Derinden Derine

Derinden Derine

Derin derin, ciddi ciddi düşünmek gerekir.

Yüzeyselliğin bir ur gibi bütün dünyayı sardığı bir zamanda bu iş belki rağbet görmez ama problemlerimizi çözmenin başka yolu da yoktur.

Derinden düşünmek gerekir. Pansuman tedbirlerle kendimizi aldatmak istemiyorsak, bizi dinleyenleri yanıltma suçu işlemeyeceksek bu böyledir.

“Fikren halledilmeyen meseleler fiilen de halledilemezler.” Hayal düşünceden de önemli ve önceliklidir. “Her güzellik önce hayalde başlar.” Buyrulmuş ki “Dünyanın bütün acılarını dindirecek bir rüya görmeyi sürdür.” Sürdür ki çıtayı yüksek, uykunu geniş tutmuş olasın. Oynamışken büyük oynayasın. Yüce yaratıcı ‘Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler.’ derken hedefi çok büyütmüştür. “Yeri göğü etkileyecek eserleri Müslümanlar yazsın” istemiştir. Azıcık okuyup azıcık düşünmekle, “iki dirhem bir çekirdek” yazmakla insanlık kültürel yönden yetişmiş olmuyor.

Yerlerin, göklerin niçin yaratıldığını, âlemdeki her bir varlığın yaratılış maksadını düşünmek gerekir. “Arada bir insan yapımı olmayan bir şeye dikkatle bak; bir dağ, bir yıldız, akan bir nehrin kıvrımlarına. O zaman bilgeliği ve sabrı bileceksin. Daha da ötesi, bu dünyada yalnız olmadığını.” (Sidney Lovett)

Derinden derine düşünmek gerekir, insan olmanın manasını. Müslüman olarak temel misyonumuzu.

Düşünmek gerekir “liya’büdün” sırrını. “Liya’büdün”ün çapını. İhsan sırrını da yanına koyup bir kere daha, ciddi ciddi düşünmek gerekir.

Âlemlerden müstağni olan Yüce Allah bizi yaratmaya neden lüzum hissetti? “O’nu idrak edelim, takdir edelim” diye mi düşündü?

Hayır hayır, meselenin abdest alıp namaz kılmakla bitmediğini, aksine yeni başladığını düşünüyorum.

Derinden derine düşünmek gerekir, “olanı ve olması gerekeni.” Olanla olması gereken arasındaki farkı kavradığımız gün, büyük bir gün olacaktır.

Düşünmek gerekir, “Allah için çalışmanın ne anlama geldiğini.” Derinden düşünme gerekir “âlemin âlemini.” Dünyanın neresinde, hangi üniversitesinde nelerin konuşulduğunu düşünmek gerekir.

Derinden derine düşünmek gerekir, Ümmet-i Muhammed’in hâl-i pürmelâlini. “İnanıyorsanız en üstün sizsiniz.” bildirisini, bir de olup bitenleri ciddi ciddi düşünmek gerekir.

Düşünmek gerekir, toprakların Müslüman kanına neden doymadığını. “Allahu Ekber” deyip baş kesmeyi cihad sananların hangi eğitim ve eritim tuzaklarında ma’mûl hale getirildiğini.

Düşünmek gerekir, adalet eksenli bir dünyanın neden kurulamadığını. Adaletin muhafızlarının nerelerde kaldığını. Laf kalabalığına, hamasi söylemlere itibar etmemeli.

Düşünmek gerekir, derinden derine, iki milyar Müslümanın başının nerede kaldığını. Neden başların ayak, ayakların baş olduğunu. “Akılsız başın derdini ayaklar çekermiş.” Neden aklın “çamura batmış eşek” kabul edildiğini bir kere daha “zülfü yâre” dokuna dokuna düşünmek gerekir.

Düşünmek gerekir, neden Müslüman aklının bilim, düşünce ve teknik üretemediğini. İki milyarlık Müslüman dünyanın neden insanlığa bir şey sunamadığını.

Şanlı Kitabımızın neden bizi şanlı hale getiremediğini yeniden yeniden, ciddi ciddi düşünmek gerekir.

Tarihin kırılma noktalarını, kıranların kimler olduğunu ve niçin kırdıklarını düşünmek, bilmek ve yüksek sesle söylemek gerekir.

Kur’an “düşünen bir kavme” ithaf edilmişken neden hatim sürmelerle iktifa edilmiştir? Bir kere, bir kere daha düşünmek gerekir.

Ölümü ve sonrasını derinden derine düşünmek gerekir.

“Bugün yine ölümü iyice düşündüm

Sanki girdim mezara kar altında üşüdüm.”

Ölüm konuşunca her şey susarmış. Susmalı ve durup düşünmeli ölümü.

“Öleceksek, niye doğduk acaba?”

Düşünmeyeceksek, “kendimiz çalıp kendimiz oynayacağız.” bir fasit dairede dönüp duracağız demektir.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.