Ümmü Süleym “Teslimiyet Kahramanı”

“Cennete girdim; bir (ayak) hışırtısı duydum.
Bir de ne göreyim Milhan’ın kızı Rumeysa değil mi?”
(Müslim, Fezâilü’s-Sahabe, 105)
Her insana isminden bir nasibi vardır derler. Ümmü Süleym’in asıl adı Rumeysa’dır. Rumeysa; hoş ve nazik kadın anlamlarının dışında aynı zamanda takımyıldızının en parlak yıldızı demektir. Rumeysa bint Milhan da hanımlar âlemi içeresinde ışığı nuru en parlak olanlardan biridir. Hayat defterinin sayfalarını araladığımızda bize hem bir eş, hem bir anne, hem de bir davetçi olarak mesajlar verecektir.
Neden Teslimiyet Kahramanı?
Teslimiyet bir Müslüman’ın olmasa olmaz vasfıdır. Ancak kolay bir azık da değildir. Teslimiyet, çaresiz anlarımızda, karanlık günlerimizde yolumuzu aydınlatan bir ışıktır. Ümmü Süleym’in ona ‘Teslimiyet Kahramanı’ dedirten teslimiyetinden bizde ders çıkartıp yolumuzu aydınlatabiliriz inşallah…
Teslimiyet Kahramanı denilmesinin nedeni Ümmü Süleym’in kendisine ser levha olarak edindiği iki ilkeye dayanmaktadır. Bu ilkelerden birisi “iyiliğe karşı isyan etmemek ve kaderine rıza göstermek” diğer ilke ise “kocasının yaptığı iyilikleri hiçbir zaman unutmadan ona itaat etmek, onun yaptığı iyiliklere karşı nankörlük etmemek”tir. Bu iki ilkenin de ortak mesajı teslimiyettir. Ümmü Süleym hayatını bu ilkeler ışığında devam ettirmiştir.
Nasıl Bir Eş?
Evlilik, bir insana eş olmak hem büyük bir hazine hem de büyük bir imtihandır. Ümmü Süleym bu konuda imtihanı da hazineyi de yaşamıştır.
Ümmü Süleym iman ettikten sonra sorumlu bir eş ve sorumlu bir anne olarak eşine ve çocuklarına İslam’ı öğretmeye çalışır. Ancak eşi Malik b. Nadr öfkelenerek Ümmü Süleym’i tehdit eder. Bir gün Malik b. Nadr eve geldiğinde Ümmü Süleym’in 9 yaşındaki Enes’e şehadet cümlelerini öğrettiğini görünce onları bırakıp Şam’a gider ve daha sonra orada vefat eder. İnsan ile imtihan beraber yazılmıştır ya Ümmü Süleym başına gelen bu duruma rıza gösterir ve teslim olur. İki çocuğu ile birlikte iki sene dul kalır.
İki senenin sonunda Medine’nin en zengin, en soylu adamlarından olan Ebu Talha künyesi ile bildiğimiz Zeyd b. Sehl kendisine talip olur. Ümmü Süleym’in kararı ise olumsuzdur. Ebu Talha nedenini sorduğunda Ümmü Süleym, eşinin onları Müslüman oldukları için terk ettiğini kendisinin de ancak Müslüman olursa onunla evlenebileceğini ve Müslüman olması karşılığında mehrinden vazgeçeceğini söyler. Daha sonra Ebu Talha’ya ağaçtan yonttukları putların onlara hiçbir faydasının olmayacağını açıklayarak tebliğde bulunur. Ebu Talha’nın Müslüman olmasına vesile olur ve evlenirler.
