekrar ebediyen kavuşmak.
7- Geçmişte yaşadığı bütün değerli hatıralarına ve elinden çıkan her şeye yeniden kavuşmak.
8- Gözünden perdenin kaldırılması ile dünyada sebebini ve manasını anlayamayıp merak ettiği her şeyin gerçeğini öğrenmek.
9- İman etmemekten gelen ebedi azaplardan ve yalnızlıklardan kurtulmak.
Netice olarak; iman ettim demek bir iddiadır. Salih ameller ise ispatıdır. İman etmek cennete girmenin garantisidir, salih ameller ise cehennemden kurtuluşun garantisidir vesselam…