Cehennem

Cehennem

“Nefsini kirletip gömen de ziyan etmiştir.” (Şems, 10)

Allah’ın yarattığı hiçbir şeyde düzensizlik yoktur. Yine Rabbimizin kurduğu bu düzende uyumsuzluk ve bundan kaynaklanan zulüm ve haksızlık da asla yoktur. Hatta insan ve diğer canlılar için yararsızlık da söz konusu değildir. O, hiçbir şeyi abes olarak boştan yere oyun ve oynaş olsun diye yaratmamıştır.

İnsanoğlu bu kısa hayatında hep mutlu olmak, hep neşeli ve kazançlı bir hayat yaşamak ister. Bu hayatı sağlamak için de etrafında hep güzel insanlar ve güzel bir çevre olsun ister. Nur yüzlü, içi dışına yansımış, ipek kadar saf, kar kadar temiz insanlar ve misk kokulu tertemiz güller açmış bir çevre hayal eder.

Yüce Rabbimizin yarattığı dünya tam da böyle bir dünyadır. Ne yazık ki bu âlemin tek değerlisi, akıllısı ve dünyayı dizayn yeteneğine sahip varlığı olan insan dünyayı ve kendisini ilahi nizamın razı olmayacağı bir şekilde tasarlamakta ve tabiata aykırı davranmaktadır. Her insan Efendimiz’in ifadesi ile “fıtrat üzere doğar.” Kendi tabii yaratılışı hakka ve hakikate açık ve âşık olarak yaratılır. Bu kuldaki bozulma çevresindekilerin etkisi ile olur. Onlar önce, o insan sorumlu çağa gelince inancını bozarlar, onu yanlış inançlara sürüklerler, sonra da bu yanlış inancın ürettiği bozuk insan ve doğa çevresinde iskâna zorlarlar.

Her şeyi bozup tahrip ettikten sonra hiçbir şey olmamış gibi tertemiz bir hayat yaşayacağını zannedenler elbette yanılmaktadır. Herkes bozulmaya katkısı kadar dünyevi ve uhrevi ıstırabı çekecektir. Çocuğunu ‘ilahi’ terbiyeden uzak yetiştirip yanlışlara alıştıran anne, baba, çevre ile bu kötü sistemin kurucuları ve işleticileri cezalarını çekecekleri gibi. Kendini yanlışlara karşı frenlemeyen ve bu kötü gidişattan memnun kişiler de kendi nefislerine yaptıkları zulmün ıstırabını çekeceklerdir.

Dünyada bu ıstırabın karşılığının rüsva edici bir hayat olduğu ve ahirette de cehennem olduğu birçok ayet-i kerimede ısrarla vurgulanır. İlk örnek Bakara suresinden; Musa aleyhisselam Allah adına kavminden söz almıştı. Sözün gereğini yerine getirmeyen günahkârların nasıl bir aşağı hayata mahkûm olduklarını ve ahirette nasıl olacaklarının ibret vesikası bize şöyle özetlenir;

“… Sonra sizler öyle kimselersiniz ki kendilerinizi öldürüyorsunuz ve sizden olan bir grubu diyarlarından çıkarıyorsunuz, onlar aleyhinde kötülük ve düşmanlık güdüyor ve bu konuda birleşip birbirinize arka çıkıyorsunuz, şayet size esir olarak gelirlerse fidyeleşmeye kalkıyorsunuz. Hâlbuki yurtlarından çıkarılmaları size haram kılınmış idi. Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şu halde içinizden böyle yapanlar, netice olarak dünya hayatında perişanlıktan başka ne kazanırlar, kıyamet gününde de en şiddetli azaba uğratılırlar.” (Bakara, 85-86)

Allah’ın düzenine uygun yaşayanlara ahiret hayatında da zulüm ve haksızlık asla yoktur. Onlar Adn, Naim, Firdevs… cennetlerinde eşleriyle, dostlarıyla tam ve müreffeh bir hayat yaşarlar.

CEHENNEM: Derin kuyu, ahirette kâfir ve günahkâr kimselerin azap çekecekleri ceza yeridir. Kâfir, münafık ve müşrikler cehennem’de ebedî kalırlar, orada ölmezler ve azapları hafifletilmez. Tövbe etmeden günahkâr olarak ölen ve Allah’ın kendilerini affetmediği mü’minler ise cehennem’de ebedî kalmazlar. Kendilerine günahları kadar azap edilir. Sonra oradan kurtulup cennet’e girerler ve orada ebedî kalırlar.

Allah cehennem’i diğer yaratıklardan önce yaratmıştır ve şu an da mevcuttur, yok da olmayacaktır. “Cehennemin yedi kapısı vardır. O kapıların her biri için birer grup ayrılmıştır.” (Hicr, 44) “Şüphesiz ki münafıklar cehennemin en aşağı tabakasındadırlar.” (Nisa, 145)

Cehennem’de görülecek azabın miktar, şiddet ve şekillerini ancak Allah ve Resulü’nün bizlere bildirmesiyle ve bildirdikleri kadarıyla bilebiliriz. Kur’an-ı Kerim’de belirtildiğine göre bu kapı veya tabakalar şunlardır:

1- Cehennem: Derin kuyu. “O inkârcı kâfirlere de ki; siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne fena bir döşektir.” (Âl-i İmran, 13)

2- Lazâ: Dumansız ve katıksız alevli ateş. “… Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını, eşini ve kardeşini, kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki tek kendini kurtarabilsin. Hayır, o alevlenen bir ateştir (Leza). Derileri kavurur, soyar.” (Mearic, 11-16)

3- Saîr: Çılgın ateş. “Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü gidilecek yerdir o! Oraya atıldıklarında onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. Az daha öfkeden çatlayacak. Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: “Size korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi?” diye sorarlar. Derler ki: “Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.” dedik. Ve derler ki: “Eğer biz dinleseydik yahut düşünüp anlasaydık şu çılgın ateşin (Seîr) halkı arasında bulunmazdık!” Böylece günahlarını itiraf ederler. O çılgın ateş halkı (Allah’ın rahmetinden) uzak olsunlar!” (Mülk, 6-11)

4- Sakar: Kızıl ateş. “Ben onu Sekar’a (cehennemine) sokacağım. Bilir misin sen, nedir o Sekar? Ne geriye bir şey bırakır ne de ayrılır gider. Durmadan derileri kavurur. Üzerinde on dokuz (melek) vardır.” (Müddesir, 26-30)

5- Hâviye: Düşenlerin bir daha dönemediği uçurum yer. “Kimin tartısı hafif gelirse onun anası da hâviye (uçurum)dir. O uçurumun ne olduğunu sen nereden bileceksin? O, kızgın bir ateştir.” (Karia, 8-11)

6-Hutame: Kalpleri saran obur ve kızgın ateş. “Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanları arkadan çekiştirip kaş göz hareketleriyle alay edenlerin vay haline! Malının kendisini ebedi yaşatacağını sanır. Hayır, and olsun ki o hutame’ye atılacaktır. Hutame’nin ne olduğunu bilir misin? O, kalplerin içine işleyecek, Allah’ın tutuşturulmuş bir ateşidir. Cehennemlikler dikilmiş direklere bağlı oldukları halde o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır.” (Hümeze Suresi)

7- Cahim: Alevleri kat kat yükselen ateş. “İnkâr eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennemliktirler. (Cehîm)” (Maide, 10)

Rabbim hepimizi muhafaza buyursun.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.