Neyi Okumalı? Nasıl Okumalı?

Neyi Okumalı? Nasıl Okumalı?

Okuma özürlü bir toplum haline geldik. Zorunlu olmadıkça okumuyoruz. Zorunlu okunanlar da gereği gibi anlaşılmaz. Anlaşılmayan şeylerden de fayda gelmez. Faydasız okumalar da zaman israfıdır. Eğitimin adını bile “zorunlu” koyduk. Okumayı zorla yaparsanız, şunu bilin ki zorunlu okuma sorunlu okumadır, sorunları hiç bitmez.

Çevremize bakalım, zorla okutulanlardan kaç kişi başarılı olmuştur? Başarılı olanların çoğu, ya kendi isteği ile ya da çevresinin bilinçli yönlendirmeleri ile okuyanlardır. Öncelikle insanlara okumanın, öğrenmenin sevdirilmesi, gerekliliğinin öğretilip ikna edilmesi lazımdır. Bu yapılmadan insanlara zorla bazı şeyler okutsanız da bir şeyler öğretemezsiniz. Okumadan da nefret ettirirsiniz.

Yıllar önce bir akraba ziyaretinde ev sahibine, okulu kaçıncı sınıftan terk ettiğini sorduğumda, ondan önce hanımı cevap verdi. “Hocam, okumaya o kadar alerjisi var ki, alt yazı gelince kanal değiştiriyor.” demişti. O da öğretmenlerinden şikâyetçi idi.

Okumayanlar suçlu da, okutanların hiç mi suçu yok? Bu memlekette yıllarca milletin geçmişiyle, inancıyla, örf ve adetleriyle alay eden kitaplar okutturuldu. Allah’ın kitabının okutturulması yasaklandı.

Okuyanlar ikinci sınıf vatandaş/insan muamelesi gördü. İmam Hatiplilerin üniversite okumaları engellendi. Milleti okuldan, okumadan soğuttular. Aileler “Çocuklarımız dinsiz yetişecek!” diye evlatlarını okula gönderemediler.

Rabbimiz buyurdu ki:
“Yaratan Rabbinin adıyla oku!” (Alak, 1)
“Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku.” (Kehf, 27)
“Kendilerine kitap verdiğimiz kişiler, onu gereği gibi okurlar.” (Bakara, 121)

Okumaya Rabbin adıyla Rabbin kelamını okumakla başlanmalı, sürekli de okunmalıdır. Müslüman, üniversite bitirmiş, yüzlerce kitap okumuş; soruyorsunuz, Allah’ın kitabını bir kez okumamış. Okuyanlar da anlamadan okumuşlar. Arapça hatmetmişler ama Arapça bilmedikleri için anlamamışlar. Hatim olmaz diye de mealini okumamışlar. Sık hatmeden bir hanımefendiye diyorlar ki “Biraz da meal oku.” Daha sonra soruyorlar “Okudun mu?” diye. “Evet, okudum ama kafam karıştı, tekrar hatmetmeye başladım.” diyor.

Anlamadan okumak kolay, yaşadığı kulluk ayrı, Rabbinin, kendisinden istediği kulluk ayrı, elbette kafası karışır. Allah’ın vahyi, kafa karıştırmaz, kafa düzeltir. Anlamadığın yerler varsa bilenlere veya tefsirlere müracaat edersin. Nedense din konusunda ihtilafları konuşmak insanların hoşuna gidiyor. Kesin hakikatlerle yüzleşmekten korkuyorlar.

Rabbimiz buyurdu ki:
“İyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık.” (Zuhruf, 3)

Okumaktan maksat bilmektir, bilmekten maksat anlamaktır, anlamaktan maksat, uygulamaktır. Okuyup bildiği halde uygulamayanlara, ne okumanın ne de bilmenin faydası olur. Çoğu kimseyi yılan ısırmamıştır ama herkes ısıracağını bildiği için ondan sakınır.

Rabbinin adıyla, Rabbinin vahyini gereği gibi okuyabilenler, kendini okuyup kendini anlar, dünyayı okuyup dünyayı anlar, ahireti okuyup ahireti anlar ve gereğini yapar. Rabbinin adı ile okuyabilenler ancak kurtuluşa erebilir. Rabbinin adıyla okuyanlar hayır okur, hayır konuşur, hayır yapar, insanlığın hayrına çalışır. Okuyan okuduğunu önce kendisi için okumalıdır.

Rabbimiz buyurdu ki:
“Siz Kitabı okuyup durduğunuz halde, kendinizi unutup başkalarına iyiliği mi emrediyorsunuz? (Yaptığınız çirkinliği) Anlamıyor musunuz? (Bakara, 44)

Rabbimiz gönderdiği vahyin “gereği” gibi okunmasını emrediyor. Peki, gereği gibi okumak nasıl olacak? Gereği gibi okuyanların tutum ve davranışları nasıl olur? Rabbimize kulak verelim:
“Onun ayetleri kendilerine okunduğu zaman onların imanlarını artırır.” (Enfal, 2)

Sahabeden bazılarının ganimetler konusunda takındığı tavırdan dolayı, mü’minlerde bulunması gereken bazı vasıflar zikredilmiştir. Allah anıldığında mü’minlerin kalbleri ürperir. Ayetler okunduğu zaman bu ancak mü’minlerin imanını artırır. Mala mülke evlad ve iyale güvenmeyip mülkün gerçek sahibi olan Allah’a güvenirler. Namazı çok itina ile ifa ederler. Allah’ın verdiği rızıktan başkalarını da faydalandırırlar.

“Kendilerine Rahman’ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.” (Meryem, 58)

“Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizli ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.” (Fatır, 29)

Allah’ın kitabını ondaki emir ve yasaklara uymak için okur.

Rabbimiz buyurdu ki:
“De ki: ‘Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşru bir hak karşılığı olmadıkça Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.” (En‘am, 151)

Allah’ın kitabını okuyanların, Rabbimiz yanındaki kıymeti o kadar büyük ki onlar adına yemin bile ediyor:
“Zikri (Allah’ın kelamını) okuyanlara and olsun ki” (Saffat, 3)

Neyi niçin okuduklarının farkında olmayanlar, okuduklarının hayrını göremezler.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.