FIKIH / Nikâh-2

İslam’da nikâhın, yani evlenmenin pek çok hikmetleri vardır. Bunlardan bir kısmı şunlardır:
1- Neslin çoğalması.
2- Neslin muhafazası.
3- Zinanın önlenmesi.
4- İnsan fıtratında mevcut olan temayüllerin meşru yoldan tatmini.
Gerek erkek, gerek kadın evleneceği kişiyi seçerken çok dikkatli olmalıdır. Kadın erkeğin, erkek kadının güzelliğine, zenginliğine, makam ve mevkisine değil ahlâkının güzelliğine, dindarlığına, İslamî şahsiyetinin sağlamlığına bakmalıdır. Bir kadın veya erkekte hem dindarlık, hem diğer özellikler varsa nûrun alâ nurdur. Bu hususta Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Kadınla dört şeyi için evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için. Ey elleri toprak olası! Sen dindarını al.” (Buhari, Müslim)
“Kadınları güzellikleri için almayın. Belki güzellikleri helaklerine sebep olur. Malları için de olmayın. Kim bilir, malları onları azdırır. Onları dinleri için alın. Dindar olan kara ve burnu kesik bir cariye daha hayırlıdır.” (İbni Mace)
“Sevimli ve doğurgan kadınlarla evlenin. Çünkü diğer milletlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim.” (Ebu Davud)
“Dünya bir metadır. Onun en iyi metaı saliha kadındır.” (Müslim)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: “Ya Rasulullah! Kadınların hangisi daha hayırlıdır.” diye sorulduğunda şöyle cevap verdi: “Hayırlı olan kadın o kadındır ki, kocası ona baktığında mesrûr olur, bir şey emrettiği zaman yerine getirir. Namusunda ve malında kocasının hoşlanmayacağı bir harekette bulunmaz.” (Ebu Davud; Tirmizi)
Kadında olduğu gibi erkekte de aranacak en önemli özelliğin dindarlık olduğunu şu hadis-i şeriften anlıyoruz: “Size dininden ve ahlâkından razı olduğunuz biri geldiğinde ona kızınızı nikâhlayınız. Eğer böyle yapmazsanız yeryüzünde fitne ve büyük bir fesat çıkar.” Ya Rasulullah, eğer onda (fakirlik) varsa?” dediler. “Size dindarlığını ve ahlâkını beğendiğiniz biri gelirse ona kızınızı nikâhlayınız.” buyurdu ve bunu üç kere tekrar etti.” (Tirmizi)
Yukarıda zikredilen hadisi şeriflerden de anlaşılacağı üzere evlenecek eşler arasında aranan denklik dindarlıktır, ahlaktır. Zamanımızda dindar aileler bile çoğunlukla bu hususa dikkat etmiyorlar. Gerek kızları için, gerek erkek çocukları için zengin, makam ve mevki sahibi eşler arıyorlar. Dinî yönlerine, ahlâkî durumlarına pek bakmıyorlar. Bu durum her geçen gün İslam aile düzenine darbeler indiriyor. Müslüman toplumların İslamî yaşantılarını zaafa uğratıyor. İslamî meselelere bakış açılarında sıkıntılar doğuruyor. Aile ve toplumun dünyevîleşmesini çabuklaştırırken, İslamî hassasiyetlerini dumura uğratıyor.
Hâlbuki İslam’da fazilet ve üstünlük ne malda ne mülkte ne makam ve mevkide ne de soydadır. Üstünlük ve fazilet takvadadır. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en üstün olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır. Muhakkak Allah Alîm’dir, Habîr’dir.” (Hucurat, 13)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Haseb, yani kişiyi halk nazarında itibarlı kılan maldır. Kerem, yani kişiyi Allah katında yücelten şey de takvadır.” (İbni Mace)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e; “Ya Rasulullah, insanların hangisi daha faziletlidir?” diye soruldu. O da: “Kalbi mahmûm, dili doğru olan her mü’min kişidir.” buyurdu. Dediler ki; “Ya Rasulullah dili doğru olanı biliyoruz. Mahmûm kalb nedir?” O: “Mahmûm kalb, Allah’tan korkan, tertemiz, içinde günah, zulüm, kin ve haset olmayan kalbdir.” buyurdu. (İbni Mace)
Bir gün Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in önünden bir adam geçti. Yanında oturanlardan birine, “Şu geçen kişi hakkında ne dersin?” buyurdu. O da: “Eşrafdan biridir. Vallahi kız istese verilir. Bir şey hakkında konuşsa sözü dinlenilir.” dedi. Biraz sonra başka bir adam geçti. Yine o kişiye: “Ya bunun hakkında ne dersin?” buyurdu. Adam: “Ya Rasulullah! Bu Müslümanların fakirlerindendir. Kız istese verilmez. Bir şey hakkında şefaat etse kabul olunmaz. Bir şey konuşsa dinlenilmez.” dedi. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular:
“Bu kişi, yeryüzü dolusunca öbüründen hayırlıdır.” (Buhari)
Evliliğin üç mühim özelliği Kur’an-ı Kerim’de şöyle zikredilmektedir: “Kaynaşmanız, sükûnet bulmanız için kendi cinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, iyi düşünen bir topluluk için ibretler vardır.” (Rum, 21)
Ayette zikredilen üç mühim özellik şunlardır:
1- Kadının erkekte, erkeğin kadında rûhî ve bedenî sukûnet bulması, birbirleriyle kaynaşmaları.
2- Karşılıklı sevgi.
3- Şefkat ve merhamet.
Bir evlilikte bu mühim şartlar gerçekleştiği takdirde, evliliğin hikmetleri tezahür eder. Yani:
1- Neslin devamı.
2- Neslin korunması.
3- Zinanın önlenmesi.
4- Fıtrî temayül ve ihtiyaçların meşru yoldan tatmini, doruk noktada gerçekleşmiş olur.