MAVERADAN MACERAYA – Ana Giriş Kapısına Gidiniz

MAVERADAN MACERAYA – Ana Giriş Kapısına Gidiniz

İslam sarayına ancak iman kapısından girilir. Cennetin; selam, salât/rahmet, cihad, reyyan, hac, zekât/sadaka, eymen, zikir ve ilim adında iç kapıları vardır. Ana kapı Rıza kapısıdır. Bu taç mahal altın kapının anahtarı besmele, şifresi ise tevhid kelimesidir.

Allah’ın tövbe ve hacet kapısı, her an 7/24 kıyamet sabahına kadar açıktır. Rahmet melekleri herkesin maddi rızkını sabah namazından önce, manevi nasibini ikindi namazından sonra taksim eder ve kapılarına bırakır. Atalarımızın erken yatıp erken kalkma tecrübesi bundandır.

A’raf suresinin 40. ayetinde: “Bizim ayetlerimizi asılsız sayanlara, büyüklenip onlardan yüz çevirenlere göğün (rahmet ve bereket) kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyeceklerdir!” buyrulmaktadır. Bu yüzden kadim bir devlet ve Müslüman bir millet olarak Avrupa Birliği kapısı önünde hala bir dilenci edasıyla oturup beklemenin anlamı yoktur. Belli ki; bu tavır ve hareket gayretullah’a dokunmakta ve şühedanın kemiklerini sızlatmaktadır. Ashabül A’raf gibi olduk, artık yeter.

Yusuf suresinin 67. ayetinde Yakub aleyhisselam: “Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin.” diyerek Mısır’a farklı kapılardan girmelerini emretmiştir. Hz. Yakub’un tenbihinin sebeb-i hikmeti; nazar korkusu ve siyasi endişedir. Oğullarının görkemli ve kuvvetli bir şekilde şehre toplu halde girmeleri hem halkın hem de kralın dikkatini çeker, neticede başlarına bir hal ve bela gelebilirdi.

Bu tehlike ve endişeler günümüz için de geçerlidir. Kur’an-ı Kerim’i neredeyse bizden daha iyi okuyup araştıran ve analiz eden Jakop işin farkındadır. Bu yüzden ne şiş yanıyor ne kebap sönüyor. Türkiye, AB’ye tam üyelik için üzerine düşen ödevlerini yaptığı halde kapılar bir türlü ona açılmıyor.

Vaziyet, bizim Avrupa Birliğine girişimiz Kanuni Usulü olacaktır. Yahut biz üye olacağız, Avrupa Birliği dağılacaktır. E-devlet kapısı, milletin hem ana hem de baba kapısıdır. Bab-ı Ali’nin sanal âlemdeki yeni adı, Çankaya’da Bimer, Beştepe’de Cimer olmuştur. Bimer ve Cimer resmi hizmete mahsus yeni bir işlem ve dilek kapısıdır.

Safranbolu tarihi evleri ve konaklarına yolunuz düşerse kapı tokmaklarına dikkatli bakın. Osmanlı, bir sanat ve zarafet eseri bu kapılara büyük ve küçük iki tane kapı tokmağı koymuştur. Üstteki büyük tokmakların sesi kalın ve tok, alttaki küçük olanların sesi ince ve naif çıkıyor. Günümüzdeki kapı zilleri güya bu tokmaklarının yerine kullanılıyor. Kapucubaşı mahallesi misafirleri, zilleri taktı ciki ciki yaptı misali uyduruk melodiler ile karşılanıyor. Eski kapının madeni ve zembereği başka, yeni kapının ruhu ve tokmağı başkadır. Olsun, yine de altın kapı ağaç kapıya muhtaçtır. Ümit, fukaranın ekmek kapısıdır.

Özel hayatın ve aile mahremiyetinin korunması için evlere izin alarak, ana giriş kapılarından selam vererek girmek gerekir. Yangın, deprem vb. doğal afet ve olağanüstü durumlar hariç; bahçe duvarından atlayarak, mutfak penceresinden tırmanarak, balkondan sıçrayarak, kaba saba sözlerle nara atarak uyku, istirahat ve yemek saatlerinde cumburlop içeri dalmak edebe aykırıdır. “Dikkat köpek var!” uyarıları yerine, “Hoş geldiniz! Lütfen! Ana giriş kapısına gidiniz.” gibi levhalar asarak misafirleri kabul etmek en güzelidir.

Hacı Bektaş-ı Veli’nin, 4 kapı ve 40 makam ifadesini Yunus Emre; “şeriat, tarikat yoldur varana, hakikat marifet andan içeru.” şeklinde şerh etmiştir. Şeriatı olmayanın tarikatı, dini olmayanın mezhebi olmaz. Sorun zaten buradadır. Çatal kapının ne tosbağa kilidi kaldı, ne gürgen bastırağı. İyi ki; Rıza Kapısı önünde şüheda var Sultandan içeru. Allah encamımızı hayreylesin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.