EĞİTİM / Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme Sorunu “Ölçme ve Değerlendirmeye İlişkin Bazı Tespitler I”

Daha önceki iki yazımızda eğitim açısından ölçme ve değerlendirmenin önemi ve temel yanılgılarımızdan biri olan ölçme değerlendirme ile test ya da sınav ile eşleştirilmesinin yanlışlığını vurgulamaya çalışmış, üç temel bir de dolaylı olmak üzere dört amaçla ölçme değerlendirmenin yapılması gerektiğinin, her birinin eğitim sürecinin başarıyla sonuçlanması açısından önemli gereklilikler olduğunu açıklamaya çalışmıştık. Ancak bu yararlığın, ancak doğru ölçmelerle sağlanabileceğini belirtmiştik.
Bu yazımızda, doğru ölçme işlemi yapmak konusunu ele alacağız. Öncelikle “doğru ölçme nedir?” sorusuna cevap arayalım. Doğru ölçme, amacımıza en iyi şekilde hizmet edecek, yapılan hata miktarı olabildiğince düşük olan ölçmelerdir. Bu tanımlamada özellikle iki boyuta vurgu yapıldığı görülmektedir. Birincisi, amaca en iyi şekilde hizmet etmesi; ikincisi ise olabildiğince hatalardan arınık bir ölçme olması olarak ifade edilebilir.
1. Amaca uygun bir ölçme yapılması: Akıl sahibi insanların eylem ya da söylemlerinin çoğu amaçlıdır. Bu çerçevede, çoğu zaman (hemen hemen tamamında) ölçme ve değerlendirme işlemlerini de belirli amaçlarla yaparlar. Daha önceki yazıda bu amaçları genel olarak tanımak, biçimlendirmek ve sonuçlandırmak olarak ifadelendirmiş, buna bir de geribildirim almak amacını ilave etmiştik. Bu kapsamda genel ya da daha özel amaçlarımız olabilir. Belirtilmesi gereken husus, ölçme değerlendirmelerimizi amaçlı yapmamız gerektiğidir. Ölçme değerlendirme, yapmış olmamak için yapılmamalı; bir amaca odaklanılmalıdır. Öğrencinin seviyesini mi görmek istiyoruz, eksiklerini mi belirlemek istiyoruz, konuya nereden nasıl başlayacağımıza mı karar vereceğiz, anlatım hızını mı ayarlayacağız, anlatımdaki örnekleme sayımızı ya da kullanacağımız/kullanmayacağımız kavramları mı belirlemek istiyoruz, ders geçmesi ya da tekrarlaması tercihlerinde mi bulunacağız… Bu sorular artırılabilir.
Amacımızın çok iyi belirlenmesi, bize yol ve yöntem belirlemede yararlı olacaktır. Hangi ölçme aracını kullanacağımız, ölçme aracının kapsamında hangi soru ya da özellikler yer alacak, süre ne kadar olacak gibi daha birçok sorunun cevabı, ölçme değerlendirmedeki amacımızda gizlidir.
Diğer taraftan, seçilecek ölçme aracı, ölçmeyi amaçladığımız özelliğe (bilgi, beceri, duygu, zekâ, tahammül kabiliyeti, öğrenme hızı, okuma hızı, anlama hızı, boy, zaman, ücret, ısı vb.) uygun bir ölçme aracı olması gerekir. Bilgi ölçen bir araçla zekâ, zekâ ölçen bir araçla duygu, tutum ölçen bir araçla tahammül, kabiliyet vb. ölçülmemelidir. Ölçülürse bir sonuç çıkacaktır ama bu sonuç, karar vermemizde bizi yanıltacak bir sonuçtur. Bilgisini ölçtüğümüz bir araçla elde ettiğimiz sonuçtan hareket ederek çocuğun zekâsı, tutumu, becerisi vb. hakkında karar vermeye çalışmak, yanlış olacaktır. Okuma hızını ölçen bir araçtan elde edeceğimiz sonuçla anlama hızı hakkında yorum yapmak yanlış olacaktır.
Kısaca her bir amaç için farklı ölçme araçları bulunabilmektedir, ama her amaca uygun olan yalnızca bir araç ise yoktur, olamaz. O halde, amaca uygun olabilecek bir araç kullanmamız gerekir ama en uygun olanını seçebilmek bizim elimizdedir, dikkatli ve gayretli olduğumuzda bunu temin edebiliriz. Eğer doğru sonuçlara ulaşmak istiyorsak bunu temin etmek ve kullanmak zorundayız. Boy ölçmek için metre, mezura, ip, karış vb. kullanabiliriz. Her biri boy ölçmek için uygundur. Ama en uygun olanının, herkes tarafından aynı anlama geleceği için daha uygun olduğu söylenebilir.
Bütün ölçme değerlendirme işlemlerinin, geçmişe dayanarak o anı belirlemeye dönük olduğu ve alınacak kararların hep geleceğe dönük olduğu unutulmamalıdır. Buna göre, öğrencinin geleceğine ilişkin tahminde bulunmayı ve geleceğine hükmetmeyi esas aldığı; bu nedenle de önemli olduğu belirtilmelidir. Bu tahminler çok basit düzeyde ve etkisi sınırlı olabildiği gibi, çok etkili ve önemli kararları da barındırabilir. Bu tahmin üzere alınan kararlar; bir konuyu bir kez daha okumasının gerektiğine ilişkin bir karar olabileceği ve öğrencinin yarım saatine mal olacağı gibi, Üniversitelere girişte uygulanan sınavlarda, öğrencinin bir bölüme yerleştiğinde başarılı ve mutlu olacağı tahmininde olduğu gibi yıllara dönük mutluluk ya da mutsuzluk, başarı ya da başarısızlık gibi sonuçlarla sonuçlanan kararları da içerebilir.
O halde seçilen ölçme aracının, bizleri ölçme-değerlendirme yapıp karar verdiğimiz varlığın geleceği ile ilgili olarak doğru tespit ve kararlara ulaştırması gerekmektedir. Her ne kadar anlık ölçme/tespitler yapsak da o varlıkta ölçülen özellikle ilgili değişmeyen yönleri tespit etme konusunda yeterli olmasına dikkat etmek zorundayız.
Örneğin amacımız öğrencinin bilgiyi yorum gücünü tespit edip yorum gücü gerektiren bir mesleğe yönlendirmek ise soracağımız sorular ya da ölçeceğimiz özellik, yorumlanmış bir bilgiyi hatırlama gücü değil, bilgiyi yorumlama gücü olmalıdır. Bilmeliyiz ki hatırlama gücü iyi olan öğrencinin yorum gücü de iyi olmak zorunda değildir. İkisi birbirinden farklı yeterliktir.
Son olarak bu konuda belirtilmesi gereken bir yönün de, farklı amaçları bir arada ölçmeyi denediğimizde amaçlarımızın her birini temsil eden soru ya da ölçütlerin olması, yalnızca o özelliğe sahip olanlar tarafından cevaplanabilmesi/yapılabilmesi gerektiğidir. Bilenle bilmeyeni (özelliğe sahip olanla olmayanı) ayırt edemeyen ve ölçülmesi amaçlanan her bir özelliği kapsamayan bir ölçme aracının bize amacımız doğrultusunda doğru tespitler yapmamıza katkı sağlamasını bekleyemeyiz.
İkinci olarak, hatalardan olabildiğince arınık bir ölçme yapmak konusunu bir sonraki yazımızda ele almak üzere selam ve dua ile…