KUR’AN İKLİMİ-Emanetler…

KUR’AN İKLİMİ-Emanetler…

“Allah sizi, hiçbir şey bilmez halde, analarınızın karınlarından çıkardı, size kendisine şükredesiniz diye işitme duyusu, gözler ve kalpler verdi.” (Nahl, 78)

Bir şeyi bilmek insanda her şeyi bilme arzusu uyandırır. Merak etmek insanın bilgi talep etmesinin en temel özelliğidir. İnsan, tanımlanması güç, nadide bir cevher, büyük bir hafıza ve bir bilgi yumağıdır.

“Allah sizi, hiçbir şey bilmez halde, analarınızın karınlarından çıkardı.” Doğumu ve yaşantısı bir mucize olan her canlı gibi insan da bu eşsiz tasarım harikası dünyada tabir yerinde ise “Gerçekten biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.” (Tin, 4) ayeti mucibince başyapıt olarak yerini almıştır.

Elbette bilim insanları rahimlerde nelerin olduğunu gözlemlemektedir. Ancak bu gözlem onun gözleri önünde gerçekleşen bir gizliliktir. Anne rahminde bir yavrunun geçirdiği evrelerin nasıl tamamlandığı, tıpkı insanları ve diğer canlı ve cansızları görüp izlediğimiz halde sosyal hayatın oluşumunu ve akışındaki sırrı kavrayamadığımız gibi her şeyi ile ortada olan bir gizemdir.

Çocukluk döneminden sonra, etrafını kuşatan her şeyi ve bu evreni araştırarak büyüyen her canlıya keşfetme ve ilerleme kabiliyetini Allah bağışlamıştır. Bu bağışta Allah’ın insanoğluna verdiği akıl, en merhametli ihsandır. Yüce rabbimizin bu lütfu hayatımızın vazgeçilmez unsurudur.

Aklı kullanmak için elbette bilgiye ihtiyaç vardır. Rabbimizin ihsanı olarak doğuştan sahip olduğumuz yaratılış hasletlerimize ve bilgi edinmemizin en yakın yardımcıları olan kulağımıza, gözümüze, tenimize, kalbimize ve gönlümüze yani tüm bilincimize ihtiyaç vardır.

Konunun özü de elbette ki burada düğümlüdür. Bu paha biçilemez harika organları bibedel bize ihsan eden Rabbimiz Teâlâ “Gülelim oynayalım kâm alalım dünyadan” diye mi ihsan etmiştir, Başka bir maksat var mıdır soruların cevabı ayeti kerimenin devamı olan “…size kendisine şükredesiniz diye işitme duyusu, gözler ve kalpler verdi.” şeklindedir.

Şükredecek, teşekkürlerini arz edecek kişi önce nimetin sahibini tanımalı. İlk olarak Allah’ı tanımalı ve O’na iman etmelidir. İmandan sonra yapılacak iş murakabe altında olduğunu unutmadan emanetlerin sahibine iade edileceği gerçeğinden hareketle emaneti doğru ve yerinde kullanmaya gayret etmelidir. Zira emanetler, emanetçi tarafından nasıl kullanıldığı konusunda kayıt altına alınmaktadır. “Nihayet oraya vardıkları zaman kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları şeyler hakkında onların aleyhinde şahitlik ederler.

Onlar derilerine: “Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?” derler. Derileri de: “Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu, sizi ilk defa yaratan O’dur ve siz yine O’na döndürülüyorsunuz” derler. Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz. Fakat yaptıklarınızdan birçoğunu Allah’ın bilmeyeceğini zannediyordunuz.” (Fussilet, 20-22)

Emanetin sahibi yanlış, yersiz ve lüzumsuz kullanımların hesabını soracaktır. Çünkü bu davranışlar emanetleri verme nedenine aykırıdır. Allah’ın yaptığı ihsan karşılığı kulundan beklediği şükür iken Allah’ın razı olmayacağı işler ve günahlar elbette ki nankörlüktür ve “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsra, 36)

Bir şeyin peşine düşmek artık onu kabullenip onun izinden ve yolundan gitmektir. Müslüman şahsi hayatında ve sosyal hayatta zanna uyarak hareket edemez. Onun her saniyesi çok kıymetlidir. “Bilgin olmayan şeyin ardına düşme” ikazı Müslümanın hayatının ahlâkî, hukukî, siyasî ve idarî her safhasını içine alır. Bilgisiz, cahilce çıkılan yolun ve yolculuğun nerede biteceği kestirilemez. Mü’min hayatını rüzgârın önündeki yaprak gibi bırakamaz. O, Allah’ın en mükemmel varlığıdır. Tahmin ve dedikodu cinsinden haberlerin peşinden gidemez. Hele din adına Allah adına kesin bilgiye, delile dayanmadan konuşamaz.

Yetersiz bilgiye sahip olmak, insanın zan ve tahminin peşine düşmesine sebep olmaktadır. Gıybet, dedikodu ve iftira yapılmakta, gözler ve gönüller haramda gezmektedir. Unutmayalım ki Allah vardır ve bize verdiklerinin hesabını soracaktır.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.