ARİFLERİN NASİHATLERİNDEN

Şiblî -rahimehullah-’ın şu nasihatlerini bize naklettiler:
Dünyayı bütün yönleriyle görmek istersen bir çöplüğe bak. İşte dünya odur. Nefsine bakıp görmek istersen, bir avuç toprak al ve ona bak. Zira sen ondan yaratıldın, sonunda da ona gireceksin. Ne oldu ğunu görmek istersen yediklerinin son haline bakman yeterlidir. Hali böyle olan birisinin, kendisi gibi olanlara karşı kibirlenip boy göster mesi nasıl mümkün olur?
Bir başkası da şöyle der:
Bütün himmet ve gayreti midesine giren şeylere olan kimsenin kıymeti, kendisinden dışarı çıkan şeyler kadardır.
İbrahim b. Ethem bir kardeşine yazdığı mektupta şunları söyler:
“Bismillâhirrahmânirrahim.
Zatına karşı isyan helâl olmayan Allah’tan korkup, takvaya riâyet etmeni sana tavsiye ederim. O’ndan başkasına umut bağlanmaz. Ger çek zenginliğe de, ancak O’nunla erişilir. Kim de Allah’a sığınıp baş kasına karşı müstağni olursa, izzet kazanır. Gözü gönlü doyar. Basiret gözü açılıp ta hakikatleri müşahede edince, baş gözüyle gördüğü dün yevî güzellikleri terk edip daha başka güzellikler âlemine kanat açar. Dünyanın sadece helâl olanına razı ol. Ondan ancak belini doğrulta cak kadar yiyecek ve avret mahallini örtecek kadar bir giyeceğe razı ol. Onun da kalın ve serti olsun. Vesselam.”
Rasûl-ü Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurmuşlar dır ki:
“Ademoğluna belini doğrultacak üç beş lokma yeterlidir.” (Tirmizi, Zühd, 47)
Ömer b. Abdülaziz ile ilgili şöyle bir olay anlatılır:
Hilâfet makamına geçmezden önce, kendisine üç bin dirhemlik bir elbise getirilmiş, o da onu sert bulmuş. Halife olduktan sonra ise, sa tın alması için bir elbise takdim edilmiş, üç dirhem karşılığında satın alıp giyince elbiseyi ince bulmuş ve şöyle söylemiş: “Keşke bunun ka lın ve serti olsaydı.”
Ey kardeşim! Bir bak, halife olmazdan önceki Ömer nerede? Ha life olduktan sonraki Ömer nerede? Allah ondan razı olsun. İşte Al lah’ın kullarının işlerini bunun gibilerin üzerlerine almaları gerekir.
İbnü’s-Semmâk kendisinden dünyayı değerlendirmesini isteyen bir kardeşine şunları yazdı:
“Bilmiş ol ki, Allah Teâlâ dünyayı, nefse hoş gelen şeylerle (şehvetlerle) donattı. Sonra da onu âfetlerle doldurdu. Helâline musibetle ri, haramına ise birçok zulümleri karıştırdı. Helalin hesabı, haramının ise azabı vardır.” Öğütler Pınarı – İbn Arabî