TASAVVUF / Sükût ve Tefekkür

Sükût âlimlerin sözü, cahillerin örtüsüdür. Sükût ve tefekkür birbirini takviye eden ve tamamlayan iki mühim haslettir. Kıymetleri çok yüksek olduğu için elde edilmeleri de o nispette zordur. Nitekim Lokman Hekim “Sabır ve sükût ne kadar büyük fazilet ise onlardan faydalanan da o kadar azdır.” buyurmuştur.
Peygamber efendimiz aleyhisselam “Rabbim bana sükûtumun tefekkür olmasını emretti. Ben de size tavsiye ederim.” buyurmaktadır. Bir başka hadisi şerifte ise şöyle buyrulmaktadır: “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kişi ya hayır söylesin ya da sussun.” (Buhari)
Hayır söylemek ya da sükût etmek Müslümanın söz disiplininin icabı ve imandaki kemalinin bir göstergesidir. Bir mü’min evvela lüzumsuz konuşmalardan kurtularak sükût ehli olmalı, sonra da kendini tefekküre alıştırmalıdır. Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “Onlar Allah’ın gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunan her şeyi ancak Hak ile ve belirlenmiş bir süre için yarattığını hiç kendi kendilerine tefekkür etmediler mi?” (Rum, 8)
Allah Resulü aleyhisselam tefekküre teşvik ederek şöyle buyurur: “Allah’ın yarattıkları üzerinde tefekkür edin.” “Tefekkür gibi ibadet yoktur.”
Hz. Ali radıyallahu anh şöyle buyurur: “İlimsiz ibadette, tefekkürsüz Kur’an tilavetinde fayda ve feyz azalır.” Ebud Derda radıyallahu anh şöyle buyurur: “Bir saat tefekkür kırk gece nafile ibadetten üstündür.” İmam Gazali “Ariflerden olmak istersen sükûtun tefekkür, bakışın ibret ve arzun taat olsun. Zira bu üç haslet ariflerin alametidir.” demiştir.
İmam Desuki ise şöyle der: “Oğlum cedel, nakil, yıldızlı sözler gibi faydasız şeylerle meşguliyeti bırakarak sükût ehli ol. İhlâsı seç, bu yolda salih amel işle ve nefsine uyma. Aklıselim sahibi olan kişiler dünya işlerine ait dedikodular ve boş şeylerden yüz çevirmeli, zira bu dünyanın dedikodusu toz gibidir, gönül aynasını örter, sen aklını başına al da susmayı ahlak haline getir. Eğer dedikodu yapmış, gafletle nice yanlışlara dalıp gönül aynasını gölgeledik ise tevbe ve istiğfar ile gönlün kir ve pasını silelim, öldükten sonraya bırakmayalım. O gün pişmanlığın faydası yoktur.”
Mevlana’nın tavsiyesi ne güzeldir: “Cahiller karşısında kitap gibi sessiz ol. Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar.” Şeyh Sadi şöyle der: “İki şey akıl hafifliğini gösterir: Söylenecek yerde susmak, susacak yerde söylemek.” Şair ne güzel söyler: “Sözün gümüş gibiyse de altın gibi sükûtun olsun. Zira kâmil insanlar kemalatı sükût ile elde etmişlerdir.”
Hâsılı sükût ve tefekkür en fazla muhtaç olduğumuz hasletlerdir. Yerinde yapılan sükût ve tefekkür insana huzur verir. Rabbim, akıbetimizi hayreylesin. Razı olduğu ve sevdiği kullarından eylesin. Lüzumuna göre konuşanlardan eylesin. Amin.