Bu evliliklerinden Ebu Umeyr adında bir çocukları olur. Ebu Umeyr çocukken hastalanır bu sırada Ebu Talha ise ticari bir maksatla Medine dışındadır. Ebu Talha’nın geleceği gün Ebu Umeyr vefat eder. Anne Ümmü Süleym oğlunu yıkar ve kefenler. Ebu Talha geldiğinde Ebu Umeyr’in vefat ettiğini söylemez. Eşinin ihtiyaçlarını karşılar. Sabah namaz için uyandıklarında Ebu Umeyr’in vefat ettiğini eşine söyler. Bu durumu anlamak zordur. Nasıl bir anne çocuğunun ölümüne sabredip eşinin bu habere hazır olmasını bekleyebilir? Teslimiyeti azık edinen bir hanımın tavrı değil midir bu?
Nasıl Bir Anne?
Kendisini çocuklarına adayan bir annedir Ümmü Süleym. 2 yıl dul kaldığı süre boyunca tek işi çocuklarına Peygamber sevdasını aşılamaktır. Doğrusu bu değil midir? Seven sevdiğine benzer, seven sevdiğinin yolundan gider. Ümmü Süleym Peygamber sevdasını çocuklarına aşılarken önemli bir noktada bize mesaj verir. Söyledikleri sözde kalmaz aynı zamanda da söylediklerini kendisi de yaparak örnek bir anne olur.
Efendimiz aleyhisselam Medine’ye hicret ettiğinde bütün Ensar Efendimizi ziyaret ederek ona hediyeler sunar. Ümmü Süleym’in hediyesi ise bellidir. Oğlu Enes’i Efendimize aleyhisselam hizmet etmesi için hediye edecektir. Ümmü Süleym’in yaptığı hem büyük bir infak hem de büyük bir imtihandır. Bir anne olarak bu durum elbette zordur ancak teslim olan bir annenin, kendini Allah için adayan bir annenin ortaya koyacağı tavır şüphesiz böyledir. Meseleye bir çocuk olan Enes b. Malik’in gözünden bakacak olursak bir çocuğun bunu kabul etmesi hiç görmediği bir insana hizmet edecek olması anlaşılması zor bir durumdur. Ancak unutmamak gerekir ki Enes b. Malik önce anne mektebini bitirmiştir. Anne mektebinde Allah’a imanı, Peygamber’e sevdayı ve kardeşlik hukukunu öğrenmiştir. Şimdi de sıra Suffa Mektebi’nin talebesi olmaktır. Bu durumda Efendimiz aleyhisselam, Enes b. Malik’i baştan inşa etmeyecek var olan bilgiler üzerine yenilerini ekleyecektir.
Adayan da adanan da olmak kolay değildir. Ancak bu kapıyı açan bir anahtar varsa o da Peygamber sevdası ve teslimiyettir.
Rabbim bizlere de Ümmü Süleym gibi bir hanım, bir eş, bir anne olmayı nasip eylesin. Teslimiyeti azık edinmemiz duası ile…
Hayatından Mesajlar
- Teslimiyet bir Müslüman’ın olmazsa olmaz vasfıdır, onu istenilen düzeyde hayatına hâkim kıl ki gerçek manada iman ehli olabilesin.
- Hanım isen itaat erkek isen meşveret, ideal bir eşin olmazsa olmaz vasfıdır, onu istenilen düzeyde hayatına hâkim kıl ki evini Cennet kılabilesin.
- Muhabbet ideal bir annenin olmazsa olmaz vasfıdır, onu istenilen düzeyde hayatına hâkim kıl ki evladını gözünden bile sakınsan, Allah’ın davasına kurban olarak verebilesin. Kimin gibi Berâ gibi Enes gibi…
- Aşk ideal bir muallimin olmazsa olmaz vasfıdır, onu istenilen düzeyde hayatına hâkim kıl ki Peygamber sevdası ile yoğrulan talebeler yetiştirebilesin.
Kaynakça
Muhammed Yusuf Kandehlevî “Hayâtü’s Sahabe” 1. Cilt syf 203 ve3. Cilt syf 196-198
Muhammed Emin Yıldırım “Sahabe İklimi” 2. Cilt syf 89-112