Önce Kendini Düzelt

“Halkı iyilik yapmaya çağırıp dururken kendinizi unutuyor musunuz? Üstelik kitabı da okuyorsunuz? Aklınızı kullanmaz mısınız?”(Bakara, 44)

“Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.” (Rad, 11)

“… Başkalarını düzeltmek istiyorsan, önce kendini düzelt.” Hz. Ömer

Her insan hata yapabilir. İnsan beşerdir, şaşar. Önemli olan yapılan hatadan ders alıp onu düzeltmek ve erdemli insan olma yolunda ilerlemektir. Hatasını düzeltenler, hayatını düzeltir. Bu gerçeğe karşın günümüz insanı, hatalarını düzeltenleri değil, onaylayan insanları daha çok bağrına basmaktadır. Hatalar kimi zaman telafi edilebilirken kimi zaman da kalıcı izler bırakır. Her hata insanları doğruya ve güzele ulaştırma yolunda bir uyarı levhasıdır. Albert Einstein “Hata yapmayan insan yoktur. Kişinin insanlıktaki derecesi hatalarını kabul edip düzeltmek için gösterdiği gayret ve titizlikle ölçülmelidir.” der.

İnsanın hatalarını düzeltebilmesi için, öncelikle hatalı olan davranışı fark etmesi ve bunun hata olduğunu kabul etmesi gerekir. Bu da yanlış ve doğru davranışları fark edecek bir idrakin sahibi olmayı gerektir. Körü körüne ve koyu bir cehaletle hatasını savunan insanın bunları düzeltmesi pek mümkün değildir. Öyle ki, bilmeden yapılan hatalar yanlışlıktır. Bilerek yapılan hatalar ise hayata ihanettir. Necip Fazıl Kısakürek’in “İki insan çeşidi vardır. Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen! Zaman geçtikçe yüzsüzleşen.” sözündeki yüzsüzleşenler işte bu hainlerdir.

İnsanoğlu kendi hatalarını pek görmek istemez. Karşısındakinin hatalarını daha çok görmeye meyillidir. Üstelik toplumda başkalarının hatalarını görmek ve düzeltmek en çok başarılı olunan ve övünülen işlerden biridir. Başkalarının hataları öyle büyütülür ki, kendi hatalarına yer kalmaz! Elbet çuvaldızı başkasına batırmak kolaydır. Önemli olan iğneyi kendine batırabilmek ve kendi hatalarını görmek, düzeltmek ve doğruya yürümektir. Yanlışları ile yaşamaktan memnun olanlar için diyecek bir şey yoktur. Rahatsız olanlar ise doğruyu bulma çabasında olmalı ve değişim mücadelesine başlamalıdır. Sıkıntı ve sancı veren her değişim gibi bu süreç de kolay olmayabilir. Bu sıkıntıları göze alamayanlar, hayatlarında sürekli zikzak çizerek bir bunalım içinde yaşamaya kendilerini mahkûm ederler.

Bu nedenle yanlışları düzeltme yolculuğunda sabırlı olunmalı, panik yapılmamalı, kendine bu değişim için zaman tanımalıdır. Yaşanılası bir dünya inşa etmekle sorumlu olan insanlar işe önce kendinden başlamalıdır. “Ben kimim ve neyim? Ne yapıyorum? Ne yapmalıyım?” diyerek kendini sorgulamalıdır. Hatalı düşünce, söz ve eylemlerin tespiti yapılmalı ve bunların acilen düzeltilmesine çalışılmalıdır. Bu düzeltmeleri hep ileriye erteleyenler şunu bilmelidirler ki; mezarda zaten buna gerek kalmayacaktır! Ve herkes yaptıklarından ve yapmadıklarından hesaba çekilecektir.