Putu Kıran Yolu Göstermezse Yaptığı Anarşistliktir

Putu Kıran Yolu Göstermezse Yaptığı Anarşistliktir

Dünya kutuplardan basık, ekvatordan şişkin, mavi ve sulu bir gezegendir. Ve biz Müslümanlar bu gezegendeki zulümlere başkaldıran, isyan eden bir avuç insanız. Dünya var oldukça batıl, dolayısıyla zulüm var olacaktır. Zulüm deyince sadece fosforun pişirdiği masum çocukları geliyor aklıma, aklınıza. Ya da Irak’ta kirletilen bir namus, belki de Arakan’da -şu anda kalemim bu satırları doldururken- kurşuna dizilen bir talebe… Ne acı tablolar, ne dramatik sahneler geliyor aklıma.

Ancak Rabbimiz hayatın her yerinde olduğu gibi zulmün de sınırlarını, tanımını koymuştur. Şirkin en büyük zulüm olduğunu bizlere anlatmıştır. Yiğit atsız, şirk putsuz olmaz. Her şirk düzeninin bir putu vardır, olmak zorundadır. İlk put akıldır. Ve ona ilk tapan şeytandır. Allah’ın secde emrinin önüne, aklının ateş topraktan üstündür emrini geçirmiştir.

Şeytanın modasını sürdüren insanlar bu yolda durmadan yürümeye devam etmişlerdir. (Moda kelimesinin buraya yakıştığı kanaatindeyim.) Bu açıdan yolun yolcuları oldukça üretken biçimde sürekli yeni putlar dikmişlerdir. Kimileri atalarının zamanında yaşamış salih insanları, kimileri despot idarecileri, kimileri türlü mahlûkatı, güneş, ay, yıldız, inek vb. kimileri taştan yontma eşyaları, kimileri sermayeyi ve sermaye sahiplerini, kimileri tıpkı bugünkü gibi akıllarında ve kalplerinde yonttukları putları…

Allah kulunu yalnız bırakmaz ve yolun tamamını bilmeyen güzergâhı çizemez. Bu kaide uyarınca Rabbimiz malum putlara karşı vahiyle hakkı arayan, böyle bir derdi olan kullarını dosdoğru güzergâha iletmiş ve yolu aydınlatmıştır.

Bu serüvenin en büyük temsilcilerinden Hz. İbrahim de kavminin taptığı, babasının elinden çıkan putları reddedip arayışa çıkmıştı. Güneşi ve ayı gözlemlemiş, en sonunda Rabbimizin lütfu ile doğru yola ermişti. Bu yolu anlatmak ve davet ile görevlendirilmişti. Ancak kavmi ve babası O’nu reddedip karşısına dikilmişti. Zaten bu hep böyle olur. Hikâye hep aynıdır. Peygamberlere ilk ve en büyük tepkiyi mabet ehli koymuştur.

Büyük bir bayram günü mabede giden İbrahim kavminin putlarını bir bir kırdıktan sonra baltayı büyük putun boynuna asar. Bu olay kavmini aciz bırakır. Putu kırılan ve aciz kalan her kavim gibi şiddete başvururlar. Ancak Allah hakkı batıla kelimelerle üstün kılmıştır, balta ile değil.

Balta putu kırdığında ne balta ne kırık putlar nazarımızı celp etmemeli. Buradaki bakış putu kıranın yoluna ve sarf ettiği kelimelere kilitlenmeli. Dolayısıyla yolu görenler put kırmayı sadece spor bilirler. Bu anlam şu mısraı çağrıştırıyor; “Yol O’nun, varlık O’nun, gerisi hep angarya.” Angarya, yani boş. Bu angarya put kırmayı da kapsıyor.

Putlar elbet kırılacak ancak yolu görüp bildikten sonra. Tıpkı Mekke fethindeki kırılan putlara kimsenin itiraz edememesi gibi. Bu itirazın olmamasının sebebi karşılarında tek ilaha kulluğu, özgürlüğün ve saadetin yolunu gösteren bir elçi olmasıydı.

Bugün gelinen noktada toplumun birçok putu var. Bazıları eski kavimlerin kırık putlarına gülerken sahip oldukları eli baltalı büyük putu göremiyorlar. Bunlar, gerek güçlünün yanında olmak, gerek menfaat icabı davranmak, gerek ne derler acaba düşüncesi, gerek güveni özgürlüğe tercih etmek, gerek koca koca yığınlar oluşturup ‘düşünmek’ yerine ‘maruz kalmak’ ve ahlaksızlığı bağışlayıp acizliğe tahammül edememek gibi birçok put…

Bülent Zencir ağabeyimizin de dediği gibi amacımız bir taşla iki put vurmak değil, yoldaki putları kaldırmak ve yola davet etmektir. Ve bu davet ancak sevginin iktidarı ile gerçekleşecektir. Dünyayı güzelliğin kurtaracağı aşikârdır. O zaman biz Hz. İbrahim’in ve peygamberimiz aleyhisselam’ın dosdoğru yolunun yolcularının tanımlayıcı niteliği balta değildir.

Bizim öncelikle güneşin, ayın, sermaye sahiplerinin, okulların, diplomaların, insanların ve sistemlerin ilah olmayacağını öğrenmemiz ve ardından öğretmemiz gerek. Zira balta insanı İbrahim de yapabilir, Nemrut da. Ancak imanın İbrahim olmaktan başka neticesi yoktur. Kalbinde sevgi iktidarını kurmayan hakikatle temas edemez.

Sevgi iktidarını kurmak dileğiyle…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.