Varsın Hayal Olsun

Ben on yedi yaşındayım. Kocaman dünyamda hala küçücük bir çocuğum aslında. “Daha çocuksun sen!” diyen bir annem, beni “Küçücüğüm” diye seven bir babam olmasa da…
On yedi senenin her saniyesini bir asır gibi yaşadım. Çünkü çok ağırdı hayat küçük omuzlarımda. Hayat hikayem nasıl başladı, gözlerimi hayata nerede açtım, ilk adımlarımı kimlerin kucağına doğru attım bilmiyorum. Bildiğim tek şey Rabbimin bana bu hayat senaryosun da “yalnız kovboy” rolünü verdiğini…
Okula başladığım ilk gün boğazıma düğümlenen, yüreğimi kemiren bir acının; kıskançlık mı, imrenme mi bilemediğim bir duygunun da ilk günüydü. Bahçede benim gibi okula yeni başladığı belli olan çocuklar görüyorum. Bazılarının bir elinden annesi, bir elinden babası tutmuş bazıları annesinin eteğine sarılmış sımsıkı… Bazı anneler de çocuğunun bu mutlu gününde gözyaşlarına hâkim olamıyor. İçime akıttığım gözyaşları içinde düşünüyorum ben de: “Annenin elinden tutması nasıl bir şey acaba?” Tabii bilemezdim o zaman, bu acının beni her anneler babalar gününde, her veli toplantısında, her bayramda yoklayacağını…
Bu merhametsiz yalnızlık çemberinde büyüdüm gittim işte. Babamın güvenli kucağına yaslanamadan. Annemin tarif ettiği pastayı mutfağı berbat ederek yapmadan, sürpriz olsun diye çamaşır yıkamaya girişip bütün beyazları maviye boyamadan, hastalanınca annesi çocuğun nazına nasıl oynar bilemeden… Yalan söyledim veya okuldan sinemaya kaçtım diye azarlanmadan… Büyüdüm gittim işte…
“İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar” diyor Yahya Kemal. Kaleminin ucunda benim de bir ailem var aslında. Varsın hayal olsun. Seneye üniversite sınavına girdiğim okulda beni bahçede dua ederek bekleyecek bir babam var. Gelinliğin bana ne kadar yakıştığını söylerken gözleri dolan ve “Allah yerine yakıştırsın, yüzünü güldürsün kızım” diyecek son görüşmemizmiş gibi sımsıkı sarılan, hünerli ellerinden, nurlu yüzünden öptüğüm bir annem var. Her namazında beni dualarından eksik etmeyen. Haa! Bir de erkek kardeşim var, eniştesine: “Ablamı üzersen külahları değişiriz bak!” diyen. Varsın hayal olsun…
Ben on yedi yaşındayım. Yetiştirme yurdunun soğuk nefesinin emzirdiği çocuğum… Benim bir ailem olmadı ama ben iyi bir aile olacağım…