Ölümsüz Nasihatler

Mazinin güzelliklerini, zamanımıza taşımak, yaşantımıza yansıtmak, hayatiyet kazandırmak, yeni güzelliklerle zenginleştirip istikbale ulaştırmak, imanlı, erdemli, medenî toplumların başarabildiği bir ayrıcalık, bir üstünlüktür. Mazi ile asırların birikimi olan kültürel zenginliklerle alakasını kesen, onu görmezlikten gelen fert ve toplumlar, nesebi gayr-i sahih ceninlere benzerler. Böylesi fert, toplum ve sistemlerden ahlâklı, erdemli, insanca bir davranış, âdil bir yönetim beklemek boşuna bir bekleyiştir.
Bu düşüncelerle, hasret kaldığımız güzelliklerden, ölümsüz nasihatlerinden bir demet derleyip, yeni asrı İslâm’la şereflendirecek, insanlığı, insanca yaşamanın ufkunu açacak yeni nesle, yeni yüzyıl hediyesi olarak sunayım istedim.
İşte o ölümsüz nasihatlerden bir demet:
Dünyada iyi insan tükenmez. Her zaman vardır. Onları ara bul. Çekinme! Zira çekingen insan hakiki dost bulamaz.
Acele etme! Dikkatli hareket et, öfkelenme, sakin ol. Bilmelisin ki, ne iven kişi yol alır, ne de öfkeli muradına erer. Büyük meseldir. Öfke ile kalkan zararla oturur.
Bayağı insanların mahallesinde oturma. Ayak takımı ile düşüp kalkma. Hevâî kişiler arasında gezme. Edepsizlerle sohbet etme. Büyük insanların bulunduğu yere taşın, onlarla sohbet et. Aklı başında irfan sahipleri ile konuş.
Zenginin yükünü herkes yükler. Ağanın paltosunu tutan çok olur. Zat-ı âlileri yere düşmesin diye herkes koltuklar. Ama asıl hüner, bir zavallıya yardım etmektir. Yollarda sürünen bir bîçâreyi elinden tutup kaldırmaktır.
Dünyada bir belalı, şerliler takımı vardır. Bunların en pisi zâlime yataklık edendir. Bu durum zavallıları üzer, kâinatın nizamını bozar. Eğer Allah’a inanıyorsan alçağa yardım etme. Kimsesiz zavallıyı ezme.”
İftiralar seni mahzun etmesin. Yalancının tezviri seni üzmesin. Eğer iftiracı bir yalancı ise. Ne kadar doğru olursan ol, dili sözünü bulur, söyler, sen haklı da olsan, haksız çıkarmaya çalışır. Fakat üzülme, hakikat bir gün geç de olsa meydana çıkar.
Doğru ol, doğruyu söyle. Üzüntü getiren doğru, sevindiren yalandan iyidir.
Kibir düşürür, tevazu yükseltir. Cömert insan ölse de şerefi yaşar. Cimri sağlığında da ölüdür, sessiz, şerefsiz yaşar. Derbederlik doğruluk getirmez. Hayatta muvaffakiyetin sırrı intizamdır, üstün karakterdir.
Ayak takımı baş olunca, fazilet sahipleri aşağıdan aşağı kalır.
Taşı ateş yakar. Taş sert, ateş yumuşaktır. Su taşı deler. Taş katı, su mülayimdir. Kireç taştır, su sudur. Fakat su onu eritir. Sen de yumuşak ol. Sertler geç de olsa önünde diz çöker. Sen iyilik yap. Zaman geçse bile, kötü düşünenler sana karşı mahcup olur.
Hayâsızlığın, edepsizliğin geldiği yerde bela çok olur. Şerir tiplerin hepsi hayâsızdır. Onun bunun nâmusu ile oynayanlar, edepten mahrum kimselerdir. Her işte edepli, terbiyeli olmak lâzımdır. Hayâsızın bir an yıldızı parlasa da aldanma, kâğıt alevine benzer. Külünden bile fayda olmaz. Gittiğin, gezdiğin her yerden bir şeyler öğren. Bu öğrendiklerinden ayrıca faydalan. Gördüklerinden, ahlâkında bulunan hastalıklara ilaç yap.
Kötülüğü sevme, yapsan da sevme. Sevmeden kötülüğe düşen, bir gün çıkar. Gün olur ki kurtulur. Severek, hoşuna gide gide, keyif ede ede yapan kurtulamaz. Battıkça batar.
Hak yoluna yardım, bir şereftir. Şerefli insanlar doğruya yardım ederler. Boş, batıl işlerle oyalanmazlar. Bilirler ki sonu yoktur.
İnsanların en temizi, dünya malı ile fazla meşgul olmayandır. Malı, mülkü kendini Allah’a ibadetten alıkoymayandır.
İnsanların en cömerdi istenilmeden veren, en asili de, intikama muktedir iken affedendir.
İnsanların en kötüsü, iyiliği kötülükle karşılayan, insanların en iyisi, kötülüğe karşı iyilik yapandır.
Dünyaya geldiğin zaman, sen ağlarken çevredekiler gülüyordu. Öyle bir hayat sür ki, öldüğün zaman çevredekiler ağlarken, sen gülümseyerek âhirete gidesin.
Bir kul Allah yolunu seçerse, ilk önce kalbinde Allah sevgisi peydah olur. Kanaatkâr olur. Anlayışlı olur. Gönlü, gözü tok olur. İrfan sahibi olur. Bilginin çözemediği hikmetleri sezer. Böylece doğru yolu bulur, doğruluğuna inandığı yoldan onu kimse çeviremez, eli dar da olsa azla yetinir. Çünkü iffet sahibi olmuştur. Namus perdesine bürünmüştür.
Bir kimse Allah’a inanmazsa, gözlerini hırs perdesi kaplar. Dünyayı emri altına almak ister. Yalnız dünyayı görür. Yalnız dünya malını bilir. Bu haliyle mânen insanlıktan çıkar. Vahşi olur. Fesat küpüne biner. Şer yüklenir. İnsanlara zahmet verir. Hakiki vicdan, hikmet ve irfan sahiplerini üzer.
Çoğu zaman şeref, şöhret uğruna feda edilir. Aklı olan şöhreti atar. Şerefini koru.
Gözyaşlarını tevbe ile akıt. Tevbesiz ağlamak boştur. Günahlarını itiraf et ağla. En hayırlı gözyaşı, hatadan dolayı akan yaştır.
Kitapsız din olmayacağı gibi, kitapsız medeniyet de olmaz. Kur’an bugünkü ve yarınki medeniyetin de kitabıdır.