İLKADIM KİTAPLIĞI- Hadislerle Gerçekler / Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucularımız! Bu ayki sayımızda İFAV Yayınlarının çıkan Prof. Dr. İsmail Lütfi ÇAKAN’ın kaleme aldığı Hadislerle Gerçekler isimli kitabı inceleyeceğiz.
İsmail Lütfi ÇAKAN hocamızı hadis alanında yaptığı çalışmalarla tanıyoruz. Yeri geliyor televizyonda hadis programı yaparken görüyoruz, yeri geliyor dergilerde hadis açıklamalarıyla sohbetlerinden istifade ediyoruz.
Hadislerle Gerçekler kitabı da Hocaefendinin Altınoluk dergisinde yayımlanan yazılarının bir araya getirilmesi ile kitaplaştırılmış bir eser. İslam Öncelikli Bir Hayat İçin şeklinde dikkat çeken bir alt başlığını taşıyor kitabımız.
Günümüzde hadis ve sünneti dışlama çalışmalarının çoğaldığı zamanımızda bu tür eserlerin önemi daha da ön plana çıkmaktadır. Bu tür eserleri elimizden geldiğince çok kişiye ulaştırmaya çalışmalıyız ki zihinler bulanmasın.
İslam öncelikli bir hayat, İslam’ı evrensel planda yorumlamış olan Sünnet-i Seniyye’yi öğrenmek ve elden geldiğince fert, aile ve toplum planında yaşamakla kurulabilir. Bu, fert ve toplum hayatının Sünnet ölçülerine göre şekillenmesi demektir.
“Ülkemizde son yıllarda Kur’an yandaşlığı adı altında Sünnet verilerini/hadisleri bir şekilde ihmal etmeyi öngören bir akımın bazı kişilerce öne çıkarılmak istendiği bir gerçektir. Hatta resmi ideolojinin ya da konjonktürün arzusu istikametinde İslam’ı, İslam gerçeğini yeniden ve sistemin kutsallarıyla uyum sağlayacak biçimde yorumlama girişimleri birçok zihni bulandırmakta ve şaşkınlığa sürüklemektedir.”
“Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ve O’nun yetiştirdiği sahabe neslinin anlayış ve uygulamaları dinimizi yaşamanın ve İslam’a davetin en güzel örnekleridir. Nitekim Sünnet, bütünüyle pratik İslam’dır. Bir başka ifade ile Sünnet, yaşanan İslam demektir. Müslümanca yaşama sorumluluğu, bir anlamda sünnet üzere yaşama dikkat ve titizliğidir. Bu sebeple İslam’ı sünnetteki biçimiyle yaşamaya çalışmak, hem insanları Allah yoluna davet, hem salih ameller işlemek hem de Müslümanlardan olduğunu beyan etmektir. Hâsılı Müslümanca yaşamak, her davranışın dışa yansıyan bir mesaj olduğunu kavramak, tebliğ hassasiyetine yani gerekli donanıma sahip olmak demektir.”
Müslüman kafasına göre değil, İslam’a göre Müslüman olmak durumundadır. Aksi halde kendi anlayışına göre oluşturduğu din’i, İslam olarak etrafa kabul ettirmeye çalışmak gibi bir gariplik ortaya çıkar. Bu tür davranış sahipleri kendilerini “De ki; dininizi Allah’a mı öğretmeye kalkışıyorsunuz? Hâlbuki Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsine vakıftır. Allah her şeyi hakkıyla bilir.” ayetinin tehdidi karşısında bulurlar.