YOM YERUŞALAYİM (Kudüs Günü)

YOM YERUŞALAYİM (Kudüs Günü)

Kudüs İbranice adıyla Yeruşalayim Yahudiler için kıble ve kutsal bir şehirdir. 1860 yılına kadar Kudüs; Yahudi, Müslüman, Ermeni ve Hristiyan olmak üzere dört mahalleden meydana gelen duvarlarla çevrili bir şehirdi. Osmanlı imparatorluğu zamanında (1516-1918) bir taşra eyaleti olan Kudüs, İngiliz mandası yönetimi sırasında(1918-1948)  içinde yaşayan her topluluğun özelliğini yansıtan bir şehir olmaktan çıkamaya başladı. 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasıyla Arap-İsrail savaşları başlamış oldu.

19 Yıl boyunca şehir beton duvarlar ve dikenli tellerle iki kısma ayrıldı. 1967 Yılında yapılan altı gün savaşının üçüncü gününde yani 7 Haziran 1967 Tarihinde İsrail’in paraşütçü birlikleri eski kentin Aslanlar kapısından içeri girerek şehri ele geçirdiler. İsrail devleti 12 Mayıs 1968 tarihinde Kudüs’ün yeniden birleşmesi ve İsrail’in başkenti olmasının anısına 28 Iyar tarihinin her yıl Yom Yeruşalayim adı altında Ulusal bayram olarak kutlanmasına karar verdiler.

Yahudilerin kıblesi sayılan Süleyman mabedinin bir zamanlar inşa edildiği bu şehir İsrailoğulları’nın hem dinî hem politik merkezi olmuştur. Siyon kelimesinin Kudüs’ün adlarından biri olduğu göz önüne alındığında, Siyonizm kelimesinin de Kudüsçülük anlamına geleceği ortaya çıkmaktadır.

Kudüs Yahudilerin tarihine Hz Davud ile girmiş olsa da Hz Süleyman zamanında buraya bir mabed yapılmasıyla şehir dini bir anlam kazanmaya başlamıştır. Hz Süleyman’ın vefatından sonra bâmâ adıyla anılan ibadet mekanlarına tapınan İsrailoğulları, Kudüs’ü ayrıcalıklı ibadet merkezi olarak tanımışlardı. Kudüs’ün kutsallaşması Hizkiya (mö727-697) ve Yoşiyahu (MÖ 640-603) zamanında aşama kaydetmiştir. İbadetin merkezileştirilmesi siyaseti gereği bâmâlara savaş açmışlardır. Bâmâlar, Süleyman mabedinin alternatifi olduğu için ortadan kaldırılmıştır. Kutsallaşma sürecinde ki son aşama m.ö. 586 da yaşanan Babil Sürgünü ile gerçekleşmiş, sürgün hayatı vatan özlemine dayalı kutsallık düşüncesini geliştirmiştir.

Yahudi kutsal metinlerine göre “Ey Kudüs Seni unutursam sağ elim kurusun. Seni anmaz, Kudüs’ü en büyük sevincimden üstün tutmazsam, dilim damağıma yapışsın” (Mezmurlar 137) dualarında bulunulur. Yahudi din uleması Hz Adem’in yaratılması için toprağın Kudüs’ten alındığını, nitekim tüm dünyanın siyondan yaratıldığını, Kudüs’ün dünyanın merkezi olduğunu, göklerin kapısı olduğunu ve haşrın Kudüs’te gerçekleşeceğini belirtmişlerdir.  Onlara göre tanrı dünyayı yaratırken güzelliği on parçaya taksim etmiş bunun dokuzunu Kudüs’e vermiştir.

Tanrının Kudüs’te oturduğu inancı, buranın kıble olmasını ve ibadet sırasında buraya dönülmesine gerekli kılmaktadır. Yahudi din uleması Mesihin geleceğini,  Yahudilerin yeniden Kudüs’ü ele geçirerek devlet kuracaklarını, Kudüs’ün yeniden eski ihtişamına kavuşacağını sıkça dillendirmişlerdir. Kudüs’ün hem gökte hem yeryüzünde var olduğunu ve yeryüzündeki mabedin yıkılmasına rağmen göksel mabedin varlığını devam ettirdiğini, ahir zamanda göksel Kudüs’ün ve mabedin aşağı ineceğini iddia etmişlerdir.  Bu bilinçle Yahudiler her zaman Kudüs’ü hafızalarında canlı tutmuş, dualarında “Gelecek yıl Kudüs’te” diyerek buraya olan dönme arzularını artırmışlardır.

Kaynakça: 19 Mayıs üni. Doç. Dr. Cengiz Batuk

                    Sinop Üni. Arş. Gör.Rabia Mert

        

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